- 620 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ŞIMARIK İLE KONUŞMALAR 2
Dr. İbrahim KARAER
Bir süre sonra Akdeniz Tatil Sitesi sakinleri ile kaynaşmaya başladım. Önce, Kaptan amcaya yaklaştım. Kaptan amca bana çok sevgi gösterdi. Migros’tan köpek maması aldı. Evin bahçesine girmeme izin verdi. Beni güzelce yıkadı, temizledi. Akşamları pargule altında kaptan amcanın ayakları dibinde uyumak çok hoşuma gidiyor. Kaptanın torunu Fulya benim en iyi dostum.
Yaşar ailesi de bana çok yakınlık gösterdi. Kasaptan benim için kemik aldılar. Önüme çok nefis yemekler koydular. Hasan ağabey ve çocukları Hakan ve Sevil bana bayılıyor. Evin hanımı Sibel abla, bana “bahçeye giremezsin, balkona çıkamazsın” diye yasaklar koydu. Fakat kısa bir süre sonra yasaklar kalktı, kapılar ardına kadar açıldı. Hasan ağabey, Hakan ve Sevil ile beraber olmaktan çok mutluydum. Hakan ağabey bana salam, peynir, fındık, fıstık ikram ediyor. Keyfime diyecek yok. Yalnız Hakan ağabeyin, Bayezit adını verdiği beyaz kedi keyfimi kaçırıyor. Ondan hoşlanmıyorum. Beyaz kediyi, Hakan ağabeyden uzaklaştırmak için, saatlerce havlıyorum. Bayezit benim havlamalarıma hiç aldırmıyor. Üstelik bana kafa tutuyor. Bayezit, bir akşam beni tırmaladı, kulağım kanadı.
Kaptan ailesi ile Yaşar ailesi arasında mekik dokuyorum. İkisini de çok seviyor, küstürmek istemiyordum. Hasan ağabey ve Sibel abla ile yürüyüşe çıkıyor, kaptan amcaya ısırma numaraları yapıyorum. Şu Kaptan amca, köpek halinden çok iyi anlıyor. Önceden “Lili” adında bir köpeği varmış. Bütün yaramazlıklarıma katlanıyor. Bana hiç kızmıyor.
Yaşar ailesinin araba ile geliş gidişini gözetliyor, onları yolda karşılıyorum. Yaşar ailesi alışverişe çıktıklarında mutlaka benim için bir şeyler alıyorlar. Oyuncak kemik bile aldılar. Ben onu, gerçek kemik sanıp toprağa gömdüm. Daha sonra bulamadım. Oyuncak kemiğimi kaybettiğime çok üzülüyorum.
Çocuklar, benim can dostlarım. Onlarla sabah akşam oynuyorum. Onlar bisiklete biniyor, ben de aralarında koşuyorum. Koşuşturma esnasında düşenler, ağlayanlar oluyor. Benden korkup kaçan çocuklara şaşırıyorum. Ben onları asla üzmek istemiyorum. Maksadım onlarla oynaşmak. İsmet amcanın torunu İbrahim ile iyi anlaşıyoruz. Kız torunu Meryem benden korkuyor. Şükrü amcanın torunu Ceren, başlangıçta benden çekiniyordu. Birkaç defa düştü kalktı. Şimdi benim en iyi dostum oldu. Nail amcanın büyük torunu Doğa ile hiç anlaşamadık. Dedesi, Doğa’nın benimle arkadaşlık kurması için kemik aldı. Doğa, korkusundan bana kemikleri ikram edemedi. Küçük kardeşi Duygu, çok hisli ve samimi bir kız. Duygu bana sevgiyle yaklaşıyor. Fikret Beyin yeğeni, şu sarışın küçük kız, Gülce benim en iyi arkadaşım.
İbrahim amca ile selamlaşmaya devam ediyoruz. Gönül teyzeden bahçeye giriş izni çıkmadı. Nedim ağabeyle dostluğumuz devam ediyor. Bekçi Ramazan ile akşamları nöbet tutuyoruz. Herkes benim “Akdeniz Tatil Sitesinin köpeği” olduğumu söylüyor. İbrahim amca da;
“Sokaktan geldin, sokağı unuttun,
Haneye kraliçe olmak umudun,
Pargüle altını saray mı sandın,
Site köpeği olmakmış kaderin” diye şiirler yazıyor
Her şey çok güzel, fakat site köpeği olmak hoşuma gitmiyor. Ben ev köpeği olmak, yani haneye kraliçe olmak istiyorum. Bu konuda, Kaptan ailesi ile Yaşar ailesine güveniyorum. Acaba beni evlerine kabul ederler mi? Yoksa Hamiyet abla gibi bir gün çekip giderler mi? Bunu düşünmek bile istemiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.