- 986 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
ŞEKİLCİLİK VE AŞK
ŞEKİLCİLİK VE AŞK
Aşk bana göre iki bedenin birleşmesi değil, aradaki ulaşılamayan hasretlik ve uzaklık bana göre… Çünkü ulaşıldığında cazibesini kaybeder.
Günümüzde flörtler, arkadaşlıklar, çıkmalar derken aşk arada kayboluyor. Şekilcilik gerçek aşkı geride bırakıyor!
Geleceğimiz düşündüğümüzde evlatlarımız, kızlarımız ve karşı cinsi, temelsiz bir sevgi üzerine mi yuva kurduruyorlar diye düşünüyorum. Beni bu konuya sevk eden ise boşanmaların aşırı derecede artması, yani evlenmelerin 1/3 birin evlendikten sonra ayrılması gibi rakamlar.
Önce kim nasıl bir hayat yaşamayı düşlüyor, ailenin rolü, çevrenin rolü ve etkenleri bu işin neresinden bakmak lazım gibi soruları kendimize sormalıyız.
Evlenmek mutlu olmak mı acaba?
Bir aile çocuğunu evlendirirken çocuğuna seçme hakkı veriyor mu, veriyorsa da çocuk, evlilik hayatının ailesindeki gibi olmayacağına hazırlanıyor mu?
Dinimizde evlilik bir hayır iş olarak, addedilir ne var ki günümüzde bu durum tam tersine dönmüş gibi gözüküyor.
‘’Edep ruhun, evlat bedenin meyvesidir.’’
Evliliğin sorumluluk, gelecek ve nesil bakımından bir edep olduğunu bilmeliyiz.
Kimi insan: ’’ Efendim ben kapalı kız arıyorum, kız kapalı; gittin istedin anne, babasının zoruyla kızı verdiler…’’ya da kimisi namaz kılan şahıs, adam namaz kılıyor ya yalan söylüyorsa, haram yiyorsa, yolsuzluk yapıyorsa, görünüşle tatbikat aynı değilse… Bu şekilcilik nasıl bir mutluluk verecek evlilikte?
Kapalı olmak iyi bir kadın ya da aile adayı olmak mı?
İnsanların hayata bakış açılarına göre alacakları sorumluluğu bilerek, hayatın şekilcilikten ibaret olmadığını bilerek, adab-ı muaşeret içinde saygı sevgi ile ileride hayatın getireceği zorluklar veya mutluluklarını da hesaplayarak geleceğini kurmalıdır. Peşin hükümle, “o çocuk abdestli namazlı tamam iyi bir eş olur” mantığı doğru değildir.
Aşk muhabbet duymaktır, aşk sevgi beslemektir…
İyi bir gelecek ve köklü bir aile ortamının oluşması çekirdek aileden geçer.
O yüzden hayatı yaşayacak olan çocuklara seçenek hakkını vermeliyiz; verirken de bir babanın bir annenin yapması gereken edep, ahlak ve hayat kurallarının, günlük egolardan ya da fantezilerden ibaret olmadığını ya da kişilerin görünümü, şekilleri ile olmadığını anlatmaları gerekir.
Gençlerin evlilik kararını verirken çok iyi düşünmeleri gerekiyor. Bir yaşamdan çıkıp yeni bir hayata yelken açmanın zorlukları, hayat ummanın dalgalarında, o gemiyi batırmadan karaya ulaştırmaları gereken tüm donanım mekanizmalarını, ruhen bedenen ahlaki akli olarak filikalarına koymalıdırlar.
Sevmekle ya da gündelik alışkanlıklarla, aşkı aynı kefeye koymamalıyız…
Sevgiliyle her gün görüşüp, çıkmak veya günümüzde flört denen şeyler sıradan, günlük işlerdir. Aşk ise kavuşamamak, sonsuz bir duygu, derin bir ıstırap, odunsuz ateş demektir…
Gençlerimiz geleceklerini gerçekler üzerine inşa ederlerse en azından hayat sofrasının lezzetinden paylarını almış olurlar…
Saygılarımla…
Bekir AKBULUT
18.12.2013
YORUMLAR
Aşk bana göre iki bedenin birleşmesi değil, aradaki ulaşılamayan hasretlik ve uzaklık bana göre… Çünkü ulaşıldığında cazibesini kaybeder.
aynı fikirdeyim..aşk kavuşmayınca aşk tır..
oldukça öğretici ve farkındalığı yüksek bir yazı okudum..
tebrik ederim üstad..
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Bu güzel deneme için ve seçkiye girdiğiniz için kutlarım.Selam ve saygılarımla!
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Bekir bey kardeşim güzel bir kunu işlemişsin yüreğine kalemine sağlık .Ne yazık ki bazı şeyleri göremiyoruz görmek istemiyoruz.Herkes her şeyin en iyisini istiyor hatta kendisinde olamayan olmayan halleri istiyorlar.Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki çok şey yapmacık .Gerçeklerle bağdaşmıyor ama elimizdende gelen fazlada bir şey yok....Yiğid gardaşım seni tekrar kutlarım Allah her şeyi gönlüne göre versin .(AMİN) selamlar yiğido