- 2650 Okunma
- 13 Yorum
- 5 Beğeni
YORUMLAR
Sevtap Kaya Nurgönül
nedir bu hikayeyi bir okuyucu olarak böylesi sevdiren şeyler..
öncelikle çok çok insani ve bizden.. yani okurken ortak noktalar görmek ve gülümsemek.. hatta dur başa dönelim..
intihar... nefes kesen, fazlasıyla bencilce-eğer ki hayatında seni seven başkaları da varsa- ama aynı zamanda da o kadar olağan ve aslında hepimize o kadar yakın ki.. bana burada çok hoş gelen şey ise, "boğulmaktan korkuyordu ama en huzurlu olacağı yerdi masmavi sular" ifaden oldu.. öyle değil miydi.. öleceğimizi bilsek de en arabesk tabiriyle ölümümüz sevdiğimizin elinden olsun ya da ezileceksem şahin değil de Ferrari ezsin beni, vs :))
sonra uyanmak o anda.. ve ölümün nefesini bu kadar yakın hissedince alelacele "o kişi" ye - o kişinin biz de dahil kimse kim olduğunu bilmiyor ve belki de hiç bilinmeyecek, şanslıysanız ve bunu taşıyacak yüreğe sahipseniz bulursunuz, kişiye mektup yazıyor. öyle ya, hayat kısa pişman olmak için.
ve bunları yazmak "en azından ben elimden geleni yaptım" deyip rahatlamakla eşdeğerdir, evet tıpkı hikayenin sonundaki şişeyi hızla denize atıp rahatlamak gibi..
hani diyosun ya, "nesirde başarılı değilim" diye, ben de derim ki "kendine haksızlık etmeee"
tebrikler ve sevgilerimle...
Sevtap Kaya Nurgönül
Güzel bir hikaye.
Aşk konularının nesirde işlenmesini sevemedim bir türlü nedense.
Aşkı, hep şiire yakıştırdım, şiirle özdeştirdim.
O nedenledir ki,
bu çalışmadan uzak durdum az buçuk.
Bir bukle okuyunca,
öyle yana yakıla sevda cümleleri kurulmadığını gördüm.
Sözün özü,
güzel bir çalışma olmuş.
Sevtap Kaya Nurgönül
Bir tutam hayat
Nesirdeki başarınıza gölge düşürmek değildir gayemiz.
Sadece,
nesirde aşk konularını sevemedik bir türlü demekteyiz.
Yoksa,
sizin başarınıza şapka çıkarmaktayız.
Sevtap Kaya Nurgönül
Güzel yazını kutluyorum... Ne çok yakışmış yerine..
Tüm mektupların aslolan yerine varması dileğimle...
Öpüyorum güzel yanaklarından...
Sevtap Kaya Nurgönül
Sevtap Kaya Nurgönül
O rüya sonrası. Hani biz canlılar, bitki olmayan öteki canlılar, gerçi karınca ya da çekirgelerin anatomileri hakkında fikrim de yok..biz en iyisi insan için diyelim..hani grip nezle olunca hapşırırız ya o saliseden daha küçük zaman diliminde kâlbin durduğu söylenir ya ve biz hakîkaten öldüm de dirildim oluruz ya... Öyle olmuş sanki. Kim olsa öyle hisseder.
Gerçek olsaydı. Gerçek olmalıydı. Kaybedilen ne olabilirdi ki. O şişe hak olan sâadete bir haber mi -rüyadan sonraki şişenin içindeki yâni-. Sâadet ne ki. Öyle bir şey var mı ki.. Melânkolik ya da melâlkolik bir bilinç değil benimki. Edebî niteliğini güçlü kılardı ve hattâ devâmen bir şeyler söylenebilirdi. Yaşayanlar sâhiden rüya görüyorlar ama rûh için aynısını söylemek komik olur.. Bu teknik fikrim diyeyim sen beni kov.. Hiç önemli değil, şahsî fikrimi de yazayım bu sefer sınır dışı da edebilirsin.
Tek sebebi o mektubun muhteviyâtı. Sen de biliyorsun ki o rüyadaki şişeden çıkanın mânâsını anlamak diye bir şey yok. Bildiğin şeyler olabilir. Omlet tuzsuz, baklava cevizsiz olmaz -fıstıklı baklavanın sebebi cevizin tedârik edilememesidir, o bir ikâmedir asıl değil-. Bilinebilir bâzı şeyler velâkin bazı şeyleri şu ampul icâdını başaran gelse bilemez..
Hissetmek.. Ne yazık ki buna aklın gücü yetmiyor. O mektup ona başkasına hiçbir şey ifâde etmeyebilir ama hissedene de böyle saatlerini yazdırarak harcatabilir. O satırları yazan yaşamaz ama rüyasında gören yeniden doğdum der. Bunun için dedim sözde teknik paragrafında. Bizi o suyun kumlarına gömmeliydin. Bir satırın şu kaçırılan göçürülen kırmızı yeşil banknotlardan ya da altın elmastan daha kıymetli olduğunu düşünen insanlar var. Yaşayanların sözleri pek mânidâr olamıyor kısacası ama göçük yüreğin söylemi kânun nevî kıymetlidir. Ümit yâni, ümit gibi. Ümit, parayla ölçülür bir şey mi? O ümit para için olunca mı kıymetli olur yoksa Orhan Gencebay'ın ben daha doğmamışken söyleyip de halka beğendirdiği ve Tarkan'ın şimdilerde okumayı vefâ borcu gibi gördüğü "hatasız kul olmaz" daki ümit gibi olunca mı daha kıymetli olur.. Ben böyle yazarken soru sorar gibi yaparım ama cevâbın cebimizde olduğuna şüphem yoktur.
Samanlık seyran târifi destekçisi değilim ama kâlb, köz olmadan hiçbir şeye benzemiyor.. Şu Kekilli şarkısını dillerinden düşürmeyenler gibi söylendim, estağfurullah..
Sen ne dediysen asl olan odur. Benimki o yüzü gözü şiş cesetin dili, hoş gör.
Esen kalasın.
**Havin_** tarafından 12/19/2013 1:35:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevtap Kaya Nurgönül
**Havin_**
Eyvallah, ömür var ise yarın da buradayım.. Şarj bitmesin sonra kızma bana ;))
Sevgimle -samimiyim-..
Sevtap Kaya Nurgönül
bilmem anlatabildim mi:) ha bir de artı olarak, herkese dediğim gibi, sana da demiş olayım, nesir konusunda tamamen acemiyim, hiç bir iddiam yok,çok teşekkür ediyorum tekrar gönül emeğine canım...çokça sevgimle...
Sevtap Kaya Nurgönül
Her paragrafta farklılaşan hikayenin gidişatı ile ve okuyucuda hissettirdiği duygulardaki ani değişim şoku ile ne kadar güzel ve farklı bir yazı idi okuduğum.
Canı gönülden tebrikler
Sevgilerimle
Sevtap Kaya Nurgönül
Sevtap Kaya Nurgönül
"Seni seviyorum, kim olduğunu, neye benzediğin ve nerede olduğunu bilmesem de, seni çok seviyorum.Ve biliyorum bir gün ben bu hayatta olmasam bile, seni bulacak sevgim ve sen okuyor olacaksın bu yazdıklarımı..."
şiir kadar güzeldi
belki açılımıydı şişedeki mektup ve şiirin
ve ben buradan
yazdıklarından öyle etkilendim ki
haykırabilir miyim izninle
belki duyar sesimi kim bilir okyanus ötelerden
seni seviyorum
hep sevdim
hep seveceğim
tıpkı
senin beni sevdiğin gibi
ey yar...
değerli kardeşim
teşekkür ve tebrikle
sevgimle çok
Sevtap Kaya Nurgönül
Kısa öykü ya da hikaye diyebiliriz. Ama çok beğendim.
Önce rüyada ki kadına kızdım tabi..Sonra korktum..Sonra sevindim :)
Kalemi hızlı bir öykü olmuş..Bazen ben de böyle yapıyorum..Sanki arkamızdan atlı geliyor da..
Bunu niçin söyledim ?
Hikaye ya da öykü güzel ama çok daha güzel olabilirdi..Bu düşüncemi bir değerlendirin bence..Yani biraz daha uzun olması konusunda..Çünkü anlatım pozitif
ve neticede bizde etki bıraktığı kesin....Önemli olanda okuyucuda bu...Güzeldi
Başarılar diliyorum
Sevtap Kaya Nurgönül
İnsanın içini rahatlatır sanırım yazmak ve suya bırakmak hikayesini.