"günlerini düşler krallığında geçirmeyenler, günlerin kölesi olur." halil cibran
imge_ve_sanrı
imge_ve_sanrı

Aynalardan atlamak

Yorum

Aynalardan atlamak

5

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

905

Okunma

Aynalardan atlamak

Önce aynayı taradı... Sırrı, yansımasıyla karışmasın diye suret suret böldü; baktı ki görülen, görülmeyenden daha yokluğa müsait, o anda ani bir kararla yeryüzünün en tekinsiz yeri olan kendinde öldü... Aslında ölmek değildi bu, kaideye iştirak, tüzüğü "hayata" geçirmekti... Ziyadesiyle kafa karıştırıcı gibi görünse de aslında aklın bizzat kendisinden daha basit bir mantığı vardı bu ölmenin, bu işin...

Dükkânı açtığında henüz ortalık karanlıktı... Yağmur mu yağıyordu yoksa yağan şey yağmura mı dönüşüyordu bilinmez, ıslak kepenkleri kaldırıp, kilide de "kılik" sesini yedirdikten sonra içeri girdi. Bir hayli soğuk, bir hayli betondu dükkân... Dönüp vitrine baktı. Camdan öte üşengeç bir tavana benziyordu; öyle ki tavan olmanın katılığından üşenip cam olarak durmayı daha kolay farz etmişti.

Tavandaki lambanın üflediği ışıkla dükkânı aydınlatıp kendine bir çay demledi. Şekeri atıp da çayı karıştırmaya başladığında sokağın aydınlanmaya başladığını gördü. Bir bardağa bir de sokağa baktı; kaşığı aksi yöne çevirmeye başladı. Hava yavaştan kararmaya başladı. "Tövbe" diyerek doğanın düzenini bozmadan yeniden karıştırmaya karar verdi. Ortalığın aydınlanmasının ardından, uykularından yüzülmüş insanlar belirdi sokakta; gözlerinde pıhtılaşmış bir görü, ölümün çapak çapak özü... Kiminin adımında beliren yolun, tüttükçe hissizleşen uzaklığı vardı; kim gidecekti onca yolu? Bir huya dönüşen bu yol, hangi alışkanlığın vazgeçilemeyişiydi? Kimin adımında cisimleşen yol, bir uzuv, bir organ gibi uzanıp uzak diye bilinen şeylere yoruluyordu...

Çaydan son yudumu aldığında girdi içeri kadın; uzun saçlı, kısa boylu bir kadındı. Saçıyla boyunu mu yoksa kusursuzluğunu mu örtüyordu bilinmez ama saçı kadının, bir hayli derin eşilmişti. Masanın önündeki sandalyeye oturup bir sigara çıkardı montunun cebinden. Masadan uzanarak kadının sigarasını yaktıktan sonra "Çay?" dedi adam...

- Sanırım biriyle karıştırdınız. Ben Meltem. Dedi kadın...

Yanındaki demliğe kısa bir bakış atan adam, her ihtimale karşı kadının da çayını doldurduktan sonra "sizin için ne yapabilirim" diye sordu.

- Ölebilirsiniz... Dedi kadın.

Hemen çekmecelerden bir form çıkartan adam, kadına uzattı elindeki kâğıtları. Ciddi bir müessese olduklarından, referanslarının ellerindeki formda belirtildiğinden ve "dilerseniz çaya limon da verebilirim"lerden de bahsettikten sonra ölecek kişinin bilgilerini rica etti...

Kadın önündeki formu doldururken "ben öleceğim" dedi. Çay o anda bir soru işaretine dönüştü.

-İlk defa mı böyle bir şeyle karşılaşıyorsunuz. Dedi kadın.

"Elbette, hayır" dedi adam, sonra ekledi;

- Ama ilk defa bu kadar genç biri geliyor.

- Kendimden altı yaş büyüğüm...

Önünde çayı avucunun içinde tutan adam;

- Hiç, göstermiyorsunuz.

- Gösterseydim hiç olmazdı zaten...

Formu yaşadığı hayattan da kısa bir sürede dolduran kadın, adama uzatırken;

- Peki, yerime ölecek kişiyi seçebiliyor muyum?

"Bittabi" dedi adam, önündeki katalogu uzatırken;

- Elinizdeki katalogta pek çok intihar etmek kişiyi göreceksiniz. Onlardan dilediğinizi seçebilirsiniz. Yalnız, sonra bir karışıklık olmaması için ücreti peşin aldığımızı belirtmek istiyorum.

Elindeki katalogu incelerken "ücret sorun değil, peşin ödeme yapacağım zaten..." dedi. Adam zevkle çaydan bir yudum alıp, açıklamasına devam etti;

- Şuan bir kampanyamız var. "Güle güle öldük" diyoruz biz bu kampanyaya... Eğer seçtiğiniz kişinin kendi hayatı hoşunuza giderse onu yüzde elli - evet, yanlış duymadınız- tam yüzde elli indirimle sunuyoruz. Eğer seçtiğiniz müstakbel ölünün hayatını beğenmezseniz de diğer katalogumuzdan faydalanabilirsiniz. Orada daha önceden boşaltılmış hayatlar da mevcut...

Katalogu masanın üzerine koyan kadın, parmağıyla on altıncı sayfadaki kadını gösterdi. "Bu olsun lütfen" dedi... Adam başıyla onayladıktan sonra, kadının doldurduğu formun ilgili yerlerine çeşitli notlar aldı. Bundan fırsat bilen kadın;

- Hayata gelince, seçtiğim cesedimin hayatı hoşuma gitti, evet onun yerine yaşamaya devam edebilirim...

Çantasından çıkardığı bir tomar parayı adama uzattıktan sonra "ölme şeklime karar verebiliyorum herhalde" dedi. Adam arkasına yaslanıp;

- Kesinlikle ve bu ücrete yansımıyor. Müessesemizin bir ikramı...

Suretleri yokluklarının sıfatları olan aynaları düşündü kadın... "Aynadan atlasın o zaman..."
Bilmiyordu ki kadın, aynadan düşen birinin öleceği tek şey olmayışıydı...

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aynalardan atlamak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aynalardan atlamak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aynalardan atlamak yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sevtap Kaya Nurgönül
Sevtap Kaya Nurgönül, @sevtap-kaya-nurgonul
19.12.2013 00:58:18
Oldukça farklı bir yazı ve burnuma hiçlik kokusu geldi...yazının finalinde ki suretleri yokluklarinin sıfatları olan aynaları da animsadim:-) ilgiyle okuttu kendini yazı, tebrikler...
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
17.12.2013 23:30:23

"Güle güle öldük ..." cümlesinin geçerliliği bu yazıyı okuyunca daha bir gerçek oldu yüreğimde yaşama dair...

Aynalardan atlamak sonucu da ekstrası yazının , gözden kaçırmamalı okuyucu çünkü nasıl yapılacağını çözebilirse büyük kazanım ölmeye dair...

Saygılarımla





renbo
renbo, @renbo
17.12.2013 21:48:22
Bazıları okur.bazıları iyi yazar
ahirzamanmelegi
ahirzamanmelegi, @ahirzamanmelegi
17.12.2013 19:42:17
10 puan verdi
Başından sonuna her cümle muhteşemdi. Yazmak üzerinize müthiş yakışıyor. Tebriklerimle.
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
17.12.2013 19:17:56
düz yazılarınızda çocukluğumda okuduğum...romanların lezzeti var...sanki sinekli bakkalı çalıkuşunu okuyorum...

klasiklerden gibi...bunu nasıl tarif edeceğimi bir türlü bilemedim...sıkmadan su gibi okutuyorsunuz

saygılarımla kutluyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.