- 556 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ölçü
Ölçü
Evrende herkesten sadece bir adet var, o dahi tektir; tekten. Bu nedenle bırakın herkes farklı olsun. Bir kişiden iki tane olsun diye uğraşmayın; şirk olur! Herkes farklı zaten, esma sınırsız çünkü! Evrende tekrar yoktur! Bir göz kırparken bile sayısız yaratılış var! O halde eski öğretiler, eskide kalmak zorundadır! Öylesine yeni bir öğreti gelecek ki her an kendini yenileyebilecek. Bu öğretinin eskilerle direk bağlantısı olmayacak! Ben buna "Altınçağ Öğretisi” diyorum ama bu "Altınçağ" söylemi daha önce duyduklarınızdan farklı olacak!
Öyle bir sistem düşünün ki eskimesin, yani güncellemeye açık olsun. Yaşayan bir sistem olsun. Eski çağların dar kalıplarında olmasın. Her an taze ve diri olsun. İnsanlığın her ihtiyacına cevap versin. Ne gerekiyorsa o şekilde açılsın. Bireyin özgürlük alanını sadece diğer bir bireyin özgürlük alanıyla sınırlasın! Yani her bireyin alanı eşit olsun. Seçilmiş, kutsal kişiler ya da zalimler ve soylular sınıfı olmasın! Toplumsal alan, bireyin alanını sınırlamasın. Birey, toplumu oluşturduğuna göre her birey kendi hakkını kendisi talep etsin. Birileri kendi menfaati için toplumun hakkını savunma işini kendine vazife edinmesin! Her birey kendi yeteneklerini açığa çıkarmak için çalışabilsin, insanları birileri eski zaman öğretilerine kurban etmesin. Nesil yetiştirmeye de kimse soyunmasın! Düşünsenize toplumda birileri çıkıyor yeni nesli kendi algısını “Doğru” kabul ederek yetiştirmek istiyor; nesil eski zaman öğretileriyle mi yetişecek! Nesil, yetiştirilmez yetişir! Neslin önündeki engelleri kaldırın bakın nasıl yetişir özgür nesil. Eski zaman söylemlerine esir olmuş köleler ya da militanlar yetiştirir gibi nesil yetiştirilmez! Bu nesil mühendisliğinin de bitmesi gerekiyor! İşte ben böyle bir sisteme “Altınçağ Öğretisi” diyebilirim.
Herkes kendi kıymetini kendi bilsin, kendini değerlendirsin; kimse, kimseyi ölçmesin. Ölçerse, ölçüyü-tartıyı eksik veya fazla yapar!
Fahişeleri neden severim, bilir misiniz? Beni asla yanıltmazlar ve ben onlardan uzak durmam gerektiğini kendim bilirim! Çünkü onlar beni aldatmazlar, olduğu gibidir onlar; rol yapmazlar! İsa, Maria taşlanmak istendiğinde "İlk taşı günahsız olanınız atsın demiş!" Ve kimse bir taş atmadan orayı terk etmiş! Çünkü günahları onlara öyle bir görünmüş ki... "Namus" konusunun içini boşalttılar ben de "İffet" diyorum. Bu dahi içseldir! Perdelenir işte! Gösteriş olmasın da...
Hani kuranda var; İsa’ya iman etmeyen kalmayacak ve İsa kıyamda ehli kitap (Zebur, Tevrat, İncil, Kuran) ehli aleyhinde şahitlik edecek! Bu konu çok mühim! Nisa ;159 “Kitab ehlinden hiç kimse yoktur ki ölümünden önce, ona (İsa’ya) iman edecek olmasın. Kıyamet günü o (İsa) onların aleyhine şahit olacaktır.” kuran.diyanet.gov.tr / Kur an.aspx#4:159
Son tahlilde; su akar yolunu bulur! Su kendi yolunu akışa göre bulur. Eski mühendisler yol yaparken eşeği salarlar geçtiği yerlerden yolu yaparlarmış. Yani en az eğim ve en kestirme yolu eşeklerin doğal akışından tespit ederlermiş! Doğal akışa uygun olmayan yollar da sorun çıkarırmış. Şimdi teknoloji ilerledi köprüler, tüneller yapılıyor işler kolaylaştı ama yine de doğal olanı daha emin ve sorunsuz olur! En kestirmesi yaya yolu olur ormanda yürüyüşten bilirim. Bırakın bireyi kendi kestirme yolundan gitsin ha öncekilerin bıraktığı izler olmasın mı olsun elbet. O izler olmasa yolunu kaybeder insan! Ama şu var öncekilerin ne maksatla nereden gittiği yenilerin maksadına uygun olmayabilir. Ben dağa gezi maksadıyla giderim çobanların keçi yollarını da görürüm ama o yollar beni kendi istediğim yere çıkarmaz! Maksat farklı çünkü! Sözü uzatmayım; herkes kendi yoluna! Arkadaş senin yolun sana, benim yolum bana güzel. Bana yol yapma! Yolumu da kesme! Beni de ölçme! Kimse kimseden ruhsal potansiyel olarak yüksek ya da düşük değildir! Potansiyel açılımını başaramayanların hali başka elbet! Onları da zorlamamak gerek, kırılırlar! O kadar!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.