Bir sigara yakın ...
Kimi zaman,
neyin doğru yada yanlış olduğuna karar veremediğiniz anlar oluyor,
ve yapmanız gerekenin, gerçekten gerektiği konusunda şüpheye düşebiliyor,
kendi kendinizle,
kendinizin,geçmişinizin,
hayatınıza dahil ettiğiniz doğru yada yanlış insanların size yaşatmış olduğu elemlerin,
dertlerin, ve geride size bir ömür boyunca eşlik edecek bir çok iyi ve kötü anı ile başbaşa kalıyorsunuz ...
Korkmayın geçer demeyi çok isterdim, ama geçmiyor...
Kendimden biliyorum .!
Siz ne kadar kaçsanız da, ne kadar düşünmek istemesenizde, peşinizi bırakmıyor...
Bazen adımlayıp yürüdüğünüz caddeler,
bir çay içimlik oturduğunuz mekanlar,
kulağınıza hafiften çalan bir şarkının içinde geçip giden sözler,
size unutmak için çaba gösterdiğiniz ne varsa, hatırlatacaktır ...
Efendisi olamadığımız ve her şeye ilaç denilen zamanda geçirmiyor artık hiçbir şeyi...
Geçti sandığınız acılarınız tekrar aynı yerinden kanamaya başlıyor...
Ama;
biliyormusunuz, eskisi kadar da acıtmıyor...
Sadece ince ince sızlıyor.
Sonra sırasıyla duygularınızla yüzleşmeye başlıyorsunuz ...
Sevginizden önce,
Nefretinizi anımsıyorsunuz...
Sonra anlık öfkeleriniz çıkıyor gün yüzüne...
Biraz sakinleştikten sonra,
geçmişte ki yaşanmışlıklar geliyor aklınızın en derin yerinden,
gözlerinizin önüne film şeridi misali ...
Tatlı bir tebessüm düşüveriyor, yanağınızın kenarına,
anımsadıkça her şeye,
en çokta sizi bu hale koyup gidene sitem ediyorsunuz ..
Sonra sevgi dışında hissettiğiniz bütün duygularınız yok oluyor ...
Ne nefretiniz kalıyor geride, nede öfkeniz ...
Kalbinizin en kırık yeri bile onun size olan sevgisini hatırladıkça onarmaya çalışıyor kendini ...
Vücudunuz bir insana karşı böyle tepkimeler verebiliyor, ve siz hala o insanın doğru olmadığını düşünüyorsunuz ...
İlk defa düşündüklerinizde haklısınız.
İnannın bana, sevmek için doğru insana ihtiyacınız yok ...
Doğru insan, doğru bakan gözlerdedir ... Temiz ve art niyetsiz iseniz,
her baktığınız doğrudur ...
Taşıdığınız kalp bir sevda katilini,
yada bir zayi’ yi ve daha bir çok imkansız insanı sevebilir...
Sonuçta mesleki açıdan her kim olursa olsun,
insan’dır ... İllede sevmek için karşımızdaki insanın mesleğine,
konumuna yada gelir seviyesine bakıpta sevmemiz gerekmiyor ...
Bunun için kendinizi suçlamaktan vazgeçip,
fazlada kafanıza takmamaya bakın,
sevmenin ve kalp kırıklıklarınızın tadını çıkarın...
Çünkü yarın,yada bir sonraki gün kalbiniz daha fazla kırılacak...
Histerikleşeceksiniz
ve
bu sizin belki de en büyük kaybınız olacak...
Takmayın her şeyi kafanıza, her şey yazıldığı gibi,
olacağına varıyor ... Ne kadar yırtınsakta, verdiğimiz zarar kendimizden başkasının canını acıtmıyor ...
Şimdi size tavsiyem,
buraya kadar okumuşsanız, ve yazdıklarımda bir nebzede olsa kendinizi bulmuşsanız,
yerinizde kalkıp bir kahve yapın kendinize,
hüznünüze,
tükenmişliklerinize
ve
yaşanmışlıklarınıza inat,
bir de sigara daha yakın ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.