- 881 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAİR ŞİİRİNİN NERESİNE DÜŞER
Önce bu soruyu sormalı;herkes şair olabilir mi,olmalı mı? Olamaz ve olmamalı..Herkesten her bir şey olamadığına göre ,neden herkes şair olsun? Olmaz ya zaten.Sonra ,şu soruyu sormalı;şairlik öğrenilebilir bir şey midir, okuryazarlık gibi? Benim cevabım hayır.Eyer şiir bir sanat sa ve şairlik bir sanatkarlık sa olmamalı ,olamaz,neden? Kırk yıldır evimde bir bağlamam var,beş yaşında ki çocuk kadar çalamıyorum.Müziği çok seviyorum ama,müzik kulağım yok,bana neyi öğreteceksiniz? Bakın sevmemi engelleyen bir şey yok.
Demek;şairde,şiirde ,sınırlandırılıbilir bir şey,herkesin işi değilmiş,ama sevmemizi engelleyen bir manide yok. Madem öyle, şair, şiire neresinden girer,kapıdan,bacadan,kırıklardan mı sızar içeri.Bu önce bir iklim sorunu, iklimini bulacaksın; aileden,okuldan,çevreden,şehrinden,ülkenden,dünyamızdan. İklim tamam olunca;rüzgarını yakalayacaksın;kim,nerede,ne zaman,ne nedenle çıkacaklar önüne. Modeller seçeceksin ruh iklimine uygun. Ustalar tanıyıp,edineceksin,onlarla büyüyeceksin şiirine. Bu bir doygunluk sorunu..Nerede ve ne zaman sen, söylemeye,yazmaya başlarsın? işte buradan,her bir şairin geldiği iklimle ilgili ve kabiliyeti-yetileri,filizlenir yavaş yavaş..Bir yandan kaynaklardan beslenirken, bir yandan kendini gerçekleştirme başlar ve bu ölene kadar sürgit devam eder..Taklit mi? Ben şiirde taklite inanmam.Taklit varsa,zaten sen yoksun,biz onu okuyoruz ve sen sadece aldanıyorsun.Yalnız şöyle bir fark var;İnsanız ve sonuçta aynı kaynaklardan besleniyoruz.Yaratılışımız itibariyle ruhlarımız zaman zaman aynı toplanma bölgelerinde buluşabilirler.Tren raylarının biribirini kesmesi gibi, bir yerlerde buluşmalar olur, bu taklit değil olağan bir şeydir.Ada da yalnız değiliz ki..Ve ya okuduğunuz,her gün okuduğumuz herhangi bir şiir ruhumuzun kapalı bir sayfasını aralayabilir, şair oradan hareketle şiirini örer,bu örgüde ayağını bastığı yerin elbette kokusu sezilir ama,onun asla takliti değildir.Yani yüzdeyüz özgünlük diye bir şey iddia edilemez.O zaman ona şairden başka bir sıfat yüklemeliyiz.
Demek ,şairimiz iklimiyle birlikte vardır.O zaman falancanın şiiri demeye nereden başlarız.Şair kendisini,kendi şiirini gerçekleştirdikçe çevreden kopmaz, ama,çevrenin dışına çıkarak dışarıdan bakmaya başlar. Ayırır kendini diğerlerinden ve kendince ben olmaya başlar ve biz bunu farkederiz,rahatlıkla; olsa olsa falancanın şiiri diyebiliriz.Şairin gücünü ve büyüklüğünü bize bu durum hatırlatır.Özgünlükte budur ve bu kadardır.O nu insan olmaktan çıkarmaz.
Neyi yazar şair? Şiir eşit şairin kendisi midir? Asla. Ama şairin özellikle kendisini anlattığı şiirler olabilir, bunun adresinini dışardan bakan biri olarak bizde farkederiz.Şair,her şiirinde mutlaka biraz kendisidir,bundan kaçamaz ama,aynı deyildir. Şair bir tür okuma yapar kainatı,bütün varlığı..Kendi ruh iklimine uygun düşenleri çeker aradan ve bir seleksiyon yapar. Duymak istediklerini seçer,duyurmak istediklerini seçer,bunun çoğu zamanda farkında olamayabilir. Bu,diyer yazı türleri gibi her zaman bilinçli bir seçim olmaz.Bu da şiirin doğasından kaynaklanır.Farkındalığı da biraz buradan gelir.Şiir aynı zamanda bir terennümdür,varlığın sesini dinleme..Onun için her şiirin dilinde biraz müzik vardır.Şiirde illada müzik olmalıdır demek değildir, bu durum.
Şair,varlıkla,belki yoklukla girdiği alışverişte,alıp eyninde yoğurduğu ruh mahlüllerini kendince yaniden inşa ederek dış dünyaya arzetmesidir.Şu örnekle bağlamam mümkün;mevsimi gelir ve çiçekler açar,her çiçekden bal olmaz.Ama her çiçek usareler sızdırır dışarıya iklimini bulunca.Ne demek bu?Yani çiçek olmakla bal olmaz.Belli bir sıcaklık ve rutubetinde olması gerek ve onu taşıyacak arı.Bu çiçeklerdeki usarelere biz nektar diyoruz,bal diyemiyoruz.Sonra uygun iklimde arı onu alır,kursağından geçirir,yani kendisinden bir kısım çok faydalı enzimler ilave eder ve peteye kusar,bu diğer arılarca işlenir gerekli yerlerde,ondan sonra oluşan mahlule-eriyiğe biz bal adını verebiliriz.Arı balda ne kadar vardır sorusu zannedersem meramımı anlatmaya yetmiştir.
Tüm şiir dostları sağlıcakla kalın.Şiirli günler dileğimle,selam,saygı.
YORUMLAR
Şair şiirin neresine düşer...Üstadın yazılarına bir başka duyarlılık gösterdiğimden en uygun zamanı bekledim.Bir değil iki kere okudum.Öncelikle evrensel ve de tükenmeyecek-güncelliği bitmeyecek sayfalarla karşımıza çıktığından dolayı üstada ayrıca teşekkür ediyorum.Evet konu şiir,şair,yazmak neyi-nasıl-niçin...yani detaylarla dolu.Keşke forum alanı açıp tartışabilsek..neyse...Ben asla kendimi şair olarak görmüyorum amma velakin , Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği en büyük otoritelerden Güzide Gülpınar TARANOĞLU üstadım...yolun açık olsun sana-yazdıklarına ekleyebileceğim tek satır yok demişti yani icazetliyim.Demektirki ben şairim.İsterimki bütün kalem sevdalıları kendilerinden çok önce başlayan ve de emekleri ile yıpranmış olan üstad dediğimiz ehillerden en azından 8-10 eserleri ile görüş-fikir alsınlar .Edebiyat nankör bir daldır çok iyi yazdığını iddia edenler daim sınıfta kalmıştır.Herkes yazı yazabilir amenna..YAZIYA lafım yok..
Herkes makale-şiir yazamaz.Ammavelakin her kes duygu ve düşüncelerini dizelere dökebilir bu ne derece şiir dir..gerçek şair anlar.Konu derin ..ileride tartışalım.Her kalem tutan şair değildir......icazet lazım... bizim,bize sanal alemde yaptığımız beğeni
dolu yorumlar genelde dostluğumuzun belgesidir...körlerin,sağırların birbirini ağırlaması gibi bir şey kusuruma bakmayın..gerçek eleştiri yapabilirsek,muhakkak ki iyi şairler yetiştirebileceğiz.Aynı zamanda gerçekçi,acımasız eleştirilerden de asla kaçmamamız lazım.İşte o bağlamda ŞAİR Oluruz...Belki Hacı Bektaş-Yunus-M.Akif-Nazım-Soyuer-
Gülpınar-H.Arif-S.Ali....Y.Kemal...olamayız AMMA KENDİMİZ OLURUZ...
KENDİ ŞİİRİMİZİN SESİ OLURUZ...BİZ OLURUZ...
Atiye DANIŞ tarafından 5/2/2008 2:07:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ne güzel anlatmışsınız.Elinize , yüreğinize sağlık. Şiir yazmak gerçekten öğrenilecek bir beceri değildir. Kendinizi yazmaya istediğniz kadar zorlayın, bir yerlere kapatın, inzivaya çekilin veya kendinizi prangalayın. Bu, ruhla beraber insana lütfedilmiş bir melekedir diyebilirim. Dediğiniz gibi bu duygunun iklimine girdi mi insan, bal misali dökülür dilden kaleme ve kağıda.
Ben aranıza yeni katıldım. İyi ki sizleri tanıdım. Sağlıcakla kalın. Selamlar Riha.
Şair şiirin yüreğidir be üstat. Ya da tam tersi şiir şairin yüreğidir. Yürek olmadan varlık devam edebilir mi hiç? Ben şunu bilirim, herkes şiir yazar belki, duygularını harmanlar, ama aktarım önemlidir ve bu öğrenilecek, öğretilecek şey değildir. Mesela bana resimin en ince noktalarını en hassas çizgilerini, renk uyumunu en nitelikli biçimde anlatsalar, inanın çöp adamdan başkasını yapamam. Yapmak isterim tabi , denerim de, ama sonuç koca bir hüsran olur. Aynen böyle şiir de. Aa şu da var. Eline mikrofon alan ben şarkıcıyım dyorsa, şiir yazan herkes de ben şairim diyecektir. Biz bilsek de o bilmeyecektir şair olmadığını.
Mesela Ben ne kadar şairim tartışılır ama kendimce yazıyorum bir şeyler. Emek veriyorum, bilgimi, duygumu, şiirsel zevkimi harmanlayıp yazıyorum şiirlerimi, ama şairim diyemem ki. Velhasıl, şiirin yüreğidir şair, o nasıl atarsa şiir de öyle şekillenir. Sevgimle..
Şair şiirin neresine düşer...
Bazen bütününe bazen sadece bir dize yada...
Hepimiz insanız ve beslendiğimiz kaynaklar aynı sadece algılayışımız farklı farklı bu algılayışlar ve dile dökülmesi zaman zaman aynı olabilir netice itibariyle aynı dili konuşuyoruz bu nokta da direk çalıntı yada alıntı demeyi doğru bulmuyorum...
Şair olmanın okulu olur mu ?
Şayet olsaydı bütün edebiyat mezunları şair olur sayfalar dolusu şiir yazardı...
Yazınızı beğeniyle okudum...
Yüreğinize sağlık...
Kaleminiz daim olsun...
Sevgili abiciğim.
Burada yazmış olduğunuz konunun tümüne içtenlikle katılıyorum. Şiiri herkesin aynı düzeyde yazması ve dünyaya aynı gözlükle bakması ,aynı duygulara sahip olması elbette beklenemez. Herkes hissettiği kadar yazar. becerisi kadar şiire benzetir. Bizler de yorumlarken şiirin içerisine girebildiğimiz kadar, şairinin o anki ruh halini anlayabildiğimiz kadar o şiiri anlarız ve yorumlarız. Bu yüzden yapılan tüm yorumları da fazla dikkate almamak gereklidir. ha bu yorumları hiçe saymak demek değildir. mesela ben bu yorumları okurken kendime diyorum ki "bakalım benim duygularımı ve şiiri yazarken taşıdığım ruh halimi en iyi kim analiz edebilmiş." , fikirlerim beni okuyanlar ile nerelerde örtüşmüş ,nerelerde örtüşmemiş. Bu da benim yaşantımın belki de gelecek safhalarına ışık tutan nüeleri oluşturuyor. bana tecrübe kazandırıyor diye düşünüyorum. Bilmiyorum bu konuda sizin yorumunuz nedir.
Saygılar sunuyor ve başarılar diliyorum.
Efendim , şiiri , şairi , şaireyi tanımlamanız yerindeydi .
Şu bir gerçek ki , herkes şair olur mu. Olmaz. Herkes besteci olur mu , olmaz . Herkes enstruman çalar mı çalamaz. Herkes adam , herkes duygusal , herkes vicdanlı olamaz denecek kadar kesindir yargı. Şiir , belki bazı kuralları gerektiriyorsa da , duygu insanı yazmaya zorlar . İnsan bir yerde içindeki alevi yazarak söndürür.
Şiire benzer mi . Benzemez belki ancak düz yazı da olsa bir duygudur . Kimi duygularını düz yazı ile anlatırken kimi süsler , püsler öyle yazar . Adı , kuralıyla şiirdir onun.
Artık şiirler de de, hece , serbes, aruz , yeni akım ... Bir dolu çeşni oluşturulmuş . Hangisi ruhunuzu okşuyorsa , buyruuuuun , deniyor .Adeta...!
Ben şair miyim ... Bunu bilemem ancak , ben çok hassas yapıda , duygusal biri olduğum için , uçan kuşun kanat çırpışına beste yaparım, güfte yazarım , şiir yazarım . Bu beni rahatlatır. Belki uykularımı böler amma , yazarak mutlu olurum . Kederimi , elemimi , aşkımı , farkımı sergilerim . İyi mi ederim .? Elbette. Ben buyum . Kmse beni bunun için suçlayabilir mi ...Asla!.
Ancak sizi böyle yazmama fırsat verdiğiniz için kutlamalıyım.
İyi bir yazar ve şair olduğunuzu ben kendi adıma tescilliyebilirim.
Hayran olmamak elde değil efendim.
Nice şiir ve düz yazılara . sağlıkla... Saygıyla.
''Şair Şiirin Neresine Düşer''
--------Bence her yerine düşer dost şiir bütünüyle bizim kalemimizden çıkmışsa biz şiirimizin her satırında her mısrasında varız demektir...
Ama deseydin ki Şair şiirinin en çok neresine düşer o zamanda derdim ki ; Konun en can alıcı noktasına, bir şair bunu yakalayabilmeli ve bu ayarı tutturabilmelidir o zaman akıcılığı tüm kollara yayılacaktır.
---------Bu şuna şuna benzer; Vücudumuzun damarları gibi,vücudumuzda bir çok damar vardır, kılcal damarlarımız a en az aktif olanları gibi gözüksede içinde dolaşan kan yine aynı kandır yeterki ana damarlar işlevini düzgün sürdürsün orada olan her türlü akıcılık kılcal damarlarımızıda etkileyecektir çünkü...
--------------- Bu ne demektir bir şairde şiir ruhu varsa bu en ücra köşelere kadar olumlu olarak yansır ve şiir bütünlüğünü korur,
Yoksa, zaten şairde şiirde zamanla kendi kedini bitirir...
Güzel bir konuydu kutluyorum sevgi ve saygı dileklerimle...
kardelenim tarafından 4/30/2008 3:35:15 AM zamanında düzenlenmiştir.