- 995 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Hava buz gibiydi.
Soğuk iliklerime kadar işlemişti,
Bir an donacağımı sandım yalnız ne gariptir ki içim yinede kıpır kıpırdı. Mutluydum.
Bunun nedenini düşündüm ve aklıma, ilk gelen hayatta olmamın sevinci.
Ölüme beş kala hemen veya biraz sonra belki de bir kaç saat içinde ecel gelip alıp götürüverecek gibi.
Ne olursa olsun yinede yaşamın içinde olmak ayrı bir güzellikti bence soğuğu hissetmek üşüdüğünü anlamak ve bu durumdan kurtulabilmek için mücadele etmek yılmamak, sanırım güzel olanda bu.
Kısaca yaşamın içinde hala buluna bilmek yaşama sevincini tadabilmek.
Bir an içimdeki sıcaklığı fark ettim kendimi bu tarafıma yönlendirdim içimde sıcacık olan duygularım vardı.
Bu sıcaklık sendin, senden bana kalan güzelliklerden sadece bir tanesiydi bu seni düşüne bilmek sıcaklığını hissetmek.
Bir bıçak gibi soğuğu kesiverdi senin düşüncelerin bana olan sıcacık sözlerin hatırımda hala o tatlı gülümsemen kahkahalarının sıcaklığı hala hatırımda hiç unuta bilirmiyim, asla. Tıpkı kalbin gibi.
Bu soğukta dışarıda barınmak zorunda olan canlılar insanlar onlarında akıllarında sana olan sıcaklığım gibi onlarında bekleyenleri ve akıllarında bulunan güzellikleri mutlaka vardır.
Bir kitapta okuduğum kadarıyla ibranice de “rastlantı” kelimesinin karşılığı yokmuş, düşündüm ne ilginç inancın olduğu yerde rastlantının olmaması lazım gibi, yönlendiren ve olayların oluşumu bizim hal ve hareketlerimize bağlı, rastlantılar yaptığımız eylemlerimizin sonucunun yansıması bence sana olan sevgim insanlara olan saygım dünyaya olan bakış açım benim yetişme tarzım veya okuyup öğrendiklerimin sonucu olsa gerek evet o zaman rastlantı nedir ne dir beni sana bağlayan rastlantı olamaz bu sadece benim seni hissetmem sana olan saygım ve donmakta olan vicudumun içimde senin sıcaklığını hissetmesi rastlantımıdır.
Bence de değil sana olan sevgim senin davranışlarından kaynaklanan bir şey bana olan sıcaklığın yüreğindeki sadelik ve öz güveninin bana yansıması olsa gerek.
Belki de yukarıda bizler için bir şeyler yapanın olması.
Çok ilginç hayat bu kadar karmaşık bir düzen içinde gitse bile insanlar arasındaki iletişim hisler yoluyla bile olabiliyor hüzünlü olduğunu veya sevinçlerin olduğunu bazan hissede biliyorum yanılmışta oluyor olabilirim önemli olan seni düşüne bilmem bana verdiğin duygular işte bu yaşama sevgi veren araç sadece duygular ve hissede bilmek...
En önemlisi hissetmeye çalışmak.
Havanın birazcıkta olsa ısınmaya başlaması ve soğuğun yavaşça yerini ılımana bırakmaya başlamasıyla ellerimin de ısındığını biliyorum tıpkı sana ilk zamanlar ısnınmaya başladığım gibi.
Düşünceler ve düşüncenin özgür olması insanın düşünceleriyle istediği gibi yol bulabilmesi kendi elinde bunun anlamı şu; bence hayatta her şey kendi elimizde istediğimiz zaman mutlu olabiliriz olmaya çalışırız, yol kendi içimizde. Karar verme mekanizmamızın iyi çalışmasına bağlı kararsızlık kabus gibi yeterince olgunlaşmamış bir meyva misali ekşimsi. Yapmak istenilenin sadece düşüncede kalması kararsızlık sonucu oluşumun ertelenerek yok olması.
Benim sana olan sevgimi erteleyecek zamanım yok ve sana olan duygularımın sınırı da yok. Hayat gibi hayata aşık olmak çevreye duyarlı olmak yaşamın içinde her an buluna bilmek gibi.
Kozada bulunan bir kelebeğin ömrü ne kadar olur kozadan çıktıktan sonra yaşamı pamuk ipliğine nasıl bağlıysa benim senin ve bizlerin hepimizin hayatı da aynı.
Yaşam kelebeğin kanatlarındaki türlü renklerin tatlı cümbüşü gibidir, hayat bize tatlı ve devamlı veren tarafından olsa bile bir gün bitivermesi an meselesidir. Baharın gelmesiyle yeni doğan böceklerin kelebeklerin havada kanatlarının üstünde mis kokulu çiçeklerin arasında süzülerek uçmaları ve rüzgarın hafifçe estiği şarkılar mıraldandığı anlarda, birden yağmurun bastırmasıyla eğlencenin sona ermesi kelebeklerin kanatlarının kuruyabilmesi için bir köşede güneşin yardımına ihtiyaç duymaları. Denizlerin dalgaları gibi çaresizlik içinde çırpınmaları değildir hayat.
Kıvrılıp yan gelip yatmanın zamanımı yoksa kısacık hayatta ola bildiğince yaşamaya ve yaşama renk katmak için çabalamak mı gerek.
Kuşkusuz yaşama renk katmak için mücadele etmek bazan da delilikler yapmak çılgınca fikirler üretmek gerek.
Ürperip kendime gelmem ne kadar olur bilemiyorum benliğimde hala sıcacıksın hayal mayal seni hatırlasam da sokağın köşe başında kırmızı elbisenin içinde gülen gözlerin hatırımda ne kadarda güzeldin hatırladın mı.
Bu son olsun artık ne üşümek nede senden başkasını sevmek istiyorum hayatım sona erip bittiğinde nasıl vücudum toprak olacaksa duygularımında seninle birlikte sonsuza dek mutlu ve seninle birlikte yok olmasını istiyorum çünkü huzurluyum senin yanımda olman bana ne kadar lüks olsa da olmaman o kadar yolun sonu gibi. Ne çarem..
Ayrılıklar olabilir olmaması gereken yokluğun bana acı gelen bu, senden haber alamamak senin sıcaklığını bir an bile olsa hissedememek acı olan bu.
Bir gün gelirde haberimi alamazsan bil ki ben eriyip yok olmuşumdur, bir gün gelirde haberini alamazsam bil ki o zaman bende yok olmuşumdur.
Yokluğun yoksuzluğumun içinde yığılıp kalakalmam an meselesi olsa bile seni her an düşüneceğim. Aslında senden başka düşüneceğim o kadar az şeyim var ki iyi ki varsın diyorum.
Üşüyen ellerim sırtımdaki ağırlığın devamlı arttığını hatırlatıyor bu ağırlık bana acı veriyor tükenmişlik gibi bir şey sanki.
Sanki ben, ben olmaktan çıkıp arabanın arka koltuğundan baktığımda yolun nasıl hızla geride kaldığını zamanın hızla akıp geçtiğini hatırlatıyor, bir yerlerden hızla uzaklaştığımı anlıyorum ve bu günlerin bir daha hiç geri gelmiyeceğini.
Önüme baktığımda hızla ilerlemekte olan bir aracın bir yere telaşla ve acele ederek ilerlemesi gibi, hızla zamanın elimden kayıp gitmesi sanki sona yaklaşmam, sanki yolun sonu hızla bana doğru geliyor.
Akmakta olan zaman bana yabancı değil ben daha önceleri buralardan geçmiştim yalnız hiç bu kadar ıssız ve sakin değildi cıvıl, cıvıl ve mis kokuluydu şimdi ise sadece karanlık ve ellerimin donduğunu hissediyorum beynimin bir köşesinde hala tatlı tebessümlerin var saklımsın saklım kalıcaksın..
Ve bir gün gelip;
Duvara pat diye vuran yığınların arasında kalan bir aşk sadece benim tarafımdan ve bana tatlı, tatlı gülümseyen tarafı.
Yaşamak olabildiğince mücadele etmektir mücadele yürek işidir yüreğimin sensizliği bilmesini istemiyorum.
Sen her an içinden geldiği gibi ve yüreğin nasıl isterse öğle davranmalısın.
Sevdiklerinle birlikte doya, doya.
2009
Zeki ARLAN....