RAHMET MELEKLERİ
Baktığın aynan, gördüğün sensin. Kime kızıyorsan bil ki, o sun sen.
İnkâr: Ret, veto, tekzip, refüze, karşı oy, itiraz, olumsuz. Kabul karşıtı. Onamamak. Tensip etmemek. Muvafakat dışı kalmak. İkrar etmemek. Fit olmamak. Rıza göstermemek. Uygunsuz bulmak. Teslim etmemek. Tasvip etmemek. Tasdik etmemek. Teslim olmamak. Almamak, geri çevirmek. Teyit etmemek. Onaylamamak. İtiraf etmemek. Olmama hali, durumu, ifadesi.
En derin kabullenmedir, inkâr. Kârlı çıkmaktır, iç âleminde, en derininde. “Benim asıl olan, tanımam BİR’ den başka canan”. Bunu söyler inkâr eden. Anlayamaz birden çok olan, yanılır, zannettiği kalabalığı ile. Kimi kiminle eder imtihan Yaratan? Hem çok zordur çıkamazsın içinden, hem de basit, sadedir anlamak isteyene. Kendi diliyle verir cevabını, kimim ben? Diye, soluna sağına bakıp durana. Baktığın aynan, gördüğün sen, neyi ararsın? Nerede?
O inkâr eden göremedi ki ikrar edeni. Gördü senin gibi kendini bilmezi, reddetti elbette ki. Önce sen tanı, tanıt kendini. Hayır, bildiği halde kabul etmedi, sorun yok o zaman. Cehennemin de rızkı olacak, biraz fazlaca obez ama ne yaparsın? Tamamen hür ve özgür bir tercihtir. İçim acıdı aniden. Akıllanmam biliyorum ben. Olsun, Rabbimin Cenneti geniş, sığarız elbet her birimiz. Gerçi biraz fazlaca konforlu bir atmosfer arzu ediyorum, şöyle uçsuz bucaksız olanından ve sayamadığım kadar çok huri kızları, daha neler neleri. Valla benden istemesi.
Rahmet Melekleri
İnsanların yaşamlarını kolaylaştırmak, meşru istek ve arzularını karşılamakla memur olan canlılardır melekler. İnsan ne derece kul ise Rabbine, melekler de hemen koşup gelirler yardıma hizmete. Peki, melekler görülebilir mi? Bizlerle konuşurlar mı? Kuşkusuz. Şayet, aynı kanalda, frekansta buluşulabilirse neden olmasın? Olur olur.
İslâmi kimlikli, görünümlü zebaniler olduğu gibi, küfür kıyafetli melekler de vardır. Rahmet melekleri. Bir de benim gibiler vardır ki, kâh iblis, kâh melek olurlar. Buna da insan denir. Uyandırmak için kötülükten, muamele ederler şer ile. Demirci ustasının harlı ateşte çeliği aşk ile dövdüğü gibi. Dünyalık ikramlar hayır ve hasenat, kimi zaman afet daha çok melekler eli ile gerçekleşir. Yağmurlar yağdırılır, Mikail eli ile. Ağlayabilen bir çift göz eşliğinde. Timsah gözyaşları ise akıtılan, rahmet değil, doludur yağan. Yıkıp geçer güzelim başak ile ekini.
Bir ayağım ukbâda, bir diğeri dünyada. Rahman ile Rahim ile. İmrenir melekler bana, tiksinir iblis ile şeytan baktıkça cemâlime. Cehennemden cennete, bir kanadım solda bir diğeri sağda, uçarım bir o yana bir bu yana.
İslâm memleketinde, asi, muhalif ve suçlu olarak yaşarlar rahmet melekleri. Sıkıntıları tercih ederler özellikle, paratoner misali. Üstelik büyük bir neşe ile. Ne kadar kötü olurlar ise o nispette sevimli olurlar İslâm’a, Yaratan’a, Mevlâ’ya. Nihayetinde çatlar taştan kalpler, açığa çıkar gizli saklı hazineler eşliğinde sırlar. Bişri Hafi, Fudayl Bin İyad, Vahşi, İkrime, Halid Bin Velid, Ömer’ül Faruk. Yusuf’tur, bir bakmışsın zindanda. Pir Sultan olur, darağacında. Muhammed yok ise bir toplumda, ‘imansız gelir dinsizin hakkından’. Zalimlere, eşkıyalara kalır hüküm makamı. Ne vakit söylenir, ben ettim sen etme! Yalvarış ve de yakarışlar ile kalkan olur işte o an rahmette en yüce olan.
İslâm olmamış topraklarda, zevki sefa içinde, meşru olmayanın ta dibinde yaşarlar, rahmet melekleri. Nerede, hangi kimlikte olurlarsa olsunlar, sevilirler halk nazarında. Yanık mı yanıktır gönülleri. Çok olur çekemeyip tenkit edenleri. Rahmetin sürekliliğini ve de zahmetin sınırını belirlemek için konuşurlar, koşuştururlar. Hatta uyurlar kimi zaman, sanki hiç yoklarmışçasına, tıpkı Ashab-ı Keyf gibi. ‘Âlimin uykusu cahilin ibadetinden evlâdır’, hükmü gereği. Kemâlât ile şereflenmiş olanın uykusu dahi kârdır cansız ve de canlıya.
Merhametin kadardır ilmin, kudretin, hikmetin. Sen, ol rahmet meleği bırak, bir tek Mevlâ bilsin seni.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.