MELİH BEY VE KAYIP CESETLERİ
Ankara sokaklarında; tek katlı,şirin,kapısında mavi güvercin kabartması bulunan,uzaktan bakıldığında hep yüksek binaların gölgesine sığınmış ve birdenbire ortaya çıkmış izlenimi uyandıran açık yeşil evi tekrar tekrar hayal eden Melih Bey,İstanbul bağcılardaki villasının bahçesinde olduğunu hatırlayarak kendine geldi ve sandalyesinde doğrularak yazdığı son cümleleri bir daha okudu.Bir müddet sonra Melih Bey,elindeki parşömen kağıdını masadaki diğer deneme sayfalarının üzerine bırakıverdi.Gözlerini okyanusun ufkundaki ümitsiz gemiye bakıyorcasına villasının dışarısına yolun karşısında bulunan süper market ile kırtasiyecinin olduğu tarafa doğru çevirdi. ama ne süper marketten çıkanların telaşlı hallerini ne de kırtasiyecinin her tarafı reklam ve dikkat çekecek türden yazı ve afişleriyle dolu şeffaf camını görüyordu.’’Evet’’ dedi. kendi kendine.İki dakika kadar süren düşünmenin ardından sandalyesini masaya yaklaştırarak az önce bırakmış olduğu deneme kağıdını bulup seçti ve diğerlerini hızlıca katlayarak masanın bir kenarına bıraktı. bu toparlamayı üşenmeden yapmasına sebep şüphesiz romanına ekleyecek yeni yazıları kafasında kurması ve unutmadan,karıştırmadan bir an önce yazması gerektiği düşüncesinden ileri geliyordu.Melih Bey dağınık bir insandı.Koyu mavi villasının üst katındaki küçük çalışma odası dağınık olurdu hep.Uzun zamandır bıraktığı sakallarını aniden kesmesi için çoğu zaman bir tetikleyici unsur oluşması gerekirdi.Bu tetikleyici unsur aslında hayatının her alanında vardı.Genelde evine yazar arkadaşları,akrabaları veya yazın dünyasında yer etmiş bazı önemli şahsiyetleri geleceği zaman odasını toparlar,ama hiçbir zaman eşi Leyla’nın düzenlemesine izin vermezdi.
Leyla ,Melih Beyle beş yıl önce bir üniversite söyleşisinde tanışmış ve bir yıl süren birliktelikleri neticesinde evlenmişlerdi.Leyla,Melih Beyin aksine evini ve bulunduğu ortamı her zaman düzenli tutmasına özen gösteren biriydi.Melih Beyle bu konuda tartıştıkları olmuş ama hiçbir zaman kocasını değişmeye zorlamamıştı.Melih Bey ise kendisinde bulunan tetikleyici unsur olmaksızın harekete geçememe durumunun farkında idi ve insanların hemen hemen hepsinde, her ne kadar karısında olmasa da,bu durumun yaşam biçiminin kaçınılmaz bir parçası olduğu kanaatine vararak konuyu bu şekilde kafasında kapatmıştı.
Masada boş yer açarak parşömene birkaç şey daha yazan Melih Bey,doğruldu ve kısa süren ama zor bir işin üstesinden gelmişçesine gülümsedi ve yaklaşmakta olan eşine seslendi:
_Bak Leyla,dinle.
Leyla üzerinde iki bardak taze sıkılmış portakal suyu bulunan tepsiyle gülümseyerek geliyordu.Melih Bey:
_’’Gözlerinde parlayan umutla yerinde duramayan Nevzat,Nihal’i tekrar görme arzusunun kaybolduğunu hissediyordu.Karşısındaki muhteşem villaya,rüyalarını bile süsleyemeyecek zenginlikteki ihtişama baktı.Tekrar villanın çevresini izledi.Bahçıvanın isteklerine göre düzenlenmiş,bir ressamın eşsiz tablosunu andıran bahçenin içindeki en ufak bir bitkinin dahi boyun eğmişliğine şaşarken bakışları anlamsızlaştı birden.Tamamen doğal olan bu ağaçlar sanki yapaydılar o an için.Nihalin ela gözleri ile gülümsemesi beliriverdi hayalinde Beş dakika önceki halinden eser yoktu şimdi Nevzatın ve bu durum kendisine bakan Asımın yüzünden de anlaşılıyordu.’’
_’’Nasıl ?’’ diye sordu parşömeni öne uzatarak Melih Bey. Leyla:
_’’Güzel.’’ demekle yetindi.
_’’Senin yazdığın her şey güzel.’’ diye ekledi bahçedeki zerdali ağaçlarına ve yanındaki erik
ağaçlarının yeni yeni çiçek açan dallarına bakarak.Tam anılara dalmak üzere idi ki birden kocasının sesiyle irkildi.
_’’Lanet olsun!’’ dedi Melih Bey. Yüzü yine kıskançlık damarları kabardığında ve akabinde kavga ettikleri zamanki halini almıştı.Melih Bey Leylayı özellikle eski sevgilisi Ragıp’tan çok kıskanırdı.Bu yüzden ciddi kavgalar çıkardı aralarında.Bunun haricinde Melih Bey’in;olgun,anlayışlı,kibar bir beyefendi ve kültürlü bir yazar olduğu,karısı,çevresi ve tüm okurları tarafından bilinirdi.
_’’Lanet olsun,bıktım bu romanları yazmaktan’’ diyerek elindeki parşömeni yırttı.Leylanın bakışlarına aldırmayarak masadaki tüm deneme yazılarını savurmaya başladı.Leyla,Melih Bey’i sakinleştirdikten sonra odasına çıkararak dinlenmesi için yaptığı yatağına yatırdı.Melih Bey yatağında gözleri tavana dikili yatarken Leyla, kocasının parça parça ettiği parşömenleri toplamak için acele bahçeye geri döndü.Bu sırada Melih Bey,ortam değiştirmenin verdiği dinginlik ve huzurla gözleri tavana dikili bir şekilde enteresan düşüncelere dalmıştı.Bu şekilde huzurlu olduğunu hissetti bir an.On dakika kadar sonra aniden kalktı ve yatağın üzerinde doğruldu.Kararını verdi. Daha önce hiç denemediği yeni bir türde roman yazacaktı.Kafasında tasarlamıştı bile senaryoyu.Hem de içinde yaşayarak,bizzat hayata uyarlayarak yazacaktı.Bunun için en başta karısının,en yakın arkadaşı Serhan’ın ve aktris arkadaşı Banu’nun yardımına çok ihtiyacı olacaktı.Kalktı,pencereyi açtı,biraz önce umutsuzluğa düştüğü bahçeye baktı.masayı boş görünce gözleri Leylayı aradı.
_’’Leylaaa!’’ diye seslenerek aşağıya indi.Onu nerede bulacağını biliyordu.Leyla her zamanki gibi küçük,yedek çalışma odasında deneme kağıtlarını kırmızı dosyaya yerleştirmiş,çekmeceye, diğerlerinin yanına koymuş,sandalyeye oturarak kısa bir dinlenme moduna geçmişti.
_’’Leyla hazırlan,Bodrum’a gidiyoruz!’’dedi Melih Bey odaya pat diye dalarak.
_’’Melih,yine neler geçiyor aklından?’’
_’’Denemediğim türde yazacağım artık.Herşeyi kafamda tasarladım.senaryonun olgunlaşması ve ilerlemesi için Bodrum’a gitmemiz gerek.şansımıza tam da tatil zamanı geliyor.’’ Leyla,tatil kelimesini duyunca kocasının en azından dinlenmesini ve kafasını toparlama fırsatını bulması düşüncesiyle itiraz girizgahıyla oluşacak cümlesinden vazgeçerek olumlu bir tavır takındı.
_’’Peki. Ne zaman gidiyoruz?’’
_’’İki gün sonra,iki gün içinde yeni kitabım için hazırlık yapmamız gerek.Serhan’la Banu’yu
ara. Onlarla acilen görüşmem lazım.Yeni kitabımın oluşmasında rol alacaklar.
_’’Bu sefer de gezi hikayesi mi yazacaksın?’’
_’Hayır! cinayet romanı’’
_’’Cinayet romanı mı? Melih,nerden çıktı bu?’’
_’’Her şeyi kafamda oluşturdum.Geriye sadece yaşamak ve yazıya dökmek kalıyor.İsmi de hazır:’’Kayıp Cesetler’’
_’’Kayıp Cesetler mi! Melih, Serhan’la Banu’nun başını belaya sokma ne olur.’’
_’’Merak etme,onlara bir şey olmayacak,sadece rol yapacaklar.Hem sen onları bırak,kendini düşün.Bu hikayedeki en büyük rol senin olacak,senin yardımın çok önemli.’’
_’Melih,gel sen yine eski tarzlarına dön
_Hayır,bu kitabı yazacağım,hiç merak etmeyin ve korkmayın.Serhan ve Banu da gelsin,her şeyi açıklayacağım.Hadi! çabuk ara şunları bir an önce gelsinler.’’
Leyla,Serhan’la Banu’yu aradı.bir saat kadar sonra geldiler.Leyla’nın içinde garip hisler oluşmaya başlamıştı.Melih,kabataslak senaryosunu anlatmış,kusursuz ve tehlikesiz bir plan olduğuna üçünü de ikna etmişti.Plan gerçekten de tehlikesizdi ama kusursuz değildi.İşte Leyla’nın içindeki histen doğan ürpertinin kaynağını heyecanlı ve riskli maceralara girileceği endişesi oluşturuyor,sanki Leyla için yeni bir yaşamın kapısı aralanıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.