- 667 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
"SESLER"
Karanlık. Her yer simsiyah. Gözleri açıktı evet, emindi bundan. Ama görebildiği sadece hiçlikti. Nerede, ne durumda olduğu hakkında bir fikri yoktu. Yatay konumda uzanmış olduğunu biliyordu nasılsa. Öyle hissediyordu yani. Emin değildi. Bir yerde okumuştu, iç kulaktaki denge organı vücudun su terazisiymiş de…Öf, zamanı mıydı şimdi bunun? Neden karanlık? Elektrikler mi kesik? Kalkmaya çalıştı, ayakları acıyordu. Bir yere sıkışmış. Kıpırdayamıyor, neler olduğunu anlayamıyordu. Şaşkınlıkla yatağında olduğunu fark etti. Tavşancığın, tıpkısının aynısı yumuşacık tüyleri dokundu eline. Alıp göğsüne bastırdı. “Koca kız oldun, hâlâ onsuz yatamıyorsun” derdi annesi. Bağırdı “Anne!” Boğazına dolan tozlar sesini kurutmuş, korku, son heceyi titretiyor “Anne!”
Ayaklarını umursamadan, son bir hamle yaptı doğrulmak için. Başını çarptı. Tanıdık bir melodinin son iki notası duyuldu, sustu sonra. Eliyle tekrar vurdu, çarptığı yere, iki nota daha. Bu müzik kutusuydu. Karşı duvardaki dolabın en üst rafına sakladığı. Nasıl? Hayır! Kâbus sanmıştı. O korkunç sesi, uğultuyu, çatırdayan, sallanan evi… Gerçek olamazdı, olmamalıydı. Yumrukladığı dolaptan gelen notalar, kupkuru çığlığına karıştı. Sesler, yirmi katlı bina yığınının zemininde kayboldu gitti.
Şule TEK
YORUMLAR
DÜNYA TICARET MERKEZI TÜRKÇE adlı filmi vaktiniz olursa izleyin. Diyerek başlamak istedim.
Dehşet bir senaryo içerisine gizlenmiş naif bir konu. İnsan ve bilen yanımız, ayakta olmasına rağmen çaresizliğin çepe çevre kuşattığı zamanlarımızda aklımıza en sevdiklerimiz gelir. Ölürken bile ölümsüzlüğe el sallar yüreğimiz. Ve her şartta güven duyacağımız sığınacağımız bir liman arar içimizdeki çocuk. Ceset büyürken içinde git gide küçülen ruhun emniyete duyduğu ihtiyaca cevap olur mu ölüm. Bilinmez. beni etkilediği kesin elinize sağlık.