2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1851
Okunma
Hani bazı filmlerin mahkemede geçen duruşma sahnesinde, tanıklara bir yemin ettirilir. Gerçeği yalnızca gerçeği söyleyeceğime diye başlayıp devam eden bu yemin ile insanların doğruyu söylemesi istenir.
Bazen O sahnelerde görürüz ki, insanlar gerçekleri söylemeyip doğruları gizlerler. Çünkü bu insanların kendileri doğru olmadığı için gerçeğin yerine yalanı tercih ederler. Yada başka bir ifadeyle geçekleri görmek istemezler.
İçinde yaşadığımız şu dönemde ülkemiz yerel seçimlere hazırlanırken, bütün yurtta tatlı bir heyecanla demokrasi şöleni yaşanması gerekirken maalesef iftiralar ve yalanlar havada uçuşup entrikalar kol geziyor.
Daha düne kadar hükümetti cemaatlerle işbirliği yapmakla suçlayanların, bu gün kendilerinin cemaatlere göz kırpıp, cilve yapıyor olmaları ne kadar ayıp ve ne garip bir durum, hani muhalefetin ilkeli siyaset yapacağız omurgalı siyaset yapacağız iddialarına ne oldu? Demek ki doğru söylemiyor! Gerçek niyetlerini gizliyorlar.
O halde yiğidi öldür hakkını ver sözünden hareketle doğruyu ve gerçekleri biz vatandaşlar söyleyelim.
Gerçek şudur ki muhalefet partilerinin, hiçbir vizyonları olmadığı ve hiçbir proje ortaya koyamadıkları için yalan ve iftiralarla siyaset yapmaya çalışıyorlar. Biri Türk ırkçılığının diğeri Kürt ırkçılığının peşinde bir diğeri ise 1940’lı yılların öncesine takılıp kalmış, günümüzdeyse mesailerinin önemli bir bölümünü Silivri’de geçirip halen askere topuk selamı vermenin hevesinde, askeri vesayete bağlı basiretsiz bir siyaseti sürdürmeye çalışıyorlar. Bu nedenle de sivil anayasanın hazırlanma sürecinde özgürlükçü bir sivil anayasayı milletimize layık görmeyen bir anlayışla halkın tepkisinden çekindikleri için şımarık çocuklar gibi ne masadan kalkıyorlar nede uzlaşıyorlar akıllarınca zaman kazanmaya çalışıyorlar. Olur ya belki bir mucize olur da kendi bağnaz anlayışlarına dönük statükocu anlayış toplumda yeniden oluşur da yine yerinde sayan bir arpa boyu ilerlemeyen karanlık Türkiye’ye geri döneriz diye bekliyorlar.
Oysa ülke insanın yüzde doksanlık bir bölümü mevcut muhalefettin siyasi anlayışından en az 30 yıl önde olan, demokrasi bilincine ve daha ilerici bir vizyona sahiptir. Dolayısıyla Muhalefet partilerinin söylemleri vatandaşı tatmin etmiyor. Hal böyle olunca hükümet olan siyasi parti her seçimde oylarını artırarak iktidar olması vatandaşın beklentilerine cevap veriyor olmalarından kaynaklanıyor Gerçekte iktidar partisinin oy oranının %20 oranlarında olması gerekirken %49.9 oranın da oy almasının en önemli nedeni iktidarın söylemleri ve icraatlarının her siyasi görüşten vatandaşı tatmin ediyor olmasıdır.
Eğer muhalefet partileri kendilerini yenilemez, değişen yenidünya düzenine ayak uyduramaz ve yerinde sayan siyaset politikalarından vazgeçmezlerse. İktidarın %49.9 oy oranı maalesef kemikleşmiş oy oranı haline dönüşür ki, buda demokrasi adına iyi bir durum olmaz onun içinde muhalefet partileri ve onların mensupları da, iktidar partisinin üyeleri gibi kapı kapı dolaşıp seçmenle bire bir irtibata geçip projeleriyle seçmeni ikna etmeli ve çok çalışmaları gerekir. Bu durumu birçok kez yaşadığım bir örnekle netleştirmek istiyorum.
2011 Seçim sürecine girildiği bir Pazar günü evimde oturmuş günlük gazetelerime göz atıyordum. Kapı çaldı kapıyı açtığımda iktidar partili ikisi hanım biri bey üç genç karşımda duruyordu. Bana tebessüm ederek ellerindeki broşür ve küçük hediyeleri uzatıp benimle birkaç dakikalık bir konuşma yapmak istediklerini söylediler. Bende kendilerine vakit ayıramayacağımı söyleyerek teşekkür edip bana vermek istedikleri broşürleri ve hediyeleri almayıp kapıyı kapattım, sanırım aradan on dakika gibi bir zaman geçmişti ki, kapı yeniden çaldı yine bu üç genç karşımda gülümseyerek içeri girip benimle bir çay içip misafirim olmak istediklerini söylediler. Öylesine sempatik güler yüzlü pırıl pırıl gençlerdi ki, doğrusu bu defa bana içeri buyur etmekten başka şans bırakmamışlardı. Hal hatır sorma faslından sonra bana üyesi oldukları siyasi partinin yeniden iktidar olduklarında neler yapacaklarına dair projelerini anlatmaya başladılar.
Yaptıkları ve yapacakları metrolar dan bahsettiler
Sağlık alanında yapacakları yeni hastane yenileyecekleri sağlık kuruşlarını ve bu alanda yapacakları yatırımlardan anlattılar,
Yaptıkları ve yapacakları Oto yollar, köprüler, hava alanları, hızlı trenden bahsedip,
Tarım alanındaki hedeflerini yapacakları sulama barajı tarımda ne kadar çok insanı istihdam edeceklerinden bahsettiler, v.s. v.s son olarak da
Sanayi ve enerji alanındaki yatırımlarını anlatıp görevlerini yapmış olmanın öz güveniyle
yeni bir seçmeni ikna etmek için kararlı ve azimli bir şekilde evden ayrıldılar.
Gerçi onların söylediklerinin birçoğunu televizyon ve gazetelerden öğrendiğim ve bildiğim şeylerdi. Ancak bu gençlerin heyecanı azmi ve dikkat çekici bir özelikleri de muhalefeti kötülemek yerine partilerinin projelerinden bahsetmeleriydi doğrusu ilkeli davranmalarını çok beğenmiştim. Sanki bu konuda özel eğitim almış insanlardı, adeta ürün pazarlamacıları gibi seçmeni etkilemeye çalışıp, üyesi oldukları gönül verdikleri siyasi partilerine oy vermesi konusunda seçmeni ikna etmeye çalışıyorlardı, ben ikna oldum mu? Orası bende kalsın,
Gerçek olan şu ki,%49.9 seçmeni ikna etmeyi başarmışlardı.
Doğrusu bu azim ve çalışkanlıkla daha çok seçmenin oyunu almayı başaracaklardır.
Serhat BİNGÖL
07/12/2013