Hakiki sevgi, herkesin bahsettiği, fakat pek az kimsenin gördüğü hayaletlere benzer. -- anatole franse
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL

DOĞRU İNSAN OLMAK ve GERÇEKLER

Yorum

DOĞRU İNSAN OLMAK ve GERÇEKLER

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1851

Okunma

DOĞRU İNSAN OLMAK ve GERÇEKLER

DOĞRU İNSAN OLMAK ve GERÇEKLER

Hani bazı filmlerin mahkemede geçen duruşma sahnesinde, tanıklara bir yemin ettirilir. Gerçeği yalnızca gerçeği söyleyeceğime diye başlayıp devam eden bu yemin ile insanların doğruyu söylemesi istenir.

Bazen O sahnelerde görürüz ki, insanlar gerçekleri söylemeyip doğruları gizlerler. Çünkü bu insanların kendileri doğru olmadığı için gerçeğin yerine yalanı tercih ederler. Yada başka bir ifadeyle geçekleri görmek istemezler.

İçinde yaşadığımız şu dönemde ülkemiz yerel seçimlere hazırlanırken, bütün yurtta tatlı bir heyecanla demokrasi şöleni yaşanması gerekirken maalesef iftiralar ve yalanlar havada uçuşup entrikalar kol geziyor.

Daha düne kadar hükümetti cemaatlerle işbirliği yapmakla suçlayanların, bu gün kendilerinin cemaatlere göz kırpıp, cilve yapıyor olmaları ne kadar ayıp ve ne garip bir durum, hani muhalefetin ilkeli siyaset yapacağız omurgalı siyaset yapacağız iddialarına ne oldu? Demek ki doğru söylemiyor! Gerçek niyetlerini gizliyorlar.

O halde yiğidi öldür hakkını ver sözünden hareketle doğruyu ve gerçekleri biz vatandaşlar söyleyelim.

Gerçek şudur ki muhalefet partilerinin, hiçbir vizyonları olmadığı ve hiçbir proje ortaya koyamadıkları için yalan ve iftiralarla siyaset yapmaya çalışıyorlar. Biri Türk ırkçılığının diğeri Kürt ırkçılığının peşinde bir diğeri ise 1940’lı yılların öncesine takılıp kalmış, günümüzdeyse mesailerinin önemli bir bölümünü Silivri’de geçirip halen askere topuk selamı vermenin hevesinde, askeri vesayete bağlı basiretsiz bir siyaseti sürdürmeye çalışıyorlar. Bu nedenle de sivil anayasanın hazırlanma sürecinde özgürlükçü bir sivil anayasayı milletimize layık görmeyen bir anlayışla halkın tepkisinden çekindikleri için şımarık çocuklar gibi ne masadan kalkıyorlar nede uzlaşıyorlar akıllarınca zaman kazanmaya çalışıyorlar. Olur ya belki bir mucize olur da kendi bağnaz anlayışlarına dönük statükocu anlayış toplumda yeniden oluşur da yine yerinde sayan bir arpa boyu ilerlemeyen karanlık Türkiye’ye geri döneriz diye bekliyorlar.

Oysa ülke insanın yüzde doksanlık bir bölümü mevcut muhalefettin siyasi anlayışından en az 30 yıl önde olan, demokrasi bilincine ve daha ilerici bir vizyona sahiptir. Dolayısıyla Muhalefet partilerinin söylemleri vatandaşı tatmin etmiyor. Hal böyle olunca hükümet olan siyasi parti her seçimde oylarını artırarak iktidar olması vatandaşın beklentilerine cevap veriyor olmalarından kaynaklanıyor Gerçekte iktidar partisinin oy oranının %20 oranlarında olması gerekirken %49.9 oranın da oy almasının en önemli nedeni iktidarın söylemleri ve icraatlarının her siyasi görüşten vatandaşı tatmin ediyor olmasıdır.

Eğer muhalefet partileri kendilerini yenilemez, değişen yenidünya düzenine ayak uyduramaz ve yerinde sayan siyaset politikalarından vazgeçmezlerse. İktidarın %49.9 oy oranı maalesef kemikleşmiş oy oranı haline dönüşür ki, buda demokrasi adına iyi bir durum olmaz onun içinde muhalefet partileri ve onların mensupları da, iktidar partisinin üyeleri gibi kapı kapı dolaşıp seçmenle bire bir irtibata geçip projeleriyle seçmeni ikna etmeli ve çok çalışmaları gerekir. Bu durumu birçok kez yaşadığım bir örnekle netleştirmek istiyorum.

2011 Seçim sürecine girildiği bir Pazar günü evimde oturmuş günlük gazetelerime göz atıyordum. Kapı çaldı kapıyı açtığımda iktidar partili ikisi hanım biri bey üç genç karşımda duruyordu. Bana tebessüm ederek ellerindeki broşür ve küçük hediyeleri uzatıp benimle birkaç dakikalık bir konuşma yapmak istediklerini söylediler. Bende kendilerine vakit ayıramayacağımı söyleyerek teşekkür edip bana vermek istedikleri broşürleri ve hediyeleri almayıp kapıyı kapattım, sanırım aradan on dakika gibi bir zaman geçmişti ki, kapı yeniden çaldı yine bu üç genç karşımda gülümseyerek içeri girip benimle bir çay içip misafirim olmak istediklerini söylediler. Öylesine sempatik güler yüzlü pırıl pırıl gençlerdi ki, doğrusu bu defa bana içeri buyur etmekten başka şans bırakmamışlardı. Hal hatır sorma faslından sonra bana üyesi oldukları siyasi partinin yeniden iktidar olduklarında neler yapacaklarına dair projelerini anlatmaya başladılar.

Yaptıkları ve yapacakları metrolar dan bahsettiler

Sağlık alanında yapacakları yeni hastane yenileyecekleri sağlık kuruşlarını ve bu alanda yapacakları yatırımlardan anlattılar,

Yaptıkları ve yapacakları Oto yollar, köprüler, hava alanları, hızlı trenden bahsedip,
Tarım alanındaki hedeflerini yapacakları sulama barajı tarımda ne kadar çok insanı istihdam edeceklerinden bahsettiler, v.s. v.s son olarak da

Sanayi ve enerji alanındaki yatırımlarını anlatıp görevlerini yapmış olmanın öz güveniyle
yeni bir seçmeni ikna etmek için kararlı ve azimli bir şekilde evden ayrıldılar.

Gerçi onların söylediklerinin birçoğunu televizyon ve gazetelerden öğrendiğim ve bildiğim şeylerdi. Ancak bu gençlerin heyecanı azmi ve dikkat çekici bir özelikleri de muhalefeti kötülemek yerine partilerinin projelerinden bahsetmeleriydi doğrusu ilkeli davranmalarını çok beğenmiştim. Sanki bu konuda özel eğitim almış insanlardı, adeta ürün pazarlamacıları gibi seçmeni etkilemeye çalışıp, üyesi oldukları gönül verdikleri siyasi partilerine oy vermesi konusunda seçmeni ikna etmeye çalışıyorlardı, ben ikna oldum mu? Orası bende kalsın,

Gerçek olan şu ki,%49.9 seçmeni ikna etmeyi başarmışlardı.

Doğrusu bu azim ve çalışkanlıkla daha çok seçmenin oyunu almayı başaracaklardır.





Serhat BİNGÖL
07/12/2013




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Doğru insan olmak ve gerçekler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Doğru insan olmak ve gerçekler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DOĞRU İNSAN OLMAK ve GERÇEKLER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
(Mustafa Çetiner)
(Mustafa Çetiner), @mustafa-cetiner
9.12.2013 01:00:35
Yazı güzel ama taraflı, tarım alanındaki atılımlarını gördük, saman ithal ediyoruz, nasıl oy topladıklarını siz anlatmışsınız zaten, ufak hediyeler.
Siz o hediyelere itibar etmemiş olabilirsiniz ama o kadar cahil ve ihtiyaç sahibi insan var ki "ötekiler hiç birşey vermiyor bunlar yine birşeyler veriyor" diye oy verenler var.
Makarnayı, kömürü, erzak poşetlerini, çekyatları, elektriksiz köylere dağıtılan beyaz eşyaları, naktî yardımları bilmeyen yok sanırım, tarlaların mesken, ölülerin seçmen yazılması da cabası.
E biraz da din sömürürseniz bu ülkede iktidar olmak kolay.
Bu iktidarın sattığı kamu kuruluşlarını, arazileri, fabrikaları, barajları, limanları, otoyolları, bankaları ben satsam bir Türkiye daha kurardım.
Cemaatle araları açıldı, Türk halkı gözünü açtı, şimdi tek umutları Kürt halkının oyları, bu yüzdendir Apo ya tanınan haklar, bu yüzdendir yasaklı Şiwan Pervere " Doğuyu koruduk kan emici düşman Türklerden" diye Kürtçe türkü söyletip ailecek ağlaşmaları.
Kesin olan bir şey de şu, muhalefet bu liderlerle hiç bir sonuç alamaz, muhalefet partilerinin içinde liderliği hak eden genç, dinamik, vizyon sahibi insanlar var ama maalesef her lider kendini düşündüğü için oturduğu koltuğu bir türlü terketmiyor, oysa ülkelerini ve partilerini düşünseler gençlere yol açmak için kendileri istifa ederler.
Selam ve sevgimle.

cetiner07 tarafından 12/9/2013 1:10:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
8.12.2013 08:22:40
Bu sayfalarda siyaset yazılmasını benimsemiyor, genellikle de okumuyorum.
Bir çok siteden, sırf bu sevimsiz siyaset edebiyatı yüzünden ayrıldım.
Buraya, bu güzel deftere düştü olumuz sonradan.
Burası, diğerlerine nispeten daha düzenli, daha seviyeli.
Aslında, burada siyaset yazanlar bile, belli bir düzeyde kalmaya gayret gösteriyorlar.
Sizin yazınızı, değişik konulara değineceksiniz düşüncesiyle okumaya başlamıştım...
İş siyasete kayınca, yine canım sıkıldı ama, akıcı üslup yazıyı terk etmemi engelledi.
Okudum sonuna kadar.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki;
son zamanlarda okuduğum en güzel siyasetle ilgili çalışmaydı.
Konuyu işleyişiniz ve akıcı anlatımınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.