Kahvenin Hatrı

• 7 Aralık 2013 Cumartesi 00:31:15

’Kahve bahane, maksat muhabbet olsun.’
Bir dost düşünün insan canlısı.Öyle bir dost ki; bu dost düşeceğini bilse elinden tutacak olan.Hasta olmandan yese kapılan,yüzünün gülmesi için dua eden.Can dost; hayatta sıkıntılarınızda baston gibi birbirinize tutunduğunuz.Görmek için can attığınız.Kalbi bir birbirinin, ciğerini bilen.Kalbinde zerre kötülük barındırmayan.Zaman zaman incinsede, bağışlamayı bilen incitmeyen.Hem kafa dengi, başbaşa bir cafede kahveleri yudumlayarak sohbeti koyulaştırmak, tadına doyamamak.Şu yalan dünyada ki, adı üstünde yalan, yavan, sanal şeylerden uzak haz aldığın, hakiki şeylerin arasında olması gerek.
Kahve deyip geçmeyeceksin azizim.
’Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış.’Kahvenizi ısmarlarsınız süpriz fincan kalp şeklinde köpüklü, kahveniz genç garson kız getirir.Ve aşkı anımsatır size.Aşkın Kur’anda geçen manası da; muhabbettir ya...Hani Yemen hiç uzak değilmiş gibi kahveler taze mi taze.Yanında şeffaf bardakta su, sanki dostluğun saydamlığını simgeler.Yanında gelen badem şekerlerse şeker tadında sohbeti.Bir şaşkınlık içindesinizdir.Kimi zaman kelimeler kifayetsiz kalır.Kahvenin tılsımı ya da; içinize işleyen o burnuna gelen baygın efsunlu kokusu mu? Bilinmez ama tatlı, hoş bir yolculuğa çıkarsınız.Sizi alıp götüren bir yolculuk.Kendinizi kaptırır gidersiniz kendinizden emin fakat muamma, gizem yaşanabilecek vaktin güzelliğine.Muhabbet koyu, telve kıvamında.Artı; içtenlik ve samimiyet bir o kadar... İkisi bir arada oldumu ya denklem tam kurulmuş demektir.Hani limon sıkan, lafa maydonoz olan bir münasebetsizde yok ise aranızda değmeyin gitsin keyfine...
Ortamı yaratmak sizin elinizde.Gelin haftanın bir günü kendinize bir güzellik yapın.Elbet her insanın kendini yakın hissettiği gönül dostu, haldaşı vardır.Aranızda kanka yada ortak diye takıldığınız bir çok şeyi paylaşabileceğiniz dostunuz.Ama dost, muhabbet diye bir kavramdan haberiniz yoksa ona bir şey diyemem tabi ki.Birlikte olduğunuz eski bir çocukluk arkadaşı, uzun zamandır görmediğiniz öğretmeniniz.Sohbetinden zevk duyabileceğiniz hocanız,üstadınız,ustanız eğitim neferi saygı duyduğunuz büyüğünüz veya kardeşiniz, akranınız.Üç arkadaş unutulmazmış.Asker arkadaşı,hastane arkadaşı, hac arkadaşı.Nezih sosyal, kültürel platformda insanlar güzel dostluklar,arkadaşlıklar edinebilir.Birlikte yemekler yenir, çaylar içilir, kahveler yudumlanır, güzel sohbetler edilebilir.Mesala; Benim nazarımda Anadolunun kucağında şair dostlarla birlikte yediğimiz yemeğin tadı hala unutulmaz. Kitabevinde içtiğimiz çayın ikram edilen sıcak simitin.Sonra şair öğretmen büyüğümüzün Ankara’da imza günlerinde içtiğimiz çorba ve yemek çayın.Yine şair abimizin ikram ettiği dondurma gibi insanda güzel anılar, bırakan anlar.
Peyami Safa’nın bir sözü vardır; Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.
Ben bu konuda kendimi şanslı adlediyorum.Şükür az,öz dostlarım var.
İnsanlar evlerinde kahve içerler, mutlak onun zevkide başkadır.Amma velakin atmosfer değişikliği, loş, otantik bir mekan farklı duyguların ortaya çıkmasına etken olur.Tabiki insanın evi gibi yoktur.Sürekli aynı ortam rutin, monoton bir hayat insan psikolojisini sıkar.Sık sık yapılan bir şey banel gelir.
Peygamber efendimiz(S.A.V.) ’iki günü bir olan, bizden değildir’buyurmuşlar.Hem dünya, hem ukba için çalışmamız için işaret etmiş.Sahabi ile kurduğu dostluk, diologlarında, misafire olan ikramıyla bize bu konuda örnek olmuştur.Misafir bereketiyle gelir.’Yeyiniz, içiniz israf etmeyiniz ’diye buyurdukları gibi.
Konumuzun içeriği dost ile hasbihal.Karşılıklı bir şeyler içerek bu bir semaverden çay, salep, nescafe,gazoz,meşrubat, gazoz dedik ya maksat; muhabbet olsun.Elbette daha önce eşinizle, ailenizle bir yere gitmişliğiniz vardır.Ama farkı fark ettiren etkenler vardır.İnsani değerlerle donanımlı, vasıflı gönlünüze göre biriyle sohbetin tadı başkadır.Eğer erkek ise gün görmüş salon erkeği diye tabir edilen, centilmen görgü kurallarına riayet eden kibar beyefendi.Bayan ise yine aynı şekilde hanım hanımcık lafı sözü belli.Oturduğu, kalktığı yeri bilen asalet timsali bir bayan.Sultan duruşlu, kendinden emin,adımlarını sağlam atan sosyal, içi boş olmayıp bilgili vakur Türk kadını.Anadolumuzun çalışkan kederli, cefakar kadınıyla yaptığın sohbet aldığın dersler hiç kıyas olmaz.Dedelerimiz, ninelerimiz eski toprak diye tabir edilen büyüklerimizle yapılan sohbet keza öyle.Aslında sınırlama yapılmaz.Her insan insani değerler barındırır.İnsanlara, fikirlere her zümreye saygımız sonsuzdur.
Hele birde dostunuzda, sizde sanatçı ruhlu iseniz konu konuyu, laflafı açar. Serde birde şairlik varsa...Demlendikçe tat verir,koyu sohbet.Zaman nasıl uçup gider elinizden, haberiniz bile olmaz. Adeta dondurmak istersiniz,elinizden kayıp giden zamanı.Yeniden yaşamak istersiniz, aynı tattaki muhabbeti.
Veda zamanı gelipte el sıkışırken, ayrılık içinizi hüzne boğar.Gözgöze gelmekten korkarsınız.İçinizdeki duyguların sizi ele vermesinden birbirinizi üzmekten elem duyarsınız. İçinizden bir daha yine görüşebilsek diye geçirirsiniz.Ah keşke bitmeseydi dediğiniz, tadı damağınızda bir tortu kalır. Konuştuğunuz konular, birbirinize anlattığınız hikaye ve misallerin, fıkraların kulağınızda hoş bir tınısı kalır.
Velhasılıkelam;
Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi
Demedim mi Demedim mi
Gönül sana söylemedim mi
Muhabbet baldan tatlı olur
Doyamazsın demedim mi?

Şair-yazar; Zehra Çelik