İbretlik Hikâyeler – 1 YEŞİL DÜŞMANI
İbretlik Hikâyeler – 1 YEŞİL DÜŞMANI
(surprizsite.com sunar)
Soğuk ve yağmurlu bir kış günü bilgisayar ile ilgili bir sorunumu halletmesi için, bir yakınımın tavsiyesi üzerine işyerine giderek onu tanımış ve pek adetim olmasa da, manyetik alanlarımızın çekim gücü ile ona çok çabuk ısınmış ve dolayısiyle de çok çabuk samimi olmuştuk. Çok dindar bir çevrenin işlerini yapıyor ve çok mecbur kalınca da, istemeye istemeye onlarla formalite icabı namaza gidiyordu.
Bir Cuma günü, Cuma namazına beraber gidelim dediğimde; bana karşı da ilk defa rengini belli etmiş, sonraki karşılaşmalarda ise gittikçe dozu artan bir şekilde önce dinsiz olduğunu, sonra dine karşı olduğunu ve en sonunda ise “dine düşman” olduğunu açıklamış, bu düşmanlığı her geçen gün artan bir dozda ve bazan küfür ile de karışarak devam ederek gitmişti…
Bir gün konuşurken, “yeşil renge karşı müthiş bir kini ve düşmanlığı olduğunu farketmiş ve yeşilin; İslâm’ın da, Cebrail’in de rengi yeşildir” dediğimde küplere binmiş, adeta arenadaki bir boğanın kırmızıya karşı gösterdiği tepkiyi göstermişti.
(…)
Aradan çok uzun bir zaman geçti, bir gün orta yaşlarında vefat ettiği haberini alınca; cenazesinin kaldırılacağı camiye gitmiş ve nasıl bir cenaze töreni yapılacağını, ailesinin bir dinsize nasıl davranacığını izlemek istemiştim. Çünkü cenazesi camiye götürülünce, din düşmanlığından ailesinden ve akrabalarının haberi olmadığı anlaşılıyordu.
Musalla taşında biri kadın olmak üzere, iki cenaze bekliyordu. Kadın cenazenin üstüne yeşil bir örtü çekilmiş ve başına bir başörtüsü bağlanmış dolayısiyle de, bizim dinsiz cenazemiz tahta tabutu içinde ve adet olduğu üzere üstünde bir yeşil örtü bile bulunmadan bekliyordu. Cenaze namazı kılınırken, iki defa elektrik kesilmiş ve iki defa ses sorunu yaşanmış, sonunda yarım yamalak bir cenaze namazı kılınmıştı. Sıra kadın cenazenin namazına gelince, hiçbir aksama yaşanmadan, namazı büyük bir huşû içinde kılınarak tabutu eller üstünde cenaze arabasına taşınmıştı.
Sırf merakımı yenmek için, cenaze namazını kıldıran imama yaklaşıp sordum. “Hocam, erkek cenazenin üstünde adet olduğu bir yeşil örtü örtmemiştiniz; böyle olmasını ailesimi mi istedi, yoksa mevtanın vasiyetimiydi?”
İmam, derinden bir bakış ile bana döndü ve şöyle dedi.
“Yılların imamıyım. Daha ilk defa üzerinde yeşil örtüsü olmadan cenaze namazı kıldırdım.” Şaşkınlığım iyice artmıştı ve tekrar sordum. “Hocam, ben de ilk defa üzeri yeşil örtüsüz bir cenaze gördüğüm için sordum” dedim.
Yüzüne akseden şaşkın bir ifade ile cevap verdi. “BU CENAZENİN TAŞIDIĞI BİR SIR VAR VE BEN BUNU BİR TÜRLÜ ÇÖZEMEDİM. HEM NAMAZDA İKİ DEFA ELEKTRİK KESİLDİ, HEM DE DÜN YAĞAN ŞİDDETLİ YAĞMUR bir tanesi hariç BÜTÜN ÖRTÜLERİ ISLATIP KULLANILMAZ HALE GETİRMİŞ. Ben de bu örtüyü, önce gelen kadın cenazenin üstüne örttüm” dedi. Elimde olmadan, gayri ihtiyari olarak kendimi tutamayıp, “ALLAHÜ EKBER” dedim. Bu seferde, imam meraklanarak bana sordu. “Neden, Allahü Ekber dedin?”
İmama yaklaşarak, fısıltılı bir sesle cevap verdim. “Hocam, bu mevta yaşarken dinsizdi. Daha da ötesi; Allah’a, dine ve en mühimi de, YEŞİL RENGE HAKARET EDEN BİR DİN DÜŞMANIYDI 06-12-2013
Mürsel Münevveroğlu
[email protected]
Konak-İZMİR.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.