- 1137 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgili Günlüğüm.....
Sevgili Günlüğüm..
’’A aa Senin yokmu ?’’ dedi Seyhan, bilmiş bilmiş başını sallayarak..elindeki defteri uzattı, içinde kargaşık kurgaşık yazısı ile anlamsız anlamsız bir sürü şiir, anılar, fikirler..O an kararımı vermiştim, kıskançlıkla karışık ’’ ben daha iyisini yapabilirim ’’ diye başımı bile sallamıştım. Daha dün gibi aklımda.
En kalitelisinden, en kalınından kırmızı kapaklı bir defter almıştım..Birde süslü harflerle başlık..Artık hep beraberiz..bana alışmalısın SEVGİLİ GÜNLÜK....Nereden geldiği, nasıl ve ne zaman geleceği belli olmayan o meşhur ilhamla şiirler, denemeler, minik minik hikayeler ile dolu sayfalar. Aşklarım, kederlerim, sevinçlerim, hüzünlerim, nefretlerim...daha pek çok şey.
O yazılarda gizliydi yaşantımın gizli kanıtları.. yalansız, riyasız, umarsız..kimsenin asla bilemeyeceği, tanıyamayacağı bir ben vardı o satırlarda.Gizli kalmalı sadece bana özel olmalı ve ancak ilerde ben yok olduğumda olacak çocuklarıma bırakacağım en değerli hazinem olmalıydı.Düşünsel DNA diye yazmıştım bazı sayfaların kenarlarına ..Tabiiki yetmedi o kalın defter..bulamadım aynısından ama daha iyisini daha kalınını bulmuş 5.6 tane almıştım, biliyordum daha yazacak çook şey vardı. Bazen öyle kaptırıyordumki kendimi yazmaya, saatin farkına varmadan..güneşin doğuşunu seyretmeme neden olurdu ve ben bir kez daha uykusuz gecenin sabahında minibüsün o arka koltuğuna binmek üzere çıkardım evden..
Zaman çok çabuk geçmiş ve nişanlanmıştım, düğüne ise sadece bir kaç ay kalmıştı..Evde telaşlı hazırlıklar..teyzemler gelmiş harıl harıl o hiç kullanmayacağım çeğizleri tamamlamaya çalışıp eksik kalan alışverişlerle uğraşıyorlar..En çok kırmızı tüylü rugan ve topuklu terliğe şaşırmıştım..o gecelikleride görünce ’’ yuh artık ....’’ demiştim de üç fantazileri tavan yapmış kadının hışmına uğramıştım.Sabah bir telaş ve tanımadığım adam sesleriyle uyandım..duvar kağıdı yapıyorlar..kendimi hemen dışarı attım..
Uzaktan bir baska güzel görünüyordu evimiz..,kısa merdivenlerle bahçe içinde dolana dolana çıkılan geniş bir balkondan girilirdi iki katlı evimize..mahallenin girişinde hayran bırakan o mis gibi gül ve türlü çiçek kokusu..balkonda oturup adalara karşı içilen çay yada kahvenin huzurunu bulamadım hiç bir mekanda...Eyvah dedim içimden, bahçenin ortasında kocaman bir tenekenin içinde tüten dumanı görünce..teyzem yine evde yakacak birşeyler bulmuş ve yine annemin haberi olmadan yakıyor..Annem atamazdı hiç bir anısını..ona çekmişim bende..
Babam...balkonun başında tüm heybetiyle bekliyor.Benim salına salına merdivenlerden çıkmamı seyrediyor..yüzündeki bu anlamsız ifadeyi yaklaştıkça hatırladım, sigara içtiğimi öğrendiğinde de görmüştüm sanırım.Her zamanki gibi avuçlarının arasına aldı yanaklarımı, hassas bir çiçeği inciltmeme çabası ile..alnımdan öpüşü ile tamamladı..Başımı o heybetli ve huzuru ilk tanıdığım göğsüne yasladım..’’ Özür dilerim prensesim ..yapmak zorundaydım ’’ dedi. Anlayamamıştım neden bahsediyordu ki ? ’’ neden ’’ dedim sadece başımı hiç ayırmadan huzurdan..’’Teyzen günlüklerini bulmuş sakladığın yerde’’ . Gözlerimden yaşlar başlamıştı bile süzülmeye..daha da sıkı sarıldı o güçlü kollar, anlamıştı kaçacağımı.’’ Rastgele okuduğum bir kaç sayfa bile yetti, imha edilmesi gerekiyordu prensesim..’’ Dinlemiyordum artık, adaların ışıkları yanmaya başlamıştı tek tük..sonra dumanı hala tüten tenekeye takıldı gözüm, adadakiler görürmüydü acaba dumanları ? Anlatıp duruyordu babam, artık evleniyormuşum..bu yazılanları bilmemesi gerekiyormuş..nasılsa hepsi hafızamdaymış..daha bir sürü saçmalık. Omuzlarımdan tuttu, tekrar özür diledi..’’ gözlerime bak Rana ’’ dedi..Bakmadım tabiiki.Koşarak tenekenin yanına gittim. Bir bez parçasıyla tuttum içerisinde yer yer yanmamış koz haline gelmiş anılarımın olduğu tenekeyi..Bahçe kapısından evimizin kapısına kadar serptim..anılarımı..kendimi..Teyzemin çığlıklarını bastırdı fısıltım..’’ Bu küller süpürülmeyecek ..ta ki; rüzgar alıp götürene kadar..’’ Öylede oldu. Yaklaşık on gün o kara lekeler mermerlerde kaldı..kuytularda bulduğum bır kaç minik yanmamış kağıt parçasındaki tek kelime bile hangi anıya hangi güne ait olduğu belli kelimeler..
Bu konuda babamı asla affetmedim..bunu binlerce kez söylemek istedim ona. Lakin ben onun kadar acımasız olamadım. Yıllar sonra bir gün ’’ O gün okuduğum okadarcık yazın bile, seni aslında hiç tanıyamadığımı ve senin gerçek dünyanı kimsenin çözemeyeceğini anladım..korktum, hemde çok korktum ’’ dedi. Sorgulamadım bile...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.