EMEL' İMGESEL.....
hüznün yüzünde kaç yaşına giriyor ne o elemin hangi güneş görmeyen sabahın güneşisin...
sabır eyle demir parçalanacak güneş suskusunu bozacak ,ışık tünelde görünecek gülüm sen sabıreyle...dönemler vardır zordur beklemek daha bir insan yapar emelcim ,,işte sen böyle bir dönemdesin inan dayan ve sabıret..her yanın diken olsa da sen sakın diken gibi dokunma yanındakilere ...biliyorsun biz hüznün çocuklarıyız , susuşumuz hep bir masalın son sayfasına giden bir imge bundan gurur duy....
buradayım şimdi sana seslenmek istedim..zor anlardan geçiyoruz , sıkıntılar bizi darboğazda tutuyor umut ,gökkuşağının yedi renginden birinde ama yağmuru geçirmek lazım öncesi ...bekleyelim yağmurları ,çünkü tanrı yağmurları hep eylül için vermiştir ve sende eylül çok var emin ol canım kardeşim,,,biliyorum hepimiz ayrı bahçelere açan çiçeğiz ama güneşimiz aynı değilmi havamız aynı değil mi , ve suyumuz anne sütünden taşırılan gülücükler sokağının sesi gibi suyumuz ....
şafakta sabır var emel , ve dikkat , hepsini yenebileceğini biliyorum doğanın herkese verdiği sırları var çıkarabilene bütün o çirkinliğinde ve simsiyah resminde hayatın...şimdi sesleniyorum al eline fırçayı tuvalin var , siyahları yeşil yap beyaz yap kırmızı yap ,gökkuşağındaki en sana yaraşan rengi karala tuvaline...elinle değil yüreğinle çiz bitir resmi.....ardından dön bir bak aynaya dünyanın en güzel insanı durmuyor mu.....
sesini saç mevsime en güzel umudu getirmeyecek mi rüzgar bir bak ...
sen bu yuvada kalan son kuşsun ve uçmayı sevdiğini biliyorum inan cesaret,, sen bu çıkarma işleminde --son elde var birsin-- unutma -- hiçbir biz sensiz olmaz --sakın ümitsiz olma herşeyini de yitirebilirsin ama ümidini asla..her heyecan da olmalıyız tadı olmalı hayatın, gemimiz daha suda yürümese de çalışmalıyız ,, bırakma asıl hayata...hayat denen sınava....ama ne olur kendinden uzaklaşma ,dünü de ,, dallar ne kadar uzasa da ,yeşerip çoğalsak da kökümüz hep iç içe geçmiş o bizi ayakta tutan yerde....düşene omuz yükselene çiçek vereceğiz , unutma ayışığı toplayacağız çocukluğumuzdan ...sabır kapılarında ol hep sen kapıyı çal ,sesler o kadar güzel gelir ki....sevmeyi unutma doğayı ve kendini ve diğer insanları ,, masalında iyilerin hep olsun çünkü o kadar çok kötü olacak ki hayatta .....hüznün rüzgarı havalandırdı bizi biliyorsun ne mutlu hüznü adam gibi olmayanın gülümserliği de cılız kalır emelim..sen hep maviyi -- takıştır gözlerine,sözlerine
bir deniz bir gökyüzü nasıl olsa bulur elbet ,, herkes kendi gökyüzünün yağmuru olsun be emelim...arasıra dertlisin ve de hüzünlü karanfil tazeliğinde olsun o da insanlığın olsun be emelim , yaşanırlığın olsun sen hep gül şiir gibi...çiçekler sabaha ağzını dayadığında sen toprağı ol havası ol kokusu ol ,gülüşünü hep sevgiye kirala emelim canıM...
ben mi koşuyorum işte kendi peşimden nereye sürüklenirsem ordayım , ne istanbulu buldum ne de istanbulda çocukluğum , yuvadan uçtuk işte gözümüzde denize düşmüşlük
var arıyoruz hayatı.....
selamlıyorum ......
İSTANBUL.........
bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar....
ahmet telli..
YORUMLAR
Hepimiz bir zamanlar aynı bahçelerdeydik,hayatın rüzgarı bizleri başka bahçelere savursa da yüreklerimiz yan yana biliyorum.nede olsa hüznün çocukları değilmiyiz!aynaya baktığımda derinliklerde bana benzeyen güzel insanlar da görüyorum ve görmeye devam edeceğim de.belki çoculkluğunu bulamazsın istanbulda ama umarım hayatının en güzel zamanlarını yaşarsın oralarda(yeni yuvanda).