- 660 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çaresizlikten Çare Makamı Olmaya
Eşref-i mahluk yani “Yaratılmışların en şereflisi” sayılan insanın kendi türüne yaptığı zulme, hayvanlar dünyasında bile rastlamak mümkün değil. Çünkü, doğada hiçbir hayvan kendi soyundan gelen başka birisini “bilinçli olarak” aç bırakmıyor. Ama, yeryüzü kaynaklarının adil paylaşımı döneminin “Romantik izi” bilinçaltı katmanlarından bile silinmiş çağımız insanlığı, bu cinayetin ya katili ya da suç ortağı olmayı kanıksayarak sürdürüyor. Maalesef! Ülkemizde de…
“Hep böyle gideceği”ne dair bir toplumsal kabul geliştirdiğimiz bu “Temel Yanlış” anbean vahim çıkmazlarla karşı karşıya getiriyor bizi. Bir zamanlar Amerikan filmlerinde gördüğümüz “Evsizler”, “Madde Bağımlıları”, “Sokak Çeteleri”, “Sokakta Çalışan Çocuklar”… Hepsi ile, çok sık yüz yüze gelir olduk. Özellikle büyük kentlerin tehlikeli, izbe sokaklarında… Ve biz bu vahamet karşısında, kılımızı bile kıpırdatmazken, aynı türden, aynı soydan, aynı kent ya da köyden olmanın “gururu” nasıl da kof ve anlamsız olmaya başladı, değil mi?
Sorunun köklü çözümü için, katılımcı ve saydam bir ekonomi politiğe gereksinim olduğunda aklı selim sahibi herkes görüş birliğinde. Ancak, Ya şimdi! Elimiz kolumuz bağlı, yalnız üzülmekle mi kalacağız? Hiç iyileştirme şansımız yok mu?
Ne ve nasıl yapmalıyız ki; “vicdanımızı rahatlatmanın, kendi ruhsal kayıplarımızı gidermenin, gözlem ve denetleme adına daha alt mercilere emirler yağdıran asık suratlı bir bürokrat olmanın, bütün insanlık değerlerini yok sayarcasına kırılmış gururları ve yitik hayatları sergilemekten kaçınmayan bir medya mensubu olmanın” ötesine…Çok ötesine geçip “çözümün parçası” olabilelim?
Eğer aradığımız ”Çözüm” ise, bu sorular bizi kaçınılmaz bir yol ayırımına getirir: Yardım(!) yada “Çözüm Ortaklığı”. Nedeni ister ahlaki ister dinsel ve kültürel olsun bütün vicdani ve kişisel psikolojik dürtülü yardım girişimlerinin tek alternatifi, istihdama dayalı, sürdürülebilir ve kazandıkça pozitif değişimler yaratan bir sosyal projeler bütünü olmalıdır. İnsan olarak böyle bir kaygı taşıyorsak, bir yol ayırımındayız.
Şimdi seçim: Bir kez bile olsa başarmış olmanın hazzıyla, zorluklar karşısında daha güçlü ve çözüm üreten bir insanla, başkalarına bağımlı, kaderine boyun eğen, umutlarını yitirmiş bir insan arasındadır.
Şimdi Seçim: Başarının tadına vararak bunu çoğaltan ve ruhunu daha zengin ve geniş kılma ile, ruhsal açlık içinde kıvranıp hiç mi hiç doymamak arasındadır.
Şimdi seçim: Sağladığı başarıyla kendini özel hisseden bir insanla, kendisini aşağılık, dışlanmış ve değersiz addeden bir insan arasındadır.
Şimdi seçim: Aile ve çevre yaratılmasını başarabilen bir insanla, yaşamı boyunca kendini yalnız hissedecek ve asla kimseye güven duymayacak bir insan arasındadır.
Şimdi seçim: Duygularını kontrol etmeye başlamış, kendiyle daha barışık birsiyle,
öfkeli, suç işlemeye hazır yada suçlu biri arasındadır.
Şimdi seçim: Anlayışlı, hoşgörülü ve demokratik bir ülke ve saygın bir devlete katkı veren bir insan ile; ailesine, ülkesine ve devletine hiç güven duymayan… Hatta nefret eden bir insan arasındadır.
Dahası… Seçim, bütün yetersiz ve yanlışlarına rağmen yaşadığımız ülkenin sağlıklı bir yurttaşı olmakla, uyuşturucu bağımlısı, fuhuş batağına düşmüş, yaralama hatta cinayet suçlarına karışan….Karanlık sokaklarda aç susuz ve her türlü hastalığa çok açık bir insan arasındadır. Evet Seçim, Yaşam ile ölüm, sevgi ile korku arasındadır.
Ve zaman, yaşam ve sevgiden yana yaratıcı projelere kafa yorup, olanlara katılma zamanıdır.
YORUMLAR
Bu güzel yazınızı öncelikle geç okuduğum için özür dilerim ..
Gerçekten de çok doğru söylüyorsunuz. Toplumsal olaylar karşısında bananeci olmak ya da susmak veya sessiz kalmak gerçekten oldukça düşündürücü olduğu kadar üzücü bir şey de aynı zamanda ... Ben kendi adıma susmadığımı ve sessiz kalmadığımı çok iyi biliyorum ama gönül istiyorki bütün
insanlar olarak bu tür olaylarda birlikte ve gönüllü olarak hareket edelim ve sorunları çözelim . Umarım insanlarımız daha fazla geç kalmadan bazı şeylere el atılması gerektiğini kavrarlar ve hep birlikte şu dünyayı yaşanılası bir hale getiririz ... Ne diyor CHE ;
"Cinayete tanıklık edince tarafsız olamazsın. Durdurmak istemezsen taraf tutmuş olursun" CHE
Kutlarım sizi , sevgilerimle ...