- 1244 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
mat olan şahinlere..
Bilgi içerikli Şiir’e ve
bir şiirin belirlenen ana konudan kopuk başka konuları empoze etmiş bir vaziyette ele alınması şiiri hazırlayan açısından hiç de kutlanacak bir durum değil.
okuyucunun veri taramasında ön plana cıkan bir değerlendirmeye alındığında kayda değer hiçbir bilginin alınamaması ile ilgili bir takım problemler yasanacağı gerceğini unutmamak gerekir;oysa yazan niçin neden ve nasıl sorularını iyi bir şekilde sorarak ele alırsa daha berraklaşır.
ve topluma yani okuyan nesile faydalı bilgi akışının gerçekleşmesine sebebiyet verir
bu yüzden anlatılan konu dışında kalırsa anlatılanın ne yazık ki şiirin faydalı bilgiler almasını
önler.yoksa itici ve okunma isteğini yok edici duyguları da beraberinde getirir ki pek iç açıcı bir neticenin olmadığının göstergesidir.
benim şahsi kanaatimce
bilgi ışıklarının süzgeçten geçirerek verilmesi yani şiiri hazırlayanın başka şairden alıntı alındığı vakit pekişmiş bir vaziyette şiirin örtüsünü kapatarak verilmesi icap eder.
bilgiden ırak şiirlerle yoldaşım
mat olan şahinlere..
kendine yakışıksız duran taşları taşıyor sırtında şairler...
Bu yüzden ilimsiz şiir yazma cabası boş olmasa da kağıda doldurulan kelime seçimlerinden başka birşey değildir.bilgi deposundan taşan bilgi kırıntıları ilhama yöneldikçe depodan boşalan musluktaki su misali şair yazdırır.
şiirde en çok yazmak için yazmak şairi köreltir.yoksa yazı derinlik kazanılırsa neden şiir yazmasın kendini...
şiirin dili önem arz etmez lakin her dilin kendine ait bir imgesi vardır.imgeyi bilgiyle yoğurup çıkarmak naçizane duyguların akıp kendini her yöne çekmesini beraberinde getirir.
Anlatılan ne kadar derin olsa da şiirdeki kalıpların üstüne basa basa şiirce bir biçimini elden ele dolaştırarak taze tutması önem arz eder.yükünü boşaltılmamış bir tükenmeze dayatılan onca zorluk karşısında ilhama yüklenici tanımlar kullanmak yanlış olmasa da şüphelidir.burda şiirin tanımını yapmak gerekmiyor zaten şiir diğer alanlarla ilişkisinden belirli bir tanım yapılamaz kişiden kişiye değişen bir tanım yapılabilir.
Şeması ne olursa olsun,her şiirin bir öyküsü vardır ibaresi kullanmak yanlıştır.çünkü beraberinde getirdiği şiirin özünü ve safını belirleme olasılığı kalıplara iter.
bu konuda birçok söylem söylenebilir,
mat olan şahine
piyon oldurdular
haritası ağzında güvercinlere...
saydam karıncalar yetiştiriyorum
samanı karştırılmış pekmezine
yürek sanılan küreklerin saçtığı toprağa
şiir piyonu oynatılan santraç gibidir,ne fazla düşünmeyi gerektirir ne de fazla düşündürmeyi...
şiir özün kendisidir her şair şiirleşmelidir özüyle bütünleşmek için caba sarf etmelidir.
onurunu ezdirmeden hiçbir şiirin göz bebeğinde oturan yansımayı görmezden gelemeyiz..
özünü evrenselliğe bağladıkça ortak olan bütün sırlar ifşa olmaya mahkumdur.bu şiirin insani akilliğidir.her şiirin nefesi verdiği ışığın gölgesinde saklıdır.özünü bulmaya calışan bir şiire ses vemek gerekir..
şiire tutsak kalmak bir bakıma kendine yaklaşmaktır.şiir kendinin ke(n)disidir.
şairin ne yazık ki şiir birikintilerinde beraberinde getirdiği;
kendini övmeyle karşı karşıya geldiğinde kendini yüceltmekle,yüksek görmek gibi davranışlarından kacınmalı duygularına hükmetmelidir, kendini şiir vasıtasıyla denetleyen insan şiirin kendisidir..
boş ve anlamsız argoları kullanan imge i(n)fâzla kalmıştır.
gezgin imgeler
Yunus tapancı