YÜREKLERİ KOR OLAN KADINLARIMIZ
YÜREKLERİ KOR OLAN KADINLARIMIZ
Yaşam devam ediyor , günler akıp gidiyor.Hayat doğal akışında devam ediyor.İşi olanlar işlerine, , öğrenciler okullarına esnaf dükkanını açmaya, siyasetçilerimiz çalışmalarını yoğun bir şekilde devam ediyor, devlet memuru işinin başına, işi olmayanlar iş arayışına bir kısmı da sorumluluğundan kaçarak kahvelere yada değişik mekanlara giderek günlerini geçirmeye çalışıyorlar. Aile geçimine destek veren kadınımız da işlerinin başına giderek çalışma hayatlarına devam ediyorlar.Ev kadını olan çalışmayan kadınımız ise ağır işçi olarak ev işlerine başlayarak ailesi için gerekeni yapmaya başlamıştır.Hayat aslında ne kadar güzel bir paylaşımdır olumlu ve üretken düşünürsek, çünkü evrenin bütünü insandır, doğadır, birbirinden ayrılmaz parçadır.Hal böyleyken yanlış yapılan bir şeyler vardır.İnsan oğlunun birbirine uyguladığı istismar ve şiddet.Neden ? Niçin? Hangi duygularla yapılmaktadır?...
Hayatın temelini oluşturan evrenin vazgeçilmezleri olan KADIN ve ERKEK birbirlerinin yarımlarını tamamlayan bütündürler.Durum böyle iken erkelerin uyguladığı şiddet ve istismardan söz edeceğim.İnsanlık adına hiçbir zaman kabul edilmeyecek olan bir davranış.ŞİDDET…ŞİDDET…..
Anneanne. Anne, eş, kız kardeş yüreği analık duygusuyla dolu, sıcaklığı, sevecenliği, fedakarlığı, üretkenliği , doğurganlığı ve koruyuculuğu ile yüce varlığımız, evimizin temel direği olan KADINLARIMIZ…….
Türkiye’nin bir çok bölgesinde ekonomik şartlarının getirdiği zorluklardan, dolayı, yetiştiği çevreden etkilenen, psikolojik sorunları olan, gelenek ve göreneklerin de kız çocuklarını ikinci planda gören yaşadığı sorunları aşamayan bir çok erkek bunun acısını eşlerine karşı şiddet uygulayarak göstermektedir.Şiddet günümüzde en önemli konulardan biridir.Çünkü insan hayatı önemlidir.Hayatın devamı için aile içerisinde çocuğa eğitim veren anneler ve babalar bu şartlar altında sağlıklı nesiller yetiştiremeyeceklerdir.Kadınlarımız bunun acısını çok büyük bedeller vererek çekmektedirler.Mesleği olmayan ekonomik şartlar dan dolayı eşine bağlı kalan ayrılamayan ,kazancı olsa bile çevresel yaklaşımlardan çekinerek hayatını yapılan bu şiddeti çeken bir çok kadınımız vardır.Bir çok ailede evlilik kurumunu ölünceye kadar tek erkeğe bağlı kalarak geçirmesi gerekir diye düşünerek kızlarına baskı yaparak bu zulme göz yummaktadır.Ayrılık gerçekleşecek olsa da kızlarına yardımcı olmayan bir çok aile vardır.Bunları düşününce kadınlarımız yüreklerine o kadar büyük bir acıyı gömerek yaşantılarını sürdürmek zorunda kalıyor ki çekilen acıların tarifi mümkün değil.Bir nevi hayat da kalmak için savaş vermek zorunda kalıyorlar.
Böyle bir aile ortamın da yetişen çocukların sonraki yaşantılarında kendileri ve eşleri için davranış şekilleri sizce ne kadar sağlıklı olacaktır.Kadınların çektikleri üzüntüye , aşağılayıcı davranışlara ne kadar daha dayanacaktır.
ÜZGÜNÜZ BEYEFENDİLER HEM DE ÇOK ÜZGÜN…..
Bu kadınlar sizleri dünyaya getiren her türlü zorluğa göğüs gererek yetişmenizi sağlayan analarınız.Hani ağzınızı açtığınızda yere göğe sığdıramadığınız, evlatlarınızı yetiştiren yürekleri sevgi dolu fedakar eşleriniz.Yada kıyamayıp el oğludur deyip inciteceğini düşünüp evlenirken zorla verdiğiniz kızlarınız.Peki soruyoruz neden ufacık anlaşmazlıkta, dışarıda ki sorunlarınızda , geçim sıkıntısının acısını neden eşlerden çıkarır şiddete başvurursunuz.Ya da sorun yok iken kadını ikinci planda görüp onu aşağılayıp şiddete ve hakarete maruz bırakıyorsunuz.Unutmayalım bir ata sözümüz vardır.”Cennet anaların ayakları altındadır”.Gelin hep birlikte çözüm arayalım..Bu konuda bir şeyler yapalım, nasıl dersek de bu işin EĞİTİM ile olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğitim her türlü sorunun ilk anahtarıdır.Çünkü ağaç yaşken eğilir.Her çocuk küçük yaşlardaki alacağı eğitimle insana saygının ve sevginin temel oluşturacağını öğrenmeli.Birey olarak kadın erkek haklarına vakıf olmalı ve bu konuyu kendi yaşamında sevgi ve saygı olarak büyüklerine , eşine , evlatlarına tüm insanlığa gösterebilmelidir.Bunun içindir ki ilk öğrenimlerde aile ile ilgili çocuklara eğitim verilmelidir.Rehberlik eğitimleri daha çok yaygınlaştırılmalı insan hakları konusu aile içerisinde nasıl olmalı şeklinde bilgiler verilmelidir.
Bu önemli konuda gerekli araştırmaları ve yardımları yapmak sivil toplum örgütlerine, hükümete, siyasi partilere, bir çok kurum ve kuruluşa çok işin düştüğünü söylemeliyiz.Bu konu gerçekten çok önem arz etmektedir. Kadınlarımız her yönü ile sorumluluk taşıyabilen girdiği her yerde kendini temsil edebilen ve görevini başarı ile yerine getirebilecek yeteneğe sahiptirler.
Bunun içindir ki kadınlarımızın siyasi yaşama da katılmaları taraftarıyız.Ata sözlerimizi tekrar hatırlayacak olursak, ‘’Yuvayı dişi kuş yapar’’.’’Kadının elinin değmediği hamur çiğ kalır’’ demiş dir Atalarımız..Kadınlarımız sadece varlıkları ile yer dolduran kişiler değildir.Ve onları sadece süs, yanınızda sadece taşınacak bir eşya gibi görme zamanı çoktan geçmiştir. .Onlar her alanda belki de erkeklerden daha çok azimli ve işlerinin sorumluluğunu kaldırabilecek yapıdadırlar.Onlarla birlikte evlerimize huzur ve sevgi, saygı, anlayış , yaşam sevinci gelmektedir.Böyle ortamlar da yetişen çocuklarımız erkek ve kadın arasındaki sevgi, saygı iletişimini görecek ve kendi yaşantısında da bunu uygulayacaktır..Çünkü toplumlar çekirdek ailenin sağlıklı bir şekil de büyümesinden oluşurlar.
Evet aslında konuşacak yazacak o kadar çok şey var ki ben nacizane kendi düşüncelerimi biraz aktarmak istedim.Şu an biliyorum ki bir çok sivil toplum örgütlerimiz bu konuda araştırmalar yapıyor ve şiddete uğrayan bayanlara barınacakları yer sağlamaya çalışıyorlar. Ayrıca bu bayanları tekrar sosyal hayata kazandırmak için onları meslek edinmeleri konusunda destek veriyor ve yaşamlarını idame etmeleri ve geçimlerini kendi kazançları ile sağlamaları konusunda destek veriyorlar.Gelin hep birlikte bizlerde bu konuya olan duyarlığımızı gösterelim. Hayatın ne kadar önemli olduğunu erkek ve kadının bir bütünü oluşturduklarını sevgi ile her sorunu üzerinden gelineceğini, anlatmaya çalışalım.Şunu da söylemek isterim şiddeti konuşurken genel olarak konuşmak ta istemedim.Nasıl beş parmağın beşi bir değilse bu konuya duyarlılık gösteren beylerimizin de olduğunu biliyoruz.
Hayat her zaman sevgi ve saygıyla olduğu zaman kazanılacaktır.Her iki tarafında kendilerine yapacakları yanlışlıklar kendilerini yaralayacaktır.Sevgi yumağı oluşturmak bizim elimizdedir.Her ne kadar bu zor hayat şartlarında yıpransak da birlikte her şeyin üstesinden gelebilir zor günleri birlikte aşabiliriz.
Güzel bir Türkiye , güzel bir yaşam için gelin hep birlikte fark yaratalım.Sevginin, hoşgörünün, insanlığın bitmediğini bizden sonraki nesillere bırakabileceğimiz en güzel miras olduğunu düşünelim ve bunu uygulamak için çalışmaya başlayalım.
Yüreklerdeki kor gibi yanan o yaraya çare olabilmek gözleri neşe ile gülen sevgi dolu kadınlarımızın doğaya vereceği güzellikleri , yetiştireceği güzel nesiller için değerli varlıklar olduklarını hissettirmenin, hayata umutla bakmalarını sağlamanın şimdi TAM ZAMANI…..
Yüreklerde kor yerine sevgi ışıltıları yakalım.Kadınımızı sevelim sayalım.
Sevgi paylaşıldıkça çoğalır. SEVGİ VE TUTKUYLA KALIN………….SONAY ARIDICI
YORUMLAR
SONAY HANIM;
''YÜREKLERİ KOR OLAN KADINLARIMIZ '' başlıklı yazınızı edebiyat defteri sitesinde görünce sevindim. Ğkudum. Bir daha okuyacağım. Duygu ve düşüncelerimi yazacağım. OKUYUNUZ VE YAZINIZ. FİKİRLERİNİZ, DUYGULARINIZ VE KADINLARIMIZ HAKKINDA YAZMAYA DEVAM EDİNİZ. YENİ YAZILARINIZI BEKLİYORUZ.