Allah ne Muradın varsa versin...
Geçen gün yaşlı bir amcaya yardım ettim. Evine kadar bütün malzemelerini taşıdım. Evden çıkarken “Allah ne muradın varsa versin” dedi. Nine ise “Allah sevdiğine kavuştursun” İçim öyle bir parçalandı ki donakaldım oracıkta. “”murat ve sevdiğine” kalbim buz tuttu.
Mona Roza: Kalbin neden parçalandı söyler misin? Beni böyle daha çok üzdüğünün farkın damısın!
ŞAİR: Farkında lığın arafını tadan ben elbette farkındayım… Söyleyemem ben sana yıllarca söyleyemedim. Şimdi nasıl söylerim. Sadece hava çok sıcak ama ben buz tutuyor titriyorum. Ve son bir şey daha var. Saltanatta “saltanat” kurabilirsin ama vicdanın da kuramazsın… Gelme ama vicdanın kanayacak… Ve senin benim bu dağılmış halim çok hoşuna gitti değil mi? Birsen bir bilebilsen yani şimdi ne yapayım öleyim mi? Yoldan çıkmadım yolumu kaybettim. Ben sana hala çok acım sen ne zaman böyle doydun. Şimdi şurada ölsem ve kalbimi çıkartıp baksalar senin dışında bişey varsa “leş” diye sokak köpeklerine atsınlar. Cidden mutlu musunuz şimdi? O fotoğraflar da gülüşünüz gerçek mi hadi dıştan öyle içten ne yaptın? Kalbin diyorum görmezden gelse de yüreğinle ne durumdasın? Birbirimizi anlamalıyız ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyor musun? Bir çıkış bulmalı tüm arzumuz… Sen Hapşırmak gibisin içimde tutamıyorum, tutmak için çok çalıştığım da içimden kusuyorum. İçimde kalan şey ne biliyor musun? İçin… İçim yara bere içinde. Bu kadar gürültü içinde “vicdanını uyutamazsın… Dönmen için değil görmen için. Hatırlamıyorum şimdi ben sana niye durmadan yazayım? Bana dün biri yobaz dedi, körü körüne bağlanmışım bağlanmadığına… Evet, hakikaten ben yobazım. Nefretin ve kinin var sa da arama!
Bu kadar birikmişim sana.Bu nasıl bir duygu bilmiyorum
Şimdi Araf tayım ne cennet ne cehennem…
Mona Roza: Anlamadım? Aslında anladım. Ama beni tanıyorsun.”Kalbine bıçağı saplayıp ve seni öylece bırakıp sakat kaldığını düşünerek,gittiğim gün dedim “Ya kendini öldürür ya da beni” Kendini öldürdüğün için teşekkür ederim sana…
Ama en kötüsü ne biliyor musun?
Şair: Bilmez miyim bilmezim! Sen bile bilmezsin bendeki bilmezleri… Ocağıma incir ağacı diktin. Şimdi ben onbir ay inciniyorum. Ama banane bundan, ben seni affettim bir kere değil bin kere. Tek bir yol istiyorum senden yola çıkmadan. Bir “Harf” söylesen her şey düzelecek. Bir harf “ H.z Ali” misali öğretme söyleme ama yaz. Tek bir harf her şeye yetecek her şeyime…
Mona Roza: Yani sırf bunu söylemek için mi geldin? Biliyorsun bundan sonra bana gelen bütün yollar kapalı… Bedenimle başkasının olan ben hayalimle sendeyiyim. Dramın ve trajedinin böylesini ben de sende hakketmedik… Anılar gelmesin aklıma, hiç bir şeyi özleyemeyecek kadar yorgunum! Hatırlamayacak kadar balık hafızalı biriyim beni unut…
Şair: Bana ve kendine haksızlık ediyorsun farkında mısın? Değer vermiyor musun sahi yaralarıma, sigara dumanın da kayboldum şimdi, bir bıçak soktun ölmedim, ama kan içinde bırakmak mı olmalıydı senin görevin, bak işte sakatlandım sana gitmeye hakkın vardı kabul ettim, sana sürünmemi mi istedin hep, dolandırmışsın kandırmışsın bendolanmaktan gelemem issem suç benim mi anlamıyorsan ya hani, işte bu benim imtihanım. Bittiğinin farkındayım ama benim bittiğimin kim farkın da…
İstemeden kimse kimse kimseyi sevmez.
Şair: İnsanın kalbinden olmak nasıl bir duygu sen bilirimsin Roza? İnsan hiç dokunamadığı, yanın da bile bulunmadığı hatta elinde bile tutmadığı birini bu kadar sevebilir mi? kalbini biliyorsun, kelimelerini tanıyorsun, sesi seni alıp başka yerlere götürüyor. Sadece bedenini tanımıyorsun. Fotoğraflarına bakarak rüyanda görmek için dua ediyorsun. Böyle bir aşk olabilir mi?
Masallar da olabilir dersin şimdi…
Mona Roza: gitmeliyim diyorum sana; arkama bakmamalıyım; seni geride sessiz sessiz ağlarken görmemeliyim. Gözlerinle veda et bana, hiçbir şey söyleme;
Gitmeliyim diyorum sana, gitmeliyim anla... Gitmeliyim diyorum sana, gitmeliyim içimdeki seni öldüremememde batsa da yüreğime o ok gibi kirpiklerin yitirsem deseninle beraber kendimi gitmeliyim diyorum sana, gitmeliyim anla...
Gitmeliyim diyorum sana; gitmeliyim; ama bil ki yalnız gitmiyorum. Artık bende bir sen varsın onu da götürüyorum yanımda. Giderken sana da bir şey bırakıyorum beni hatırlaman için; zavallı, aciz ve hasta bir şeyi; yüreğimi sana bırakıyorum; gitmeliyim diyorum sana; gitmeliyim
Sevdiğini söyle bana söyledi kalayım.
Şair: Ben sevdiğimi kılcal damarlarıma kadar söyledim sana roza. Hiç dokunmadan hatta sarılmadan, görmeden, bilmeden. Sesini, kokusunu, ellerini, sıcaklığını. Beni alıp başka bir yere değil, bana getirdi. Beni ben yaptı. Tamamlanmam için en mühim ve tek parça oydu. Ben böyle âşık oldum. Kokusunu bilmeden, kokusunu özledim. O gelmeden “doğmamış yavrunun hayeliyle beşik bile almışım,çünkü anne olmak istiyorum demişti bu sözü duyunca ben, hayatımı ona adamaya karar verdiğimi fark ettim. Yaralarımı bilseniz hiçbiriniz böyle konuşmazdınız, şimdi ben böyle severken ve söylerken geldin mi?Sınamandığınız Bir yarayla konuşmak alay etmek,ancak yaralanmamış olan alayın insanlarıdır..
Ben böyle sevdim, çok sevdim.
Mona Roza: Anlamıyorum. Vücut kırk günde bir kendini yeniler falan diyorlar.Senin nasıl bir vucudun ve kalbin var ki benden bunca asır sonra “merhaba” sen ne dersen de ben sadece seni sevebiliyorum,sen sevme diyebiliyorsun.
Bir insan Kur’an okuduğunda melekler onu ziyaret etmek için gökyüzünden iner ya “sana tek bir harf değil” meleğim diye sevdiğin için beni son defa rüyana gireceğim.Ama önce bana bir söz ver.( sigara,alkol,karamsarlık,kırılmışlık,incinmişliği her şeyden önce beni unutacağına) Ve sonra Aç yıllar sonra da olsa ağlayarak Kuran oku “Rabbin seni hiç terk etmedi” .Ben Rüyana gireceğim Allah var gireceğim.
Şair:Her şeye tamam,Kur’an şahit olsun.Allah var
Olur, da günlerden bir gün canın sıkılırsa, kalbin acırsa, beni ara...
Kırılmış incinmiş hüzünlenmiş bir anın da ara işte
Derin acılar, büyük kırılmalar, yürekler yanarak ayrılmış olabiliriz. Aldırma sakın ve utanma, korkma bir ara gözünün yaşı olayım ara, sula beni gözünle…
Kıyamet kopacağı bilsem yine seni dinlerim. Korkma eski ben değilim, Bir sesin için Koca Ülkeyi terket messem adamlığın hatırı kalır Mona Roza. Günah deme nice yabancılara seslendiğin sesin bana günah olamaz. Allah mahşeri Kübra da bu senin seven dediğin de utan maman için bir ara…
Aramadığın her gün bir yara daha açılacak şu kalp denen lanet yanıma, ben sana elim ayağım, kolum tutmuyor diye değil “kalbim kırık” olduğu için gelemiyorum. Şu kırığı bir tedavi eden de olmaz, krizlerim ha başladı ha başlayacak, asla sen aramazsan tedaviye yanaşmam… Nefretle de olsa ara
Yine beni aşk başından yakaladın, beni bu halde olduğumu gören halime bakakalır ama sen kalma… Ben bir dua edeceğim sana ama İsmini hatırladıkça sol yanım acıyor, seni benden alan sol yanımdan nasıl alacak, elemin benimle bedenin onunla da uyusa neyse çok acı bunlar
Benim seninle bir derdim yok hepsi seninle…
Cuma KÖSE
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.