BEN SEVMEYE AŞIĞIM
Ben sevmeye aşığım ! Yazın , ayağı çıplak toprakta yürümeye ,ayağına batan dikenleri teker teker çıkarmaya , çıkartırken acıyı tatmaya ,kanayan ayaklarındaki kanı görerek ölümlü olduğunu hatırlamaya ve tozlu ayaklarla eve girerken annemin bağırışını duymaya aşığım ben. Kışın ellerimi hissetmeyinceye kadar kartopu oynamaya , annemden habersiz avuç avuç kar yemeye , sonra boğazımın inip sesimin çıkmamasına , iyileşmem için annemin mis kokan ıhlamurunu içmeye aşığım ben. İlkbahar yağmurlarının altında ıslanmaya , çiçek polenlerinin burnumu kaşındırıp hapşırmaya , birilerinin bana " Çok yaşa ! " demesine aşığım ben. Hani kız oğlana , oğlan da kıza aşık olur ya ...Birbirlerini delicesine sevdiklerini söylerler , sonra hiç yok yere ayrılırlar.İşte ben o " hiç yok yere ayrılıklara" , " hiç yok yere sevdalara " aşık değilim. Ben ; hayatı görmeye , duymaya , hissetmeye... Kısaca onunla birlikte yaşamaya aşığım. Acıları ve sevinçleri hep birlikte tatmaya... Ben sevmeye aşığım ! ( Adını , yazımın başlığına koyduğum Orhan Gencebay’ın ilk kez dinlediğim bir şarkısı bu yazıyı yazmama vesile oldu.Teşekkürler... Umarım beğenirsiniz :))
YORUMLAR
Duygu dolu bir nesir'di.Hayatın bütün özlemleri var içinde,çocukluğumuz,delice sevdalarımız,annemiz,hepsini hatırlattığın için teşekkürler.Ne kadarda özlemişim Annemin < Seni velet seni,yinemi üstün başın toz içinde,cabuuuuuk çıkar üstündekilerini>diyişini sonrada arkamdan süpürgeyi fırlatışını nasılda özlemiş be.Sizi kutluyorum,nesirlerinin takipçisi olacam.Saygı ve selamlar
salih keteci tarafından 7/26/2008 6:36:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yazın , ayağı çıplak toprakta yürümeye ,ayağına batan dikenleri teker teker çıkarmaya , çıkartırken acıyı tatmaya ,kanayan ayaklarındaki kanı görerek ölümlü olduğunu hatırlamaya ve tozlu ayaklarla eve girerken annemin bağırışını duymaya aşığım ben.
Aşkın tarifi de budur bence tebrikler
"Hani kız oğlana , oğlan da kıza aşık olur ya ...Birbirlerini delicesine sevdiklerini söylerler , sonra hiç yok yere ayrılırlar.İşte ben o " hiç yok yere ayrılıklara" , " hiç yok yere sevdalara " aşık değilim. Ben ; hayatı görmeye , duymaya , hissetmeye..."
Zaten insanın içerisinden kaynaklanmıyorsa aşk, üzerine sonradan ekleme ise işte o aşklar gibi sahte oluyor. Hayata, ve tüm insanlara aşık olmak...gerçek insanlık...
yaşadıklarının ve insanların kıymetini bilmek, gerçek aşk.
belki Yunus gibi Yaradan'dan ötürü sevmek , belki Mevala gibi insanları oldukarı gibi kabul etmek...
Paylaşımınız için teşekkürler, kısa ama başarılı bir yazıydı...