- 621 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HASTANE MANYAĞI
KİŞİLER
CEMŞİT (25 yaşında)
DOKTOR (40 yaşında)
KÖYLÜ (60 yaşında)
SEVDA HEMŞİRE (30 yaşında)
DOKTORUN KARISI (45 yaşında)
DEKOR: Doktor muayenesi. Arkada, sağda, solda üç kapı. Eşyalar düzenli bir şekilde yerleştirilmiştir. Vakit, gündüz.
SAHNE I
DOKTOR — HEMŞİRE — KÖYLÜ
(Doktor muayene odasında hemşire ile sohbet ederken köylü içeri girer. Doktor, köylüyü görür ve eliyle)
DOKTOR — Buyurun içeri girin.
KÖYLÜ — Hah!
DOKTOR — İçeri buyurun.
KÖYLÜ — İçeri gelmemi neden istiyorsun?
SEVDA HEMŞİRE — Doktorcuğum bu adam galiba salak.
KÖYLÜ — Salak senin babanın ismidir çirkin ördek yavrusu sen küçüklerinle ne biçim konuşuyorsun.
DOKTOR — (Hemşireye dönerek) Biz her gün bunun gibi çok köylüyle uğraşıyoruz. Ama unutmayalım ki köylü, milletin efendisidir. Onun için hemen adama dönelim.
SEVDA HEMŞİRE — Ben de bu arada içerdeki yaşlı kadınla ilgileneyim.
DOKTOR — ( Köylüye dönerek ) Buyurun şöyle geçin.
KÖYLÜ — Hı! Geleyim bari.
DOKTOR — Neyin var?
KÖYLÜ — Yahu ben nerden bileyim. Bilseydim sana gelir miydim?
DOKTOR — Tamam bekle, ilaçlarını yazayım.
KÖYLÜ — ( Şaşırarak) Alay mı ediyorsun be, muayene etmeden nasıl ilaçlarımı yazarsın. Sen kafayı mı yedin be geri zekâlı.
DOKTOR — ( Sinirlenerek) Peki geç bakalım çoban efendi, seni baştan tırnağa kadar bir muayene edeyim de gör ebeni rüyanda.
KÖYLÜ — Hadi çabuk muayene et de gideceğim. Evde senin gibi hayvanlarım var, onlara ot vereceğim.
DOKTOR — ( Hemşireye seslenerek) Sevda’cığım iğneyi alıp gelir misin? Burada bir hayvana pardon hayvanı olan bu köylüye bir iğne yapacağım.
SEVDA HEMŞİRE — ( İğneyi alır ve içeri girer ) Hayvan bu mu? Pardon hayvanı olan köylü bu mu?
DOKTOR — Evet canım bu. Ona bir iğne yap da kendine gelsin.
SEVDA HEMŞİRE — Kolunu uzatır mısın?
KÖYLÜ — Kolumu ne yapacaksın?
SEVDA HEMŞİRE — Sana akşam yemeği hazırlayacağım.
KÖYLÜ — Sağ ol bacım, ama ben akşam yemeği yemem bana dokunuyor.
SEVDA HEMŞİRE — ( Doktora dönerek) Ay doktor bey lütfen bu adama bir şeyler söyler misin?
DOKTOR — Çay içer misin?
KÖYLÜ — He içerim kurban demli olsun.
SEVDA HEMŞİRE — Onu demek istemedim.
DOKTOR — Şaka yaptım zaten. Bak kardeşim ben bir bakışta bir insanın hangi hastalığı var hangi hastalığı yok hemen anlarım. Al şu kâğıdı git ilaçları veterinerden al.
KÖYLÜ — Borcum ne kadar kurban?
DOKTOR — Yedi yüz TL
KÖYLÜ — Eski pereyle mi?
DOKTOR — ( Alaylı bir tavırla) Hayır yeni pereyle.
KÖYLÜ — Al bakalım şu çeki, zaten üstümde nakit hiç pere yok.
DOKTOR — ( Çeki alarak) Hadi güle, güle.
SEVDA HEMŞİRE — Eh gene baş başa kaldık.
DOKTOR — Evet bitanem.
SEVDA HEMŞİRE — Karını ne zaman boşayıp beni alacaksın?
DOKTOR — Gelmez ayın on dördünde.
HEMŞİRE — Demek bu ayın on dördünde yaşasın!
SAHNE II
DOKTOR — HEMŞİRE — CEMŞİT
( Cemşit içeri girer. Doktor gülümseyerek)
DOKTOR — İşte günün ikinci kerizi pardon hastası geliyor.
SEVDA HEMŞİRE — Yakında bunlar sayesinde çok paramız olacak.
( Adam onlara yaklaşır)
DOKTOR — Buyurun beyefendi neyiniz var?
CEMŞİT — ( Alaylı bir tavırla başlar) Vallahi eski bir arabam vardı sattım.
DOKTOR — Öyle değil yani hastalık olarak neyiniz var?
CEMŞİT — İki kızım bir oğlum var.
DOKTOR — ( Şaşırarak) Dalga mı geçiyorsunuz?
CEMŞİT — ( Gayet sakin bir tavırla) Hayır dalga geçmiyorum, arabayla geçiyorum.
DOKTOR — ( Etrafına bakarak) Size kim eşlik ediyor?
CEMŞİT — Vallahi kimse bana eşeklik etmiyor. Neden sordunuz?
DOKTOR — İyi ki etmiyorlar, yoksa şimdi kafayı yemişlerdi.
CEMŞİT — Vah vah çok kötü!
DOKTOR — ( Şaşkınlıkla hemşireye bakar. Hemşirede şaşkınlıkla ona bakar ve başını sallar. Daha sonra Cemşit’e döner ) Neden kötü?
CEMŞİT — Demek ki yiyecek ekmek bulamayıp kafalarını yiyorlar. Kızılay’a söyleyelim de biraz ekmek versinler canım.
DOKTOR — Ben hem doktorum hem de psikolog. Şöyle geç uzan da bir bilinçaltına inelim.
CEMŞİT — Asansörle mi yoksa merdivenle mi ineceğiz.
DOKTOR — Tövbe estağfurullah, öyle değil. Yani çocukluğunuza gideceğiz.
CEMŞİT — Aman inmeyelim.
DOKTOR — Neden?
CEMŞİT — Neden olacak çocukluğuma gidersem vallahi kazıkladığım bakkal Hüseyin amca beni öldürür.
DOKTOR — Canım siz şöyle uzanın ben sadece size birkaç soru soracağım.
CEMŞİT — Peki sorun.
SEVDA HEMŞİRE — ( Doktora bakarak) Ben içerideyim. Bir şey olursa seslenirsin.
CEMŞİT — ( Lafı kendi üstüne alarak) Tamam canım sen keyfine bak. Çıkışta gideriz.
DOKTOR — ( İyice kükreyerek) Bana bak ulan!
CEMŞİT — Git belediye sana baksın üçkâğıtçı doktor.
DOKTOR — ( Kendi kendine) Sakin olmam lazım, evet şimdi sorumu sorayım. Adın neyse artık, şimdi on yaşına in bakalım.
CEMŞİT — Tamam indim neyse, adım Cemşit.
DOKTOR — Şimdi ne yapıyorsun?
CEMŞİT — Ayıptır söylenmez.
DOKTOR — Söyle kardeşim bizden başka burada kimse yok. Çekinme hadi.
CEMŞİT — Şey, çişimi yapıyorum.
DOKTOR — Bu mu ayıp?
CEMŞİT — Tabi o ayıp beğenemedin mi?
DOKTOR — Neyse geç orayı, şimdi ne yapıyorsun?
CEMŞİT — Vallahi bilmiyorum galiba kayboldum. Bir dakika birine sorayım.
DOKTOR — Nasıl soracaksın?
CEMŞİT — Vallahi adama bağlı.
DOKTOR — Nasıl yani?
CEMŞİT — Yabancı devletteyiz, belki adam İngilizce bilmiyor.
DOKTOR — Senin onuncu yaşın hiç iyi geçmemiş. Şimdi on iki yaşına gel bakalım.
CEMŞİT — Tamam ama birkaç dakika bekle.
DOKTOR — Neden?
CEMŞİT — Neden olacak at arabasıyla geliyorum biraz uzun sürebilir.
DOKTOR — Bırak atı uçakla gel.
CEMŞİT — Nasıl geleyim yol param yok ki?
( Adamın deli olduğunu zannederek)
DOKTOR — Uçak parasını ben veririm, sen bin gel.
CEMŞİT — Tamam bindim. Birazdan gelirim on iki yaşıma.
( Doktor biraz beklemeye başlar.)
CEMŞİT — ( Birden bağırarak) İmdat kurtarın beni imdat…
DOKTOR — ( Ürkerek) Ne oluyor?
CEMŞİT — Ne olacak uçak düşüyor.
DOKTOR — Hemen atla paraşütünü aç.
CEMŞİT — Allah, atlayamıyorum.
DOKTOR — Ne oldu?
CEMŞİT — Ayağım kapısına sıkıştı.
DOKTOR — Ayağını ayakkabıdan çıkar öyle atla.
CEMŞİT — Olmaz…
DOKTOR — Neden?
CEMŞİT — Çünkü o ayakkabıya 40 TL verdim.
DOKTOR — ( İyice heyecanlanarak) Canın daha önemli atla be adam.
CEMŞİT — Tamam atladım.
DOKTOR — Nereye düştün?
CEMŞİT — Allah belanı vermesin, denizin ortasına düştüm. Kurtarın boğuluyorum.
DOKTOR — Yüz be adam, yüz.
CEMŞİT — Doktor Bey iyi misiniz? Ne denizi ne diyorsunuz kendinize gelin.
DOKTOR — Ben kendime gelirim de, sen bir on iki yaşına gelemedin.
CEMŞİT — Tamam geldim, bir dakika otobüsten iniyorum.
DOKTOR — O yaşta hiç âşık oldun mu?
CEMŞİT — Niye ben keriz miyim âşık olayım.
DOKTOR — Neden?
CEMŞİT — Neden olacak Doktor Bey kızlar bana değil parama âşık oluyorlar.
DOKTOR — Ayıptır sorması siz dilenci değil misiniz?
CEMŞİT — Dilenciyim tabi, sen hiç televizyon seyretmiyor musun? Her gün dilencilerin üstünde 150–200 TL para çıkıyor.
DOKTOR — Senin yüzünden benim psikolojim bozuldu. Peki, şimdi beni kim muayene edecek?
CEMŞİT — İsterseniz sizi ben muayene edeyim. Beni az önce muayene ettiniz onun parasını almazsınız ve bana 2.000 TL para verirseniz ödeşiriz.
DOKTOR — Niye alnımda keriz mi yazıyor?
CEMŞİT — Yazmıyor ama birazdan yazacağım inşallah.
DOKTOR — Sen beni bitirmek mi istiyorsun?
CEMŞİT — Hayır seni çoğaltmak istiyorum.
DOKTOR — Nasıl yani?
CEMŞİT — Şöyle anlatayım; sen şimdi git evlen. Ardından birkaç sıpa yap, o zaman çoğalırsın.
DOKTOR — Yeter be kim kimi muayene ediyor belli değil. Otur şuraya da söyleyeceklerimi cevapla.
CEMŞİT — Sor bakalım.
DOKTOR — İki kere kaç, kaç eder?
CEMŞİT — Peki bir de ben sorayım.
DOKTOR — Benim sorumu cevaplamadın.
CEMŞİT — Bırak kendi sorunu da dinle soruyorum.
DOKTOR — Sor bakalım.
CEMŞİT — Türkiye’nin başkenti neresidir?
( Cemşit’in onunla dalga geçtiğini anlayınca bu seferde o dalga geçmeye başlar)
DOKTOR — Vallahi bu konu hakkında çeşitli söylentiler var ama bence başkenti Paris’tir.
CEMŞİT — Yazıklar olsun be, daha bu soruyu cevaplayamıyorsun, sana nasıl diploma verip doktor yapmışlar şaşıyorum.
( Alaylı bir ağızla)
DOKTOR —Burası Türkiye şaşmayacaksın, ekmek arası leblebi yapmayacaksın.
CEMŞİT — Ekmek deyince karnımın acıktığını hissettim. Bana bir çorba getir, sonra ne alacağımı söylerim.
DOKTOR — Çorbaya pul biberi de katalım mı?
CEMŞİT — Olursa da iyi olur.
DOKTOR — Manyak mısın? Be adam burası hastane, karnın acıktıysa lokantaya git.
( Dedikten sonra başı dönmeye başlar)
DOKTOR —Ay dayanamıyorum artık bayılacağım.
( Dedikten sonra yere düşer ve bayılır).
SAHNE III
ÖNCEKİLER — DOKTORUN KARISI — HEMŞİRE — YÖNETMEN
(İçeriye doktorun karısı girer)
(Doktorun karısı Cemşit’e döner ve güler bir yüzle)
DOKTORUN KARISI —Size çok teşekkür ederim beyefendi, sayenizde kocama çok iyi bir ders verdik.
( Cemşit aldığı görevi başarıyla yapmanın gururuyla)
CEMŞİT —Önemli değil hanımefendi parasıyla değil mi?
DOKTORUN KARISI — Pardon buyurun beş bin TL çekiniz.
CEMŞİT— Nasıl çekeyim yırtılır.
DOKTORUN KARISI — ( Gülerek) Canım yanlış anlamayın, çeki alın.
CEMŞİT— Böyle bir iş çıkınca lütfen beni arayın. Adresim Sultan Ahmet camiisinin önüdür.
( Sevda Hemşire tam o sırada içeri girer, sevgilisinin yerde yattığını görür. Telaşlı bir ses ve yüz ifadesiyle)
SEVDA HEMŞİRE — Ay sevgilim ne oldu sana?
DOKTORUN KARISI — Demek ki yıllardır kocamın, bana soğuk davranmasına sebep olan hain kadın senmişsin. Seni aşağılık yosma.
SEVDA HEMŞİRE — Lütfen biraz terbiyeli konuşun. Ne biçim konuşuyorsunuz?
DOKTORUN KARISI — Hem kocamı yoldan çıkar hem de gel bana ne biçim konuşuyorsunuz de!
( Sevda Hemşire bu olaya üzülerek)
SEVDA HEMŞİRE —Lütfen beni dinleyin hanımefendi, artık sizden gerçekleri saklayacak bir yüzüm yok. Her şeyi size anlatacağım.
(Doktorun karısı sinirlenerek )
DOKTORUN KARISI —Senin yalanlarını dinlemek istemiyorum. Bırak artık kocamın peşini, yoksa çok kötü olur.
CEMŞİT — Hanımlar lütfen sakin olalım.
SEVDA HEMŞİRE — Kes sesini be! Zaten başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi. Şimdi senin bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökeyim de gör.
CEMŞİT — Yapma burayı batıracaksın.
DOKTORUN KARISI — Ne oluyor yahu? Biri bana hemen gerçekleri anlatsın yoksa bende kocam gibi bayılacağım.
SEVDA HEMŞİRE — ( Öfkeli bir şekilde) Bu adam var ya sahtekârın önde gidenidir. Bana gelip dedi ki: “Ben doktorun karısını seviyorum. Onun için sen gidip doktoru ayartacaksın bende böylece karısıyla evleneceğim”. Bana bu iş karşılığında iki bin TL çek verdi. Bugün çeki bankaya bozdurmaya gittim. Fakat banka beni bozdu. Çek karşılıksız çıktı. Yani anlayacağınız bu adam üçkâğıtçının önde gidenidir.
DOKTORUN KARISI — Bu adam bana da geldi dedi ki “ Bana beş bin verin, kocanızı ayartan kadını perişan edeyim ve böylece kocanız size geri dönecektir.
(O sırada doktor ayılır)
DOKTOR — Demek ki olayları böyle arapsaçına çeviren adam sendin.
CEMŞİT — Nayır nolamaz men değildim. Meni de başka bir adam tuttu. Yani anlayacağınız ben suçsuzum dostlarım.
DOKTOR — Demek seni de başkaları tuttu. Allah’ını seven bu adamı tutsun bir güzel dövelim.
DOKTORUN KARISI — Gel buraya seni aşağılık adam.
CEMŞİT — Lütfen sakin olun. Bunların hepsi bir kamera şakasıdır. Bakın kameralar şurada hadi el sallayın.
SEVDA HEMŞİRE — Bence sen el salla çünkü bir daha kamerayı görmek nasip olmayabilir.
YÖNETMEN — (İçeri girer) Kestik. Olmuyor sonunu beğenmedim. Sonunu değiştirmeye karar verdim. Sonu şöyle olacak: Doktor içeride hemşireyle sevişirken Cemşit içeri girer ve doktoru tabancayla vurur ve ardından hemşireye saldırır. Hemşireye saldırmasıyla birlikte içeriye doktorun karısı girer. Önce kocasına kurşun sıkar. Ardından Cemşit’i ve hemşireyi vurur ve film sona erer. Herkes yerini alsın.
DOKTOR — ( Hemşireyi öperek) Canım, birtanem, hayatımın anlamı, nefes alışımın tek sebebi, yavrum.
SEVDA HEMŞİRE — Yapma biri görecek.
DOKTOR — Yaparım, ben aşk doktoruyum.
CEMŞİT — (İçeri girer) Nalcak bırak kızı.( Tabancayla doktoru vurur) Yavrum, hemşirem gel seni biraz da ben seveyim.
SEVDA HEMŞİRE — Bırak beni, ben senin bildiğin kızlardan değilim.
CEMŞİT — Peki hangi kızlardansın.
SEVDA HEMŞİRE — 250 kâğıttan aşağı bir kuruş inmem.
CEMŞİT — Yavrum kendini bana bırak kâğıt fabrikam var benim. Seni kâğıda boğarım.
SEVDA HEMŞİRE — İmdat yardım etmeyin.
CEMŞİT — Ne bağırıyorsun be, bak seyirciler rahatsız oldu.
SEVDA HEMŞİRE — Ben tehlikedeyim seyirciler değil.
CEMŞİT — Yeter be ( der ve hemşireyi yakalar)
SEVDA HEMŞİRE — Götürüyor beni be. Yardım etsenize.
DOKTORUN KARISI — (İçeri girer) Kolay gelsin.
CEMŞİT — Sağ ol canım eksik olma. İstersen gel sen de bize katıl.
DOKTORUN KARISI — Ben değil fakat silahım size katılacak ( silahı çıkarır) Geberin pislikler. ( Ateş eder ve ikisini öldürür)
YÖNETMEN — ( Telaşla) Ne yaptın be geri zekâlı. Niye beni beklemedin. Sana oyuncak tabanca getirmeye gitmiştim. Gerçek silahla niye vurdun bunları.
DOKTORUN KARISI — Sen ne diyorsun ya ( der ve yönetmeni vurur ve öldürür) Yönetmen olmuşta kendini adam sanıyor geri zekâlı. ( Seyirciye döner) Her zaman filmler mutlu sonla bitemez ya. Bu seferlikte böyle olsun ne yapalım. Hadi allahaısmarladık ( çıkar).