- 501 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİYAH-BEYAZ İLHAM
SİYAH- BEYAZ İLHAM
Sürekli uykusuz ve alkollü bir sürücünün şöförlüğünü yaptığı bir yaşamdı benimkisi, Her daim öğretilecek trafik kurallarına ihtiyacı olan ve her daim ’’şiişştt sakın uyuma’’ diye dürtmek zorundalığıyla yaşadığım bir yolculuktu hayat..
Beyazlamış saçları yalnızca yılların getirdiği pigment azalmasıyla kalmış,yaşadığı süreç ona hiç bir şey katmamıştı.
Ben, 2009 yılının sonbaharında o şöförü öldürdüm!
On yedi yaş yüzünde koyu kumral perçemleri vardı. Pembe-beyaz ten ışıldıyordu,gözleri henüz hınzırlıktan habersizdi.. Hayat, gençliğinin bütün hazinelerini önüne sermiş ama bu ondan bi-haberdi.
Cinayeti işlediğinde otuz iki yaşındaydı. Kaldırımlarında yol inşaatı çalışmalarının varlığı kadar zor geçti yürüme süreci.
Bütün damarlarının bağlarını annesinden yeni kesmiş bir bebek. Şimdi sadece annesine yakın. Evet farkında değil ama anneye bağlılığı ,onun kucağında susuyor olması,yine kendini güvende hissettiği tek yer olduğundan.
Kendimizi gözeterek doğuyoruz. Bu ne genetik, ne de modifikasyon. Bu bencilliğimizin başlangıcına tekabül eden doğum günümüz. Hayatımız eskidikçe , bizden her giden yıl için yapılan kutlamalar kadar aptalca. Ve şaşkınlığın varlığını henüz altı aylıkken keşfetmiş; elini yanağına dayaması tesadüf değil,şimdiki pozlarında da eli çoğunlukla yanağında..Gözlerindeki kaygı,şaşkınlığıyla paralel. Baktığı yerde gördükleri bilinçli gibi. Ürkek hali insanların rengini gördüğünü düşündürüyor ve sanırım sonraki farkındalıklarına zemin hazırlıyor.
Bu kız oraya boş bakmıyor!
Sonradan derin fedakarlıkara en koyu siyah mühürü basacak bir küçük abla olması da bunu doğruluyor.
Şimdi ise oturduğu o yataktaki yere dönmek istemeyecek kadar yılgın ve geleceğin getireceklerine donanımlı. . Bütün hissi eşiklerden hakkıyla atlamış bacaklara sahip. Kişilik bozuklukları içinde yaşamış insanlara bir süre yardımı olmuş zira artık o da öğrenmişki ‘’bazı insanlar için yapacak bir şey yokmuş.’’ Kendi haz tatmini merkezli yaşayan insanların feciliğini henüz altı aylık yaşam sürecinde görüyor olması ise kendi felaketi olmuş.
Yaşadığı insanların ilkelliğini aşmak zor; buna yıllar sonra karar verebilecek.
İnsanlar,kendi de dahil olmak üzere hiç kabul etmedikleri ,sürekli savunma mekanizmalarını çalıştırdıklarını travmatik sebeplerini her daim karşısındaki kişiye bağlayacaklardı.
Bu kızı ,çok ağır bir hayat bekliyordu.. Çünkü en kötüsü,yöneltme yaşatan bir evliliğe boyun eğecek. Sonrasındaki baş kaldırışı ondan beklenmedik şekilde gelişecekti. Gayri, yahudinin hikayesi gibi bunu da karşı taraf düşünecekti;düşünebilirse tabi. Zira, şimdiki umursamazlığının bedelini ödemiş vicdani rahatlığa sahipti.
Olayları kendi mantığının doğruluğuna inanan insanlarla yaşamak felaketi ömrünce sürecekti..Hep başkaları kötü ya,insanın kendisi hep en mükemmel ya.. Zaten ’’O’’ karşısına çıkan insanların -yeteri kadar iyi- hiç bir vakit -iyi- olamayacaktı... Böylece küçük kıza kendi çıkarları ölçüsünde sıfatlar verilecek, ne kadarını giyecek,ne kadarını soyunacak ona da kendi karar verecekti.
Altın beşiklerde büyümek,altın çerçeveli gözlükler kullanmak yetmişli yılların ortalarında büyümüş bir çocuk için mükemmel iken sonradan ’’AŞK’’ ona soba yakmayı öğretecek somutluğa geçirecek ve kız, aşkın kadını olmaktan vazgeçmeyecek, hiç bir somut,soyut kavramı yargılamadan aşklarını yaşayacaktı. Aşk,bütün bilinçlerin ötesinde idi. O , her seferinde ondan gelecek şamar için yanağını uzatacak,aşka sahip çıkacaktı. Belki de eli yanağındaki pozlar altı aylıktan alıştırmaya başlamıştı aşk tokadının kızarıklığını saklamak üzere şimdi mağrur,onurlu, çelikten uzuvları olan, o vakitte henüz yumuk olan ellerine..
ALMILA ERDEM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.