- 579 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir/ikintiler-I-
’’ O kadar viskiden sonra kalemi tutmakta zorlanan parmaklarının satırlara hükmetmesi zordu ama yazmak istiyordu kusarcasına:
Arkasında bıraktığına asla üzülmeyen ve asla köpekleşemeyecek birinin kaleminden;
Kimse iyi olmadığını kabul etmez. Keşmekeş , binlerce spermin sadece birine şansa döllenen yumurtada başlar aslında iyilik karmaşası... Kimse, kötü olduğuna inanılan bir spermle döllenmek istemez eğer elinden gelse. 4373’ncü spermden meydana gelsen bile 4800’ncünden olan kaderini merak edersin. Ama esas olan, spermlere bağlı olasılıkları düşünürken kaçar; yumurta tektir. Atılan üçüne rağmen biri sen doğasın diye orada bekler. İşte yaşayamadıklarının yada yaşadığı kötü anlarının sonucundaki buhranda başka sperm olasılıklarıyla kaderinin en modifiye alternatiflerini düşünen insan, yumurta gibi tek olan gerçek yaşamı kaçırır. Genetiğinin en ücra köşesine bile iyi olma olgusu kazındığından anı yaşamak yerine en güzel anı yaratmaya çalışan;küçük insan... Dedim ya kimse iyi olmadığını kabul etmez. Sen bana iyisin demiştin ve bunu herkesten önce kabullenmiştin. Sana söyleyecek sözüm yoktu. Bu yüzden en büyük yalancılığı;susmayı seçmiştim. Çünkü benim gibi bir adam bile iyi olmadığını söyleyecek cesarete sahip değil. Kötü olduğumu kabul ederim ama iyi olmadığımı itiraf edemem.
Bunun dışında herşeyi yaşar,,yazar,konuşur,tartışır ve anlatırım. Tıpkı şu anda haberin bile olmadan seni ardımda bıraktığımı bir kalemle yazabildiğim gibi! Evet, beni artık görmeyecek, bilmeyeceksin. Güncelerinin köşesinde bir yara gibi mi yoksa yaralandığında iyileşmek için akıla getireceğin bir merhem gibi mi kalacağım ,buna sen karar vereceksin. İnsan ilişkilerinde anlatılan ’herkes kendi yerini belirler’ yalanı gerçekten ve gerçek ile ilişiksizdir. Kimse kendi yerini belirleyemez bir başkasında. O yüzden nerede duracağıma sen karar vereceksin bundan sonra, ben ise seni içimde ne kadar daha tutacağıma...
Aslında kişiye özel şeyler yazmayı sevmem ben yada açıklamaları... Bu yüzdendir ki hiçbir ilacın propektüsünü okumam ,rengini beğendiğim için içerim. Ne kadar saçma olursa olsun bu benim özgünüm. Fakat gidişimin üzerine bana küfrederken,içerken yada beni lanetlerken elinde bakacağın ,elinde tutacağın gerçek bir kaç satır olsun istedim. Çünkü insanlar hayaletlerle dövüşmeyi, onları suçlamayı sever. Ama bir fikri öldüremezsin,nedenini bilmesen bile -ki ondan daha güçlü olsan da- fikirlerle mücadele edemezsin. Ben sana öldürebileceğin kadar yakınında,bakabileceğin, dokunabileceğin ,benden olan satırlar bırakıyorum. Seni camimin avlusuna bırakıp kaçarken zamanla büyüyüp durulacak ve çaresizliğimi anlayacak yaşa ,olgunluğa geldiğinde öfken, aklına getiresin diye yazıyorum. Pişman değilim ama gurur da duymuyorum. Sadece hastayım ben. Senin gibi insan ruhundan anlayan bir mütehassısın bile iyileştiremeyeceği kadar beter ve ümitsiz. Kimseyi kabullenememek ve değiştirememek gibi bir hastalığım var benim. Kendine benzemeyeni bul, onu o yapan yönlerine hayran ol sonra o hayran olduklarını değiştirmek ve kendine uyumlu hale getirmek için karşındakini yokedene kadar durma; işte al sana aşk! Bu yüzden aşık olamıyorum ben. Bu yüzden sizlerin sevgisine ,aşkına saygı duymuyor ve sizden fikrime en yakın olanları bile sevemiyorum!
Fakat ilk defa aşık olamadığım için değil az daha biri uğruna yüzyıllarca ,iki insan eliyle yaptığım bu duvarı ,bu prensibi yıkabileceğimden korktuğum için , kendim olmayı bırakmaktan korktuğum için gidiyorum. Çünkü kendim olmaktan vazgeçmem köpek olmam demek ! Sevimsiz,kirli ve kuduz bir köpek! Ve eminim böyle bir köpeği sevmektense bu yokoluşu kabullenmeyi yeğlersin...
İstersen hoşça kal Sara ... ’’
Bir/ikintiLer -i.kenar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.