SUÇLUSUN
Hayata küstüğün ve hayatı küstürdüğün herşeyi hatırlamaya çalışarak, yaşadıklarını yargıla! Hayattan çaldıklarını yargıla! Hayatın senden aldıklarını yargıla! Karşılığını vermeden ne kadar da çok şey almıştır senden hayat… Değil mi?
uzun metrajlı bir filmdi hayatın
—aptalca çocukluklarını
—tembel öğrenciliklerini
—can sıkıcı arkadaşlıklarını
—heyecansız aşklarını
—izleyenleri sıkacak evliliğini
—tatsız tuzsuz, bereketsiz iş hayatını
—temposu düşük emekliliğini
kesti montaj işçileri
geriye bir reklâm filmi bile kalmadı…
Ona kaptırdığın her şeyin bedeliyle yıprandın. Çok yıprandın, çok… Altmışbir mi nüfus uyaşın? Diyet uzmanının dediği gibi yetmişüç mü vücut yaşın? Uzun, upuzun yıllar nasıl da geçip gitmiş! Nokta.
Artık yolun sonundasın ve hala cahilsin. Bu nokta, kırılma noktası. Hikâyeni yaşamaktan ala koyan bitiş, tükeniş… Çok yazık, çok!
Oysa imkânların olsaydı değerini kanıtlayabilirdin. Atatürk’ün, Muhammet’in adı da neymiş; adının gölgesinde tüm adları silebilirdin...
Hiçbir şey, hiçbir şeyi geri getiremez. her şey için çok geç… Çaresizlikten yakaranı tanrı duymaz, geçmiş olsun! …
Yaşamak isteyip te yaşayamadığın şeylerden sonra, çaresizlik içinde çırpınmak, duyuramadan kimseye haykırmak, arkandan ağlamayacakları, hatta gülecekleri tanıyarak ölmek istemiyorsun!
Haykırışını dağlar duyuyor:
“Tanrım, son sözü sen söyleyeceksin,
biliyorsun,
onun için buradayım.
Yanlış korkulara bezenmiş,
deforme olmuş,
şu sevimsiz yaratık
asılmadan önce
kızıla çalan sefil darağacında;
yak yıldızları,
yak, tanrım!...”
Yargılanmam bitti.
Karar: SUÇLUSUN!
Başkalarını yargılayamacak kadar bulaşmışsın suçluluğa.
YORUMLAR
Hiç kimse aksi ispat edilene kadar suçlu değildir! En acımasız yargılamayı yapıyorsun vicdanında sayın hocam.Savcı da sen, yargıç da sen! Haksızlık değil mi bu? Savunma makamı yok ! Hani, nerede avukatın? Demek bize düştü seni sana savunmak! Peki madem. Nüfus, vücut yaşına değil, yürek yaşına bakarız biz insanın! Bu acımasız eleştiriyi özüne, yüksek bir ruhtan başka kim yapabilir? Ve bunca çaba ve emekten, okumaktan yazmaktan, biriktirilen onca deneyimden sonra cehaleti kabullenecek bir alçakgönüllülük! Etme sayın Hocam, daha öğrenecek çok şeyimiz var senden. Pişmanlık erdemlerin en büyüğüdür. "Yaşadığım hiçbirşeyden pişman değilim" klişe şımarıklığından fersahlarca üstündür. Karar: Suç delillerinin sabit bulunmaması nedeniyle dosyanın, iddia makamının koltuk altına sıkıştırılması, tekrar incelenmemek üzere rafa kaldırılmasına temyiz yolu kapalı olmak suretiyle karar verilmiştir! saygılarımla