YALNIZLARIN DUDAK PAYIYIM
Saatim kırık…
Takvimim yırtık…
Aklım karışık…
Gönlüm yıkık…
Seni göstermeyen saat saat midir şimdi, kırılsın!
Seni işaretlemeyen takvim takvim midir şimdi, yırtılsın.
Seni fikretmeyen akıl akıl mıdır şimdi, karışsın.
Seni düşlemeyen gönül gönül müdür şimdi, yıkılsın.
Sensiz komple kırığım, yırtığım, karışığım ve yıkığım.
Öylesine yaşıyorum sensiz
Ölesiye yaşarken senli…
Yağmur yağıyor, değil değil sensizlik yağıyor üzerime.
Sırılsıklam oluyorum hayır hayır sırılsıklam sen oluyorum.
Yağmura bakıp ağlıyorum, yağmura karışıp yaşıyorum.
Yağmur olup akıyorum gözümden, yağmur olup döküyorum içimdeki yaşları.
Islağım sana, sırılsıklam aşığım.
Baştan ayağa, saçtan tırnağa…
Sağdan sola yukarıdan aşağıya
Aşığım sana.
Daha ne diyeyim sözün bittiği yerdeyim.
Seni yaşıyorum.
Kader ördü ağını, aşk verdi ağusunu…
Şifa yok bundan sonra, afiyet yok, esenlik…
Her taraf küllük külistanlık…
Her yer mezarlık…
Gri havalardır teneffüs ettiğim, içime çektiğim buram buram yalnızlıktır, kimsesizliktir, sensizliktir.
Kapalıyım dostlar; aşka sevdaya dair…
Suskunum canlar ses sedaya karşı!
Ne kadar da sen olmuşum?
Ne kadar da sana kapılmışım?
Yok mu bunun devası, ilacı, panzehri…
Ne kadar da çoktur kadası, belası, tasası…
Yok mudur bunun şifası, çaresi, ederi…
Yıkımdayım, yarına çıkmaya takatim de yok mecalim de…
Ne olacak bu halim?
Hüznün yalın haliyim.
Dem haliyim çayın…
Yalnızların dudak payıyım.
Hüznün göbek adıyım
Aşkın ayrılık yanıyım.
Bilmeyin beni...
Bulaşmayın ayrılığa...
Düşmeyen zorluğa...