- 773 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kainat Sanatı
Şimdi bir müzik dinliyorum ve düşünüyorum görmeyen gözlerimi daha bir açıp hayata, bakıyorum, bakıyorum… bugüne kadar duymadığım sesler duyuyorum.
Ve uzaydan varlığımı seyrediyorum, yaşadığım dünyayı keşfediyorum. Hiç farkında olmadan içinde yaşadığım bu kainat ne kadar da kusursuz bir tasarıma sahip. Bir sanatçının muhteşem eseriyle karşılaşıyorum, en küçük yapılardan, en büyük yapılara, elektronlardan, güneşe.
Nefes alıyorum uzun bir süre ve bırakıyorum, havayla uyumlu yaratılan bir bedenim var. Her şey birbiriyle uyum içinde, bitkiler, hayvanlar, dağlarda bir düzen ve simetri hakim.
Tüm kainat bir estetikle ve güzellikle , algılarımız bir zevkle yaratılmış. Meyveler, bitkiler, denizler, farklı tonlardan oluşan renkler hepimizin çok hoşuna gidiyor. Çiçeklerin üzerindeki desenlerde mükemmel bir zevk hakim.
Allah bu uyumu bize bir ayetinde şu şekilde bildiriyor:
“Sonra gözü, tekrar tekrar (semaya) çevir; nihayet o göz, zelîl ve hakîr olarak sana döner; artık O, âciz kalmıştır” (Mülk suresi,4)
Doğaya baktığımız zaman her canlının ve türün kendine özgü bir deseni bir rengi olduğunu görürüz. Bu özellikler her canlı için farklı anlamlar taşır. Kızgınlık, tehlike uyarısı, çiftleşme çağrısı ve bunlar gibi daha pek çok anlam. Her şeyin tesadüfler sonucu meydana geldiğini ortaya koyan evrim teorisi bu noktada kilitlenir kalır çünkü bu denge ve uyum teoriyi çıkmaza sürükler. Teorinin kurucusu Charles Darwin de bu durumu şu şekilde itiraf etmiştir:
Zorlandığım nokta, neden bazı tırtılların oldukça güzel ve sanatsal bir şekilde renkli olduklarıdır. Bazıları tehlikelerden korunmak için renklendirilmişlerdir. Sadece fiziksel şartlar için böylesine parlak renklerinin olmasını zorlukla anlayabiliyorum… Eğer birisi, erkek kelebekler cinsiyet seçimi ile güzel bir görünüm almalarına rağmen neden aynı sebeplerle tırtılları kadar güzel olmadıklarını sorarlarsa nasıl cevap verirsin? Ben buna cevap veremem.1
Yine Charles Darwin başka bir ifadesinde kendi teorisi ile ilgili olarak içine düştükleri çelişkiyi şu şekilde ifade eder:
Parlak renklilik, erkek balıkların kuluçkaya yatması, parlak dişi kelebekler, bu güzelliğin doğal seleksiyonun kontrolü altında gerçekleştiğini düşünemiyorum.2
Elbette ki bu kusursuz canlılığının doğal seleksiyon denilen bir mekanizmayla oluşabilmesi imkansızdır. Doğal seleksiyon evrimin hayali iki mekanizmasından biridir. Buna göre doğadaki canlılardan ortama en iyi uyum sağlayanlar hayatta kalır, güçsüz olanlar ve çevre koşullarına uyum sağlayamayanlarsa elenir. Evrimci iddiaya göre bir canlı için faydalı olan bir değişim, diğerlerinin arasından seçilerek o canlıda kalıcı hale gelir ve bu şekilde bir sonraki nesle aktarılır.
Böyle bir mekanizma canlılara simetri veya mükemmellik kazandıramaz elbette ki, bu son derece açık bir gerçektir.
Evrendeki kompleksliği meydana getiren kanunlarda hayret verici bir ince ayar görülmektedir. Evrende meydana gelen bu komplekslik karşısında “mucize” kelimesini kullanmamak çok güçtür .
Yüksek Enerji Fiziği alanında Nobel ödülü sahibi Prof. Steven Weinberg Scientific American dergisindeki bir yazısında şunları ifade etmektedir:
Doğa kanunları ve evrenin başlangıçtaki koşullarının bizim gözlemleyebildiğimiz canlıların var olmasını sağlayabilecek şekilde, son derece uygun olması ne kadar şaşırtıcıdır. Bildiğimiz gibi fiziksel değerlerin herhangi birindeki küçük bir değişiklik yaşamı olanaksız kılacaktır . 3
Rabbimiz yine ayetlerinde şöyle bildiriyor:
“Rabbimiz her şey için bir ölçü kılmıştır.”(Talak Suresi, 3)
Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (Furkan Suresi, 2)
Allah ayetlerinde yaratılanlarda bir ölçü olduğuna dikkat çekiyor. Bildiğimiz gibi bu kusursuz evrende canlılarda altın oran dediğimiz bir ölçü hakim. ALTIN ORAN’IN SAYISI 1,618′DİR
Atın oran kristal yapılarda da kendini gösterir. Bunların çoğu gözümüzle göremeyeceğimiz kadar küçük yapıların içindedir. Ancak kar kristali üzerindeki altın oranı gözlerinizle göre bilirsiniz. Kar kristalini oluşturan kısalı uzunlu dallanmalarda, çeşitli uzantıların oranı hep altın oranı verir.
Evrende, yapısında altın oran barındıran birçok spiral galaksi bulunur. Doğada birbiriyle ilişkisiz canlı veya cansız pek çok yapının belli bir matematik formülüne göre şekillenmiş olması onların özel olarak tasarlanmış olduklarının en açık delillerinden biridir.
Altın oran, sanatçıların çok iyi bildikleri ve uyguladıkları bir estetik kuralıdır. Bu orana bağlı kalarak üretilen sanat eserleri estetik mükemmelliği temsil ederler.
Bir ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o da hemen oluverir.” (Bakara Suresi, 117)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.