- 986 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSTANBUL'DAN GAZİANTEP'E 81 DAKİKA
GEZİ YAZILARI
İstanbul’dan Gaziantep’e 81 Dakika
Uçak harekete başladı. 07:57. Geri çıktı ve kanatlarını açarak uçuşa hazırladı. Sol tarafta gözetleme kuleleri…Uçak uçuş yoluna çıktı. Kaptan , Beykoz ve Yalova üzerinden geçeceğimizi ve yardımcı kaptanın işe bu gün başladığını söyledi.Uçak sağa döndü ve durdu. Sol karşı yukarıda iki uçak ard arda bize doğru yaklaşıyor. Önden gelen bir yük taşıma (kargo) uçağı yere inişe geçti. Arkadaki uçak ta yaklaştı iyice. O da inmeye başladı. Kaptan çalışanları uyardı oturmaları için. Solda bir uçak daha iniyor. Yolcu uçağı. Bizim uçak tekrara sağa döndü ve durdu. Uçak birden hızlandı, daha da hızlandı. Yerden ayrıldı. Sol tarafta İstanbul’un Küçükçekmece ilçesi. Onun devamında Avcılar… E-5’i geçtik. Gültepe, Yeşilova ve Cennet Mahalleleri… Sol karşıda Marmara’nın kuzey kıyıları Avcılar’a doğru uzanırken, kuzeyinde bağlantı ile birlikte K.Çekmece Gölü’nün güney bölümü aynı anda görülebilmektedir. Tepeüstü ve Kanarya… Marmara’nın kuzey kıyısından kuzeye doğru bağlantı ve K.Çekmece Gölü ve çevresi tamamen ortada…Allah’ım ne güzel bir doğa ve bu doğaya sahip olan ne güzel bir şehir İstanbul…Gölün tam kuzey ucu Firüzköy…Ve Yarımburgaz aklıma geldi hemen ve de mağaralar … İstanbul’un en eski yerleşim yeri.Aynı zamanda dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi…Burayı kuranlar arasında TRAİLER diye bir topluluk olduğunu da kaynaklardan öğrenmiştim… Bu, araştırmaya değer önemli bir bilgi.
Bu arada uçak hem ilerlemeye hem de yükselmeye devam etmekte. Yoğun bir sis içine doğru ilerliyoruz. Sis sarı renkli…Sadece en alt yerdeki evler görülüyor. Uçak yükselmeye devam ediyor. Bulutların üzerindeyiz…Güneş ışınlarının bulutlar arkasından oluşturduğu aydınlık gözlerimi kamaştırdı. Bir kış vaktinde, düzlük bir alanda, alabildiğine kar var gibi. Bulutlar karşıda çizgi halinde kesiliyor. Sahil mi ufuk mu belirsiz. Güneş ışınları bulutlara üstten vuruyor. Parlayan kar sanki…Sol kanat, önüme, kapkara uzanmış ve beyaz bulutları bir ölçüde engelliyor. Uçak sola yattı biraz.Uçsuz bucaksız ve de ufuksuz bembeyaz bulutlar…Kanat tekrar düzeldi. Bembeyaz bulutların arasında kapkara kanat ve kanadın gerisinde çıkıntı halinde uzanan yıldırımlıklar (çubuklar) çok değişik görüntü oluşturuyor. Uçak biraz sağa yöneldi. Havada bulutların varlığı hiç belli olmuyor. Sanki bir tarlayı kışın kar kaplamış gibi.Bulut yüzeyleri daha da düzleşmeye başladı. Yemek geldi. Ben dalmışım şimdi, yemek derdinde değilim. Yine de yemeği aldım…Kaşar peynirli ekmek arası ve portakal suyu aldım.Hava daha da açıldı. Yansıma arttı.Aydınlık arttı.Bulut yüzeylerinin daha da düz olduğu yerlerdeyiz. İleride bazı yerlerde daha beyaz küçük tepecikler halinde bulut görüntüleri var. Güneş ışınları kanada vuruyor ve yansıma oluyor, siyah olmasına rağmen. Tam kanadın gerisinden görünmeye başlayan karlar arasındaki buz gölü halindeki görüntüyü seyrediyorum. Oysa onun ilerisi dağ imiş. Göz yanılmasıymış…Sanırım Yalova’nın doğu tarafında dağa doğru gidiyoruz. Bu durumda Marmara körfezinin doğu ucu üzerindeyiz demektir.Dağ üzerinde çok az yerlerde beyaz sis yoğunluğu var. Tam altta vadiler tam sisli…Dağların daha çok yeri görünmeye başladı. Güneşli bir kış günü dağın kuzey eteğinde kar var gibi duruyor beyaz bulutlar. Dağ yüzeyi (yeryüzü) boz ve beyaz renkli.Düz yerleri boz, çetin yerleri ise beyaz…çıplak tepeler…Seyrek sayıda köyler…Bu arada oldukça ilerledik…Ankara sınırlarına mı girdik acaba? Bu görüntü Karadeniz (Bolu) sınırları olamaz.Sol karşısı biraz yeşilce…Onun ötesi beyaz bulut…Daha ötesi de belli belirsiz ufuk..Dağ üzerinden aşan köy yolları çok açık belli.Köyler sıklaştı. Dağ havzasında büyük bir yerleşim yeri var…Coğrafya olarak İç Anadolu olduğu belli. Geçen zaman olarak ta yine öyle olmalı…Burası Ankara’nın kuzeyi mi? Kaptan konuşuyor. – Sayın yolcular Ankara üzerindeyiz. (tesadüfe bakın) .Uçuşa geçelimiz yaklaşık 30 dakika oldu.10700 m. yükseklikteyiz. 830 km/saat hızımız var. Nevşehir ve Kayseri üzerinden Gaziantep’e ulaşacağız. G.Antep yoğun bulutlu. Araba kullanacak olanlar dikkat ediniz lütfen.(ben kullanmayacağım, sorun yok). Boz tepeler üzerinde kırık kırpık beyaz bulutlar aralıksız uzanmaya başladı. Şimdi tamamen bembeyaz her taraf. Ta paralelde kar uzantısı var deniz renkli.Uçak sağa biraz yönelirken, sol kanat biraz yukarı yükseldi. Sağ yanımdaki adam başını geriye yaslamış uyuyor. Beyaz saçlı beyaz bıyıklı bir adam…Onun sağındaki adam sol eliyle telefonla oynuyor. Gözlüklü ve sevimsiz biri…Uyarsam kavga etmem gerek…ne yapmak gerek ? Sol yanım hala düz, beyaz bulutlar…Üzerlerine çizikler atılmış gibi.Bazı yerlerinde çizikler hem kalın, hem uzun.Sol tarafıma bakmaktan boynum ağrımış.Kendimi biraz toparlayayım derken, elimdeki defteri ayaklarımın dibine düşürdüm. Zorla aldım. Aydınlık biraz azaldı. Bulutların üst taraflarında biraz sis var gibi. Beyaz görüntünün öbür yanı mavi beyaz karışım bölge var. Bir hat şeklinde paralel uzanmış ufukta.Başımı öne eğmekten de sırtım ağrımış. Boynumun arkası da…Çünkü iki camın arasına denk gelmişim. Sol cam kenarı istediysek tam cama denk getirseydi daha iyi olurdu. Yer tekrar görünmeye başladı kanatların altından. Yüksek olmayan tepeliklerde düz tarlaların sınırları belli. Koyu sarı renkliler…Bazı tarlalar gri veya boz renkli.Beyaz bulutlar bize göre dikine doğru kapatmış dağın belenini…Ancak hemen devamında dağ ve tepeler görülebiliyor. Kasaba büyüklüğünde bir yer var. Elbette bilmek zordur. Düz tepelerin devamı dağlık alan. Biraz ağaçlık, biraz yükseklik ve pürüzlü yerler…Dağ yükseliyor ve dağda bir tepe daha da yükseliyor. Tepenin tam üstü kar…Ancak karla tam kaplı değil. Zirveden aşağı doğru beyaz çizgiler halinde…İlerisi büyük bir yerleşim yeri. İl mi ilçe mi anlayamadım. Bu zirve Erciyes’mi desek, Kayseri’nin görünmesi lazım ve çok daha büyük…Yoksa ben mi tam göremedim? Tepeden sonra düzleşmeye başlamışken, tekrar tepeler başladı.Ancak bu tepeler daha alçak ve karsız. Girintili çıkıntılı tepeler iyice arttı. Çukur yerlerinde köyler, kasabalar var..Dağ yolları beyazımsı uzanıp gidiyor.Köy yolları boz zeminin üzerinde biraz daha açık renkli çizikler gibi, bir birleşiyor,
bir ayrılıyor. Tepelerinin yamaçlarının yeşil olduğu yere doğru ilerliyoruz.Kayseri-K.Maraş arası coğrafya…Kayalıklar ve çalılıklar…Doğu Toroslar’a kuzeyden girdi-ğimizin işareti.Girintiler çıkıntılar keskin.Vadiler derin.Dağlar sarp.Tam tepeler tam çıplak ve kaya. Çukur yerlerde az veya çok mutlaka yeşillik var. İşte bu Toros… Uçak sürekli alçalıyor. Küçük ve çukur havzada yer dümdüz. Yeşillik artmaya ve ormanlık görülmeye başladı. Bir büvet (baraj) kuzey ucundan göründü. Kesin K.Maraş sınırlarındayız. Bu büvet kıvrım kıvrım uzanıyor güneye doğru. Sanırım Arslantaş Büveti’dir.Etrafı yeşil, karşısı dağ, alt taraf düzlük.Bu soldaki yerleşim yerlerini bilmem lazım. Kasaba Tokmaklı, ilçe de Andırın olmalı. Hemen düzlüğe geçerken dağın doğusunda görünen ilçe Türkoğlu olmalı. İleride Kahramanmaraş ahır Dağı’nın güney eteğine yaslanmış olarak duruyor. Hemen batısında Sır Büveti (Sır Barajı) ve kenarında Sütçü İmam Üniversitesi görülebiliyor. Görevli reklam amaçlı açıklamalar yapıyor.Uçak yol almaya devam ederken ortasında batıdan doğuya doğru uzanan düzlüğün üzerine geldik. Gaziantep il sınırlarına geldiğimiz anlaşılıyor. Bu yol ise TAG ( Tarsus Adana Gaziantep karayolu )… Kömürler ilçesi görünmüyor, fakat sağ tarafta olduğunu biliyoruz.Az ileride/önde Sakçagözü…Sol karşıda Narlı ve az ötesinde Pazarcık ve hemen yanında Kartalkaya Büveti… Sof Dağı’nın Zirvesinden geçiyoruz. Tam altta olduğu için göremiyoruz. Eski Gaziantep-Adana yolunun 20-30 km. si üzerindeki köyler. Gaziantep – K.Maraş eski karayolu da görülebilmektedir. Hava parçalı bulutlu ve 17 derece. Eğer hava tam açık olsaydı Gaziantep-Adıyaman yoluna kadar her yeri görebilirdik.Altta Cerit Vadisi’ne yerleşmiş köyleri ve beyaz taş ocaklarını iyice tanıdım. Sof Dağı’nın kuzey eteklerini oluşturan bu bölgede Amasya elmasına benzeyen küçük ve çok güzel al elmalar yetişmektedir. Uçak sola yattı. Birden kıraç tepelerdan yansıyan ışınlar gözlerimi aldı. Tepeler , yamaçlar ve tarlalar.Düzlükte koyu kahverengi toprakları olan tarlalar. Çok verimli topraklar…Sof dağı’nın güney ve güneydoğu eteklerinde yer alan bu topraklarda ; iri beyaz tatlı elmalar, badem, ceviz, armut ve Türkiye’nin en güzel üzümleri yetişmektedir. Gaziantep güneybatı ucundan göründü. Şahinbey ilçesine bağlı Karataş Bölgesi ve Gaziantep Üniversitesi solda görünürken, altta G.Antep – Kilis yolu…Şehir merkezi koyu kurşuni...Uçak tekrar sağa kıvrıldı ve yükseldi. Kilis yolu tarafından Oğuzeli soldan görülebiliyor. Güneye Barak Ovası’na doğru gidiyoruz. Barak ; Gaziantep şehir merkezinden güneye doğru 70-80 km. uzanan batıdan Kilis şehir merkezinden 100 km. kadar doğuya Fırat nehrine kadar uzanan ovanın adıdır. Türkiye’de dünyada kendine has uzun havası ve halk oyunları olan özel bir kültüre sahip bir topluluktur Barak…Barak Ovası ; koyu kırmızı ve kahverengi topraklarıyla dünyanın en verimli toprak yapısına sahiptir.uçak sürekli sağa kıvrılıyor. Şimdi sola yattı ve sola kıvrılmaya başladı. Zeytin ağaçları, incir ağaçları, fıstık ağaçları ve üzüm tiyekleri iyice belli…Uçak gölgesi fıstık tarlalarının içinde doğuya doğru ilerlemekte… Nerdeyse ağaçların meyvesini fark edeceğiz. Barak Düzlükleri’ne serpilmiş
onlarca köyün üzerinden geçtik. Bir sıradan gitmediği için köyleri bilemedim. Zaten burası Gaziantep’in güneyidir, benim köyüm ise kuzey tarafta…Taşların renkleri bile belli oluyor artık. Taşların beyaz olduğunu görebiliyorum. Kaptan uyardı. Uçak hızla alçalıyor. Ağaçların bütün çaşitleri ayırt edilebiliyor. Sol altta Sazgın köyü…Hava alanı bu köyün sınırları içinde…Bu köy de Oğuzeli ilçesine bağlı.Kavak ağaçları, yeşil bostanlar…Koyu kahverenkli humuslu toprakları olan tarlalar…Söğüt ağaçları…Sazgın Suyu ve yanlarında sazlıklar…Uçağın altına kavak ağaçları değecek sanki. Kilis – Oğuzeli yolunda taşıtların markaları bile anlaşılabiliyor. Hava alanına bağlantı yolu hemen solumuzda ve altta. İniş yolu göründü. Uçak inmek üzere ve yere temas etti…Düzgün yavaşlayarak yüksek ivme ile durdu. 09:27 / 16 Kasım 2013
Nafi ÇAĞLAR
16 Kasım 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.