- 716 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yol üstünde
Doğup büyüdüğün toprakları yok ya da öyle değil doğmayla ilgisi yok bunun,sevip sevebildiğin toprakları terk etsen veya,ne zaman döneceğini bilmeden seninle birlikte,yani içinde seninle kopmaz bir parça haline gelen her neyse,çok uzaklar diye bahsettiğimiz bir yerdeyken tüm içindekiler çoğalacak mıdır yoksa azalacak mı. Basit bir soru gibi gelebilir bu size. Aslında ben tecrübeliyim fakat yine de aptal olmayı tercih ediyorum. Cevabını biliyorum besbelli. Çünkü her ne şekilde olursa olsun değer anlamında yani mesela çok şikayet edip durduğun küçük kentini bile nasıl da özlediğini hatırla... Buna alışkanlık diyebilirsin kabul edebilirim biraz. Ama gönülden bahsedecek olursak bir kentin taş kaldırımını sevmeye benzemeyecek hiç bir şey. Ve o zaman o hiç bir şeylerin adını bilecek herkes. Herkes. Düşünsene yoldasın ve hiç durmadan dünyanın etrafında dönüyorsun ama hiç durmadan ömür boyu. Ben bir Gün sona erdiğinde hesap sormak istiyorum. Çünkü çok sıradan olmaya başladı şu pazartesi ya da çarşambalar. Biraz sürpriz yapsanız ya ne bileyim bir salı pazar kurulsa ben pazara gitmesem ama yolum pazardan geçse güzel bir şey olsa işte,sen daha iyi bilirsin salı. Gerçi sende bi numara olmuş olsa adına pazar kurulmazdı,samimi değilsin en başta! Kendin olsan ya biraz! Ne diyorduk? Mesele uzak yakın meselesi değil biliyor musun. Yani niye diyeceksin. Şimdi en azından uzaktayken ne yapacağını biliyor,ne yapamayacağını biliyorsun. Mesela hiç bir şey yapamasan sende herkes gibi olursun,özlersin. Eşek değilsin ya o kadarını da ben söylemeyim. İşte mesele diyorum tatlım yakınken var ya çok uzak olmak. Çok kötü çok garip birde çok şey. Hep ne olduğunu merak edip durmaktan bir daldan tutup kalamıyorsun. An’ın güzelliği de olmasa hani biraz mükafat gibi,pekte çekilesi tasa değil. Dur iki dakika konuşuyoruz şurada! Gidiyor olmak şiirlerde ya da aşk romanlarındaki gibi olmuyor hiç. Nasıl? Şöyle anlatayım. Bazen sinirleniyorum da telefonu duvara fırlatmak geliyor ya içimden,işte o zaman bunu yapamıyorum. Fakirim sonuçta neyi nereye fırlatıyorsun. Biraz böyle işte. Kimi nereye terk ediyorsun? Ancak uzağa gider it gibi özlersin,sonra dönersin. Olayın dramatik tarafını görmeyle ilgili bir durum yok yanlış algı olmasın üzülürüm. Lüksünüz yok,bulduysanız tutacaksınız. Telefonu duvara fırlatma lüksüne sahip bir insan neyin ne kadar kıymetli olduğunu hiç öğrenememiş insan. O fırlatır,sonra yenisini alır. Ama hiç bir zaman değerini bilmez. Neye sahipsen onu sev,onu sev ve sevdiğini söyle,ona sarıl sonra gözlerine bak konuşurken ne bileyim değerini biliyorsundur sen zaten. Ama bunları da yap yani güzel şeyler. Bak sonra kedileri de sev. Yaşlı amcaları sev. Güneş de,bugün ne güzel doğdu lan de şaşır. Sen değerini biliyorsun. Yaşamak uzun bir macera.
Ansızın oluyor bir çok şey. Hayatta şaşırmadan yaşadığın her şeyi yaşamadın say. Akşam ansızın oluyor ve sen şaşırmıyorsun çoğu zaman. Sadece biraz daha karanlık bir adam oldun. Hepsi bu. Orada havalar nasıl acaba. Şimdi oraları merak ederken,oralardayken senin için yeni bir "oralarda havalar nasıl"sorusu hazır olacak. Yani hiç öğrenemeyeceksin havaların nasıl olduğunu. Ömür çabuk geçiyor. Ben istatistik olarak bakarsak daha yaşayacağım gibi,ama yaşlı bir insan ölümü daha fazla düşünüyor olmalı. Ölmeyi daha fazla bekleyen bir insan. Bak insan diyorum dikkat et. Neyse şimdi ölmenin alemi yok çık buradan. Arkadaş az önce çiçek böcek gidiyordun,ne oldu hani yaşlı amcaları seviyorduk? Ölecek diye miydi yoksa?
O değilde hakikaten bir şey bana garip geliyor. O nedir? Şimdi gittiğim yeri düşünüyorum da. Bak burada gittiğim yer benim için şu anlama geliyor. Gitmek için hareket ettiğin nokta gittiğin yerdir. Gitmek istediğin yer varmak istediğin yer oluyor değil mi. Yani sen gitmiş değil varmış oluyorsun? Neyse.Devam ediyoruz. Gittiğim yerde her şey aynı. Öyledir çok atraksiyon bekleyemezsin. Ben bunun neresindeyim. Önem arz etmek açısından kimsenin umurunda olmamak canımı sıkar gerçekten. Sonuçta ben vardım,sonra ben yoktum yokken ve her şey aynıydı. Dur bakayım vardıktan sonra bir yoklayayım. Gerçekten her şey aynıysa çok fonksiyonsuz bir adam gibi olacağım değil mi?! Ama bak vardığım yerde bir şeyleri değiştirmeye gidiyorum. Sonra başarırsam dönüşüm de değişimle birlikte gelecek. O zaman neymiş. Öyle yıllar boyu kıçının üstünde oturmayacaksın. Arada bir kalkıp gideceksin ki her şey değişsin. Yani aslında çok fazla bir şey değişmiyor. Sadece sen başka gözle bakıyorsun o kadar. Yoksa o neymiş öyle karaktersiz gibi zırt pırt değiş değiş. Kısaca bir tek dileğim var sakin ol yeter. Bir gün güneş öyle bir doğacak ki hiç sorma.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.