- 523 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATA DAİR NOTLAR
Her başarılı şiir, şairinin çekip önümüze koyduğu bir "sözel fotoğraf" gibidir. Bir duyarlılığın, bir dikkatin, bir sezişin; izi belki çok derinlerde olan bir hatıranın bellekteki "hatırlanış" hali!.. Hatta bazen asıl kendisi olmaktan büsbütün uzaklaşmış bir ruh burkuntusunun siyah-beyaz "flu" fotoğrafı bile olabilir. Ben bu yüzden, elime aldığım her şiir kitabını, bir dostun fotoğraf albümünü karıştırır gibi okurum. Onlarda bir sıcaklık, bir aşinalık bulmuşsam; bir tür "ortaklık" sezmişsem, daha bir artar şiirle ülfetim. El ele tutuşan sözcüklerin "ses-imge-çağrışım" halayında dönüş ve bükülüşleri, hayâlimizi köpürtür ve duygumuza estetik bir haz lezzetini katarken; bir de bakarız, şairinin çekip önümüze koyduğu o fotoğraf, bizim ondan alacağımızı aldıktan sonra, "bize ait bir fotoğraf" haline gelivermiş! Sanırım, şiirler, işte bu "çoğaltmalar" ile kendini besliyor ve kendinden doğup duruyor, asırlardır.
*** *** ***
"Bu, gönül işi!" demiyorlar mı, gönlüm daralıyor! Sanki "akılsız" gönül olabilirmiş, gönlümüz kafamızdan ayrı işliyormuş gibi! Böyle deyip dediğine inananlara göre; "gönül" "sevi-sevgi işleri doktoru" da, "akıl" "uslamlama acil bakım ünitesi!" Yine de karışmayacaklar, danışmayacaklar birbirlerine. Yani akılda duygu, duyguda akıl olmazmış gibi! Eh tabiî, bu yanlışa kapılanlar az değil. Ölesiye veya deliler gibi sevmekten, akılsız sevmek yüzünden kadehlere ve silahlara sarılmaktan, akıl kaidesine oturmayan uçuk hayâllerin sonucunu kara yazgıya bağlamaktan yorulmuş, örselenmiş, tükenmiş kaç hayat tanıyoruz çevremizde. Yıkıldıkları yerden doğrulmayı bile beceremiyor çokları. Halbuki, "süvari"si doğru işleyen akıl, bilimsel düşünme pratiği olan hangi "duygu atı", binicisini sırtından atmıştır acaba?
*** *** ***
Niçin yazarız?
Yanıt: Niçin okuyorsak, onun için!
Hatta, daha da ötesine geçelim: Sinemaya, tiyatroya, konsere, maçlara niçin gidiliyorsa, kitaplar da bu yüzden yazılıyor, okunuyor!
Yani hayatın içinde olmak, hayata daha sıkı tutunmak için!
İnsan oluşumuzun, insanca duruşumuzun bir sonucu bu. Kendimizi ve kendi dışımızı tanımak, anlamak; ilişkilerimizi bilerek düzenlemek ve yeni tatlar keşfetmek çabası... Farkına vardıklarımızla ve farkına vardıkça çoğalmak birbirimizde. Aynı göğün altında, benzer yazgıların ortak paydasında kendimizden ve yaşanılan hayattan memnuniyet duymak dışında, başka ne anlamı olabilir ki, okuyup yazmaların?
*** *** ***
"Düşenin dostu olmaz!" deriz. Deriz, geçeriz de, üzerinde durup düşündüğümüz söylenemez. Tartışmasız, alır kullanırız bir de, bu "hazır giysi" gibi aklı! Halbuki bu darb-ı meselde "düşmek" ile neyin kasdedildiği belli de, "dost" kimdir, kim değildir belli değil. Bu söz, "düşen insanın çevresinde dost kalmaz." demeye getiriyorsa, bence asıl anlaşılması gereken o kişinin niye "düştüğü"dür! Çünkü, gerçek dostları olan "düşmez" ya da "düşmesine fırsat verilmez!" Ama bir şartla: Önce sen gerçek dost olacaksın. Neden mi? "Gerçek dost olanın, gerçek dostları olur " da onun için. Buna rağmen, herşeye rağmen "düşmez" miyiz? Ne diyebilirim: "Düşmez kalkmaz bir Allah!"
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.