Sevgiye Dair ****
Ertesi gün kar yağmıştı. Ben onun resmine bakarak sigaramı içtiğimi hatırlıyorum. Hem de nasıl içiş. Kendim şahidim ki; o içiş, bir başka içişti.
İstanbul yolculuğu kısa sürmüştü. 2 gün. Aslında okuluna arada sırada giden bir üniversite öğrencisinin yolculuğunun kısa sürmesi beklenmezdi. Tek koşul varlığında. Bileti önceden alırsan!
Yarın görüşeceğiz demiştim oysa ki. Acaba üzülmüş müdür? Sanmıyorum. Hem onu nasıl tanıdığımı da kendisine anlatmıştım zaten. Böyle şeyler ancak filmlerde olurdu. Bu bildiğiniz film değil ama. Aslında bildiğimiz. Sadece sonunu bildiğimiz. Elde edilebilirliğinin son sahnesi olan bir film.
Ertesi günün öğlen saatlerine doğruydu. Haber vermeden gittiğime üzülmüştüm. Böyle güzellikteki birine haber vermeden gidilmezdi. Ama ben buna cüret etmiştim. (size nadir gördüğünüz bir kelime daha bağışladım) İnsanın üzülmesi için sanki öğle aralarının gelmesi gerekiyor.
Alo. Ben üniversite yurduma döndüm. Haber şey yapamadım ama.
Gideceğini biliyordum.
Nasıl yani?
Seni farklı sanmıştım.
Bir soruya cevap verirken soruya bakmamak harika bir duygu olmalı. Beyin güdülerimle yönetilen bir dilime bunu anlatamıyorum. Morallerim alt üst. Yorganın koridorlarında kendime sığınacak yer aradım. Beni kabul etmediler. Herkesleşmiştim artık. Ben de şu karşıda duran insanlar gibiydim. Artık onların yanına gidip arkadaşlık edebilirdim. Beni kabul etmediler. Ben de kendimi affetirmeye karar verdim.
Yarın öğle arası üzülmem için nedenler bulmaya çalışırken aklıma yine sen geldin. Okul mu? Böyle bir sistemde mi? İnsanın iki yıllık bir okulu ek yerleştirmelerde kazanmasına sevinmesi gereken bir sistem mi? Def olunuz. Gidiniz.
Bir insana yarın görüşürüz dedikten sonra ertesi gün gitmek. Evet gidilebilir. Çünkü döneceğini bile bile gidilebilir. Bazen geri dönüşler bile gidiş olabilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.