- 1305 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
Ölü Sevici Kent Hikayeleri / Mutlu yıllar...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tanrı beni unuttu…
Bu izbe dünyanın içinde karanlıktan korktuğumu bile bile cezalandırmak için kilitlediği hayatın içinde unuttu beni…
Delirmenin çizgisini bilmiyorum.
Günleri takip etmeye imkânım yok
Karanlığın beni yutan koca bir balık olduğuna inanacak kadar kaldım bu lanet olası yerde.
Çıkamıyorum, git gide daha da yoğunlaşıyor karanlık, zifte bulanmış gibi her bir zerremde hissediyorum…
Şair gibi ağzımı dayayıp taze bir soluk alabileceğim anahtar deliğine bile muhtacım.
Sigaram biteli hayli vakit oldu.
Açlık susuzluk neyse de,
Bu yalnızlık hissi, bu kulakları uğuldatan saçma sessizlik, konuşmamaktan uyuşan dilim ve artık bedenimin bir parçası olmaktan çıkmışçasına kasılan ayaklarımla nasıl yeniden yaşayabilirim ki.
Evet, başka bir açıklaması olamaz bu yalnızlığın…
Ellerimin küflendiğini hissediyorum. Sırtımı yasladığım duvarın sidik kokusuna karışıyor küften çürümeye başlamış ellerimin kokusu. Gözlerim yerinde duruyor mu merak ediyorum.
Bu küf kokusu,
Bu delirten sessizlik, içinde boğulduğum karanlık… Kendimi öldürmüş olmaktan korkuyorum.
Bir küçük ses, yaşadığıma dair bir kanıt, bir böceğin eskiden korkudan nefesimi hızlandıran yürüyüşü bile olabilir.
Sadece bir kanıt istiyorum yaşadığıma dair.
Ölmüş olamam değil mi?
Yoksa üşümezdim. Yoksa dilim uyuşmazdı konuşamamaktan, yoksa midem kasılıp kalmazdı açlıktan.
Korkmazdım hala bu zifiri karanlıktan, içimi bulandırmazdı bu izbe hayat…
Hiç bir şey yapmadım mı sanıyorsunuz bu işkenceye son vermek için.
Denedim, en azından dişlerimle bileklerimi parçalamayı denedim. Kanım donmuş sanki, sanki son damlasına kadar çekilmiş kanım ki, akmadı. Yoksa aktı mı? Ondan mıydı onca üşüme, onca sıtma? Öldürdüm mü yoksa kendi mi?
Hey!!!
Sesimi duyan kimse yok mu?
Otuz üç koca yıl… Üçyüz doksanaltı ay, bin yediyüz yirmibir hafta, onikibin elliiki gündür bu karanlık ve izbe hayatın içinde kilitliyim. Ve şimdi siz bana, tanrının beni cezalandırmak için tıktığı bu mezbeleliğe kilitlendiğim günü unutmama fırsat vermemek için ‘’mutlu yıllara’’ diyorsunuz öyle mi?
Benden buraya kadar;
Hepinizin canı cehenneme…
Kasım’2013 Antalya...