- 2271 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
içime çöreklenen sizsizlik...
Merhaba;
Büyüdüm...
Tam onsekiz yıl geçirdik beraberce, ve sizden ayrıydım. Ve ayrıldım her zaman. Ama, bu hasretin içime çöreklendiğini tahmin dahi edemezdim.
Hatırlıyor musunuz?..
Bilmiyorum ama, hep anneanneme gönderirdiniz beni... Kardeşim doğacağı zaman, yaz tatillerinde filan... Ben bu yüzden orayı çok severdim. Teyzemler evliydi, bir teyzem kalmıştı bekar o da sağ olsun bana bakardı ama, onunla da anlaşamazdım...
Bana eğer asi diyorsanız bir şey diyemem çünkü, evet asiyim... Anneannemin eteğinden tutup ayrılmazdım peşinden. Kucağına dahi otursam ayaklarımı toplardım. Korkardım, ayrılacağız diye...
Bazen de teyzemle anlaşamaz kavga ederdik. Sonra çantamı toplar annemin teyzesine koşardım. Hala en ufak bir şeyde eşyamı toplayıp kaçmam bundan belki de...
Ve en önemlisi de AYRILIK vakti (annemler) gelince...
Kumdan yapılmış tüm kalelerim yıkılırdı bir anda. Ağıtlar yakar, koltuklara merdiven demirlerine sarılırdım küçük ellerimle...
Ama, ne fayda... O arabaya bindim mi yıkılmış kumdan kalelerimi bir dahaki gelişime
saklardım.
Öyle işte...
Biber acılığında hasretiniz çöktü içime.
Ben bu zamansız ve amansız gelen ayrılıklar için mi yaratıldım?..
Bu deli divane edişler bu yüzden mi?..
Yaşam ne kadar ucuz verdiği acılar yanında. Yaşama son vermekse ondan kolay ne var.
Şimdi martısız bir limandayım... Sizi düşünüyorum... Sizsizlikle hayatımı kıyaslıyorum. "Martısız bir liman olur mu?" demeyin. Ben sizsiz oluyorum ya...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.