HEMŞİRE OLABİLMEK...
Korka korka çıktık Ankara’nın taşlı Bademlidere yollarına. Son yılın son stajlarından biri başladı; Halk Sağlığı… Geçmiş yıllarda birçok talihsizlikler yaşanmış sözde bizim okulda. Ondan mıdır, bilinmez, biraz tedirgindik. Nilgün hocamızın doğumgünü vardı. Ben de erkenden pastayı alıp bizim Diş Hekimliği Fakültesinin önünde servisi beklemeye başladım, diğer arkadaşlarla beraber. Önyargılarımızı yenemeden servise bindik sabah saat 08:45’te.
Bademlidere’de TODAM (Toplum Dayanışma Merkezi) var, bizim birlikte çalıştığımız. Yaklaşık 10 dakikalık kısa ve heyecanlı bir yolculuktan sonra bağlı olduğumuz kuruma geldik. Aile bulup en kısa süre içerisinde sağlık eğitimlerine başlamamız gerekiyordu. Hepimizin aklında binlerce soru vardı.
‘’ Ya aileler bizi kabul etmezse?’’
‘’ Ya başımıza bir şey gelirse?’’
‘’ Peki ya yardımcı olamazsak, yetemezsek onlara, o zaman ne olacaktı?’’
Son verdik tepemizdeki sorulara, çantalardan defterlerle kalemleri çıkartıp ‘’Hadi bakalım, tabanlara kuvvet.’’ diyecektik ki, amcanın biri sınıfa girip ‘’Aşure yemeye bekleriz evimiz hemencecik şurda’’ demez mi!
Çanta ve defterler itinayla yerine bırakıldı, hocalardan izin alındı ve koşa koşa amcanın peşinden gidildi, tabi. (Üstte gördüğünüz resim aşure ikramından bir anı olarak kaldı. Teyzenin yanındaki beyaz önlüklü de benim. )
Aşure keyfinden sonra ‘hemşire’ profiline girip, kapı kapı gezmeye başladık. Gezmeye başlamadan önce, açılan her kapının ardında bir buruklukla karşılaşacağımızdan pek bir habersizdik. Dolanıp durduğumuz bölge, deprem vs. gibi doğal afetler sonucu evsiz kalanların gelip, gecekonduda kaldığı yerlerdendi. Yollar yokuş mu yokuş, okullar da okul demeye bin şahit isteyen cinstendi. Bunu yazıp yazmama konusunda tereddütte kaldım ancak objektif olmam ve eleştirel bakmam gerektiğinden her şeyi olduğu gibi açığa vurmak istiyorum. Öğretmenlerle görüştüğümüzde, onlardan yalvaran gözlerle birkaç bilgi istedik, öğrencilere dair. Odalarına girdiğimizde salata yiyorlardı. Yemek yemeleri değil sorun, en azından, az biraz samimiyet olsaydı… (Bu kısmı hatırlamak sinirimi bozduğundan ve öğretmenlik mesleğine sonsuz saygım olduğundan es geçiyorum.)
Engelli bir çocuk hakkında kısa bilgiler aldık okuldan. Çocuk okula haftada 1-2 kez geliyormuş. Annesinde ve kardeşinde de varmış aynı engel. Öğretmenler yarım ağız bir şekilde ‘’akraba evliliğiydi galiba’’ dediklerinden işin genetik olduğu kanısına vardık.
Ne olursa olsun bu aileyi almalıydım. Ne olursa olsun gücüm yettiğince birşeyler yapabilmeliydim şu 1.5 ay içinde.
Okuldan çıkıp en yakın arkadaşımla beraber aile arama maratonuna devam ettik. Doğu Anadolu’dan gelmiş olan bir aile daha buldum neticede. Son ailemi de bulup, içim bir yandan huzursuz, bir yandan da, bir şey yapabilme ihtimali bulduğumdan olsa gerek, mutlu bir şekilde TODAM’a geri geldim.
Yazdıklarımı kısa tutmak durumundayım yoksa yazılacak çok şey var bu konu hakkında. Hemşire olabilmek diye girdim yazıya. Hemşire olabilmek zordur. İçinizdeki insanlığa ket vurmuşsanız, konuşmak, içinizdeki düğümleri çözmek, sizinle ağlayanla ağlamak, ‘ben hastayım’ dendiğinde gözlerin buğulanması… Neredeyse imkansızlaşır tüm bunlar. Zor meslek seçtim. Hep öyle derler, etrafımdakiler. İçimi okşayan bir adet cümlem var bu meslek için;
‘’Gülümseyebildiyse insanlık, zorluklarım pamuk şekerimdir.’’
Hemşireleri sevmeniz dileğiyle…
YORUMLAR
‘’Gülümseyebildiyse insanlık, zorluklarım pamuk şekerimdir.’’
ne mutlu size
öğretmenlik,hemşirelik gibi meslekler; malzemesi insan ve sevgi olan meslekler.. duyarlı olmadan hissetmeden yapılamaz..
eminim hstalarınız çok şanslı
harika bir yazıydı
iyi ki okudum sizi
KADIN
ALPEREN OZAN
Bodrum'dan selamlar:)
Hangi iş ya da meslek ile uğraşılıyorsa öncelikle özverili olmak, o mesleği sevmek, kendine yakın bulmak, ciddiye almak ve istenilen şeyleri insanca düşünüp çok daha fazlasını yapabilmektir. Duygusal bir yazıydı. Aklıma ilk köye gidişim geldi. Birleştirilmiş sınıflar, yani her sınıfın öğrencileri vardı okulda. Çok ilginç şeylere tanıklık ettim ve onların karşısında kendimi oldukça tuhaf buldum...Başarılı biri olacağınız her halinizden belli, ha bir de işe yazarlığı da katmalı bence:)Sevgiyle kalınız...
merhaba mesleğe ebe hemşire olarak başlayıp kurumumuzda her görevde yer almama rağmen beni en çok mutlu eden bir insana yardım eli uzattığında ondaki gördüğün mutlu yansımadır... başarılar diliyorum içten yalın yazına. sevgilerimle... başarılar yolun daima açık merhametin ışığında hep var olasın sevginle..
Hemşire olabilmek zordur. İçinizdeki insanlığa ket vurmuşsanız, konuşmak, içinizdeki düğümleri çözmek, sizinle ağlayanla ağlamak, ‘ben hastayım’ dendiğinde gözlerin buğulanması…
Güzel paylaşım olmuş vesselam:) Bu arada ablam da bir hemşire ...
Hemşireleri sevmeniz dileğiyle…
katılıyorum :)