- 732 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR KADIN MASALI
Dünya üzerindeki erkeklerin birçoğu kendisi olmadan kadının çocuk doğuramayacağını düşünüp kadını eziyor.Halbüki bakınız; inasanın şekil aldığı yer anne karnıdır.Yani kadının içidir.Beslenmesini annesi üzerinden yapar.Kadın onu doğuruncaya dek acılar çeker.Doğum sırasında ise neredeyse ikiyüztane kemiyin aynı anda kırılması gibi bir acı yaşar.Bunu bilmek için okullar bitirmeye gerek yok.Bunu bilmek için doktor ,mühendis olmaya hiç gerek yok.Bunu bilmek için yüreğinin ucunda küçücük de olsa bir vicdan taşımak yeterli olur.Bir kadın tek başına çocuk yapamayabilir.Ama Dünya’ya gelen çocuğun büyük sorumluluğu kadına aittir.Gerek karnında gerek dışarda onu hep kadın gözler.Bir erkek bir çocuğun ağlamasına bile dayanamaz ama kadın öylemi gece uyumaz bebek için.Erkek işe gider bebeğin bütün sorumluluğu kadına aittir üstelik bide ev işlerinin sorumluluğunu üstlenir.Buna rağmen erkekler kendilerini üstün görür.Ama bunları görmezler.
Şimdi bir öykü dinleyelim..
On beş yaşında değeri onbin lira biçilerek satılıp 30 yaşında bir adamla evlenendi bir kadın.Pardon! Çocuk mu ? demeliydim.Neyse,5 kız çocuğundan sonra altıncaya hamile kaldı.Kocası oğlan doğurması için kadını hocalara götürüyor muskalar yaptırıyor.Kadına hiç acımıyor üstüne birde kadını dövüyordu.Buzullar kadar soğuk bir kış günü kadının kasılmaları başladı.Doğum zamanı gelmişti.Kadın acılar içinde kıvranıyordu.Kocası ebe kadını çağırdı.Bir kaç kadın ve ebeyle kadının yatak odasında doğum başlar.İlginç !! adam o kadar hocaya götürmeyi akıl ediyorda nasıl bir hastaneye veya sağlık ocağına götürmeyi akıl edemiyor ?Anlamış değilim.İçerden acı acı inleyen kadının çığlıkları duyuluyor.Kocası kapının önünde elleri başında bekliyor.Birden sesler kesiliyor çıt bile çıkmaz oluyor.Sonra bebeğin ağlayışı duyuluyor.Ebe kadın çıkıyor dışarı.’Nur topu gibi bir oğlun oldu’ diyeceğini düşünürken adam ’Kızın oldu’ diye bir ses duyuyor.Adam bir boğa kadar kzıgın kızgın bakıyor ebeye.İçeri girmek istiyor ama ebe kadın izin vermiyor sonra adam ebeyi itekleyerek giriyor içeriye.Öfkeyle acılar içinde kıvranan kadına bağırıyor ’Yine erkek doğurmayı beceremedin diyor.’Kadın hem acılar içinde kıvranıyor hemde ağlıyor.Bir sene sonra kadın tekrar hamile kalıyor ve erkek çocuk Dünya’ya getiriyor.Adam övünüyor kendisiyle,o başarmış oğlan doğurmayı.Şenlikler düzenliyor oğlu için,yemekler veriyor.Sonra adam yetişen dört kızını tarlada çalıştırmaya başlıyor.Dört kızı hastalığa yakalanıp ölüyorlar.Annesinin içine bir ateş düşüyor.Artık Dünya da kalan tek varlıkları Naime ve Mehmet oluyor.Adam geçirdiği bir traktör kazasında yatalak kalıyor.Kadına bir çok kişi talip oluyor.Ama kadın kocasını bırakıp gitmiyor.Ona bakmaya devam ediyor.Mehmet büyüyor ve pis işlere bulaşıyor.Naime bunu görüyor ve babasına söylüyor.Babası onla konuşmaktan başka hiçbirşey yapamadığı için oğlunu uyarıyor.Mehmet dinlemiyor.Babasına eziyet etmeye başlıyor.Babası yine uyarıyor oğlunu herşeye rağmen.Evde kimsenin olamamasından fırsat bulan Mehmet yine babasını dövemeye başlıyor.Tam o sırada Naime eve geliyor.Babasını dövdüğünü görünce babasının üstüne bir kalkan gibi kapanıyor.Memet kör olmuşcasına Naimeye vurmaya başlıyor.Cebinden çıkardığı bıçakla babasını yaralamak ister ama Naime buna izin vermez.O sırada Naime yaralanır ve ölür.Annenin içindeki ateş daha da büyür bu sefer.Mehmet’i hapse girer Naime ise babası uğruna toprağa gömülmüştür.Bir aya kadar oğlunu görmek istemedi anne çok kızgındı Mehmet’e.Yatalak kocasına bakmaya devam etti herşeye rağmen kadın.Kocası özür diler bir gün kadından ve ağlaya ağlaya gözlerini yumar hayata.Kadının hiçbireyi kalmaz Mehmet’ten başka bu Dünya’da.Artık daha fazla söz geçiremez yüreğine.Gider ve ziyaret eder oğlunu.Sarılır ona ve birdaha bırakmaz onu.
İşde öykünün sonu.Babasının değerli oğlu onu öldürmeye kalkarken gözünde hçbir değeri olmayan kızı onun için öldü.Kadını özel kılan budur aslında.Merhameti ve sevgisi.Bu ikisi olmadan yaşayamaz bir kadın.En kötü bir kadın da olsa kalbinde mutlaka nokta kadar olsa da merhamet vardır mutlaka.Dünyadaki en önemli varlığın erkek olduğunu sanan bir çok insan var.Güçlü oluşuyla kendilerini hep üstün görürler erkekler.Bu yüzden hep kadınları o eşi benzeri olmayan varlıkları hep ezerler.Ama unutayalım ’’Erkek ezsin,dövsün diye değil korusun diye güçlü yaratılmıştır.’’Dikkat ederseniz yeryüzünde oluşan savaşların,kavgaların arkasında erkekler vardır.Dernekler,vakıflar ve buna benzer birçok şeyin arkasında ise hep kadınlar vardır.Bilmem farkettinizmi çoğu kadın böcek falan öldüremez.Korktuğu için değil elbet ezemez,öldüremez.Çünkü merhametsiz değildir kadın.
Erkekleri yetiştiren, doğuranda kadındır.Kadın bir nesil yetiştirir.Kızını yetiştirir,kızı kızını yetiştirir ve bu yüzyıllarca akıp gider.Kadın erkek eşittir der çoğuda.Ama bu böyle değildir,kadın hep bir adm öndedir.Kadının sözleri erkeklerden daha üstün olsaydı eğer sokaklardaki çocuklar aç kalmazdı,üşümezdi. Şimdi savaşların yerine moda şenlikleri olurdu belki.Sokaklara şarkılar çalardı bütün çocuklar dansederdi belki de,zavallı günahsız çocuklar öleceğine dansetmeleri daha iyi değil mi? Mitinglerin yerine ise altın günleri.Toplardı kadınlar aç susuz kim varsa mitinglere yani altın günlerine yedirir içirirlerdi.Gelen altınlarla da fakirlere yardım ederlerdi.Bunları yapabilecek olan kadınlardı.Başka hiç kimse değil.Çünkü başka hiçkimsede kadınalrda olduğu kadar merhamet,şefkat duygusu yoktur.Kadınlar hep üstündür bu yüzden.Toprağa bile ana derler.Bize verdiklerinden olsa gerek.Hani bir tabir vardır.Ses birden bire kesilip sessizlik oldumu kız doğarmış.Bakın kadınlar doğarken bile herkez susar.Şimdi herkez sussun ve yalnızca kız doğsun.