- 1410 Okunma
- 9 Yorum
- 3 Beğeni
ZEKİ MÜREN’ le BEKLENEN ŞARKI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hani “Adamın .ötünden bal damlıyor” derler ya , işte benim de o sene .ötümden bal damlıyordu.
Bütün sahilleri dolaşacağım diye, motosikletimle Türkiye turuna çıkıp da , Bodrum ‘ da , bir çift güzel göze esir düştüğüm , bütün izini mi Han Restoran ‘ da geçirdiğim günlerdi. Orada Fikret Hakan , Huk, Papatya ile arkadaş olmuş, Zeki Müren’ in masasına oturup, onunla şarkıların o esrarengiz , büyülü nağmelerini paylaşmıştım.
Barmaid Zeynep ‘ e ilgi duyuyor , gece ve gündüz onun yanından ayrılmıyordum. ( Ne yapabilirim ki ; hercai gönlüm , biraz masumiyet, biraz göz yaşı, bir parça da beğenilme gösterisine hemen mağlup oluyor.) Allah’tan ki, diğer garsonlar ve işletme sahibi , benim durmadan aynı tabureye baykuş gibi tünememe ses çıkartmıyorlar , güzel Zeynep’ in hatırı için bana saygı duyuyorlardı.
İznimin son günleri , artık ayrılık acısı ile , iyice duygusallaştığımız bir sıra. O akşam, henüz hava kararmadan barın en dibine ,her zaman oturduğum tabureye kıçımı yapıştırmış, belimden yukarısı tezgâha yapışık, önümdeki rakı , peynir ve kavunla , onun buğulu gözlerinde kaybolmuş , arada bir elimi tutup bırakmasıyla uçuştayım. Diğer bar tabureleri boş, henüz zaman çok erken çünkü. Yaşım 25, ne yaş ama . (Kıymetini bilin gençler)
Kızın elini çekip , toparlanması ile kendime geliyorum. İnanılmaz bir şey , yanımdaki tabureye biraz tombul olduğu için, zorlanarak Zeki Müren oturuyor. Onunla yirmi gün önce ,Durmuş Mercan vasıtası ile tanışmış ve masasında beş ayrı zamanda oturmak şerefine nail olmuştum. O kimseden duyamayacağınız , güzel ötesi , billur , berrak , anlaşılır , öz Türkçe’ si ile sağ koluma girerek konuşuyor ;
“Seni hep burada ve güzel kızımızın tam karşısında görüyorum. Dikkat ettim de , sen yokken kimseyi bu tabureye kimseyi oturtmuyor sevgilin. Sevgilin dedim diye alınma sakın. Aynı tabaktan meze alıp , kadeh tokuşturduğumuz var seninle. Sizi Bardakçı Koyu’ nda öyle bir gördüm ki, selamımı bile almadınız. Duymadınız diye daha yüksek tonla bir daha selam verdim yine cevap yok.
Bir de nedense, sana yakın oturmak isteyen güzel hanımları , en uç yere gönderiyor. Bazen de , bar boşmuş gibi göz göze takılıp herkesi kıskandırıyorsunuz. Sizi izleyerek meçhul bir huşu içinde , mest oluyorum hatıralarımla “
“İnanın selamınızı duymadık . Çok özür dileriz. İznim artık bitiyor. Ne yazık ki , uzun bir ayrılık var önümüzde. Çaresizlikler içindeyim. Muhtemelen Doğu’ ya , komando birliklerine gideceğim. Hayatın akış çizgisini düzeltmek, kıvırıp yönlendirmek bir elimizde olsa…”
“İşte bakın şarkılar, bunun için var çocuklar. Sevenler birbirini ansın unutmasın diye. Haydi sizin şarkınız hangisi ise , onu sizin için hep beraber söyleyelim”
Kızla , aptallaşmış bir şekilde birbirimize bakıyoruz. Ben Türk sanat müziğini çok severim , hatta biraz da söyleyebilirim. Ama Zeynep’ le seçtiğimiz , bizim olsun dediğimiz , hiçbir şarkı yok ne yazık ki. Biraz mahcup oluyoruz , bu en büyük sanat güneşine.
Bodrum’ un Paşası , diğer eli ile Zeynep’ in elini tutuyor. Üçümüz el ele barın köşesindeyiz. Restoranda ,birkaç erkenci daha var. Kafasını, onun sanatına saygısızlık yapılmış , tek ayak üzerinde durma cezası verecek ilk okul öğretmeni gibi sallayarak;
“Sizin bir şarkınız olsun, beni ve birbirinizi hiç unutmayacağınız, dilinizden düşürmeyeceğiniz. Bana ait , beni hatırlatan , en söylemekten zevk aldığım, bazen de göz yaşlarıma hakim olamadığım bir şarkı. İsmi “Beklenen Şarkı “. Tam sizin bu durumunuza uyuyor. Ama sen fazla bekletmeyeceksin kızı değil mi? Bu şarkıda beklemek ve sabır var, kutsallık var , gerçek sevgi var. Üçümüz beraber söyleyeceğiz . Haydi bir, iki, üç.”
“Gözlerinin içine, başka hayal girmesin”
Evet o güzel gözlerinin içinde , benden başka hiçbir hayal istemiyorum. Ne olur, hep beni hayal et. Ben de , hep seni hayal edeceğim, aklımdan çıkmayacaksın.
“Bana ait çizgiler , dikkat et silinmesin”
Ne olur aşkım, çok güzellikler yaşadık, bu yazı, bu çizgiler hep bana ait olsun. Onları silmemek için , ikimiz de gayret edelim. Benimkiler artık çizgi bile değil. Seni , gözümün, kalbimin ve beynimin içine kazıdım sevgilim.
“İstersen yum gözlerini , tıpkı düşünür gibi “
Sen gözlerini yumup ,düşünür gibi yaptığın zaman , bana küçük bir kız çocuğu gibi görünüyorsun. Seni gözlerini yumup uyurken aralık dudaklarından öpmek istiyorum. O kadar güzel oluyorsun ki, dokunup bu muhteşem tabloyu bozamıyorum.
“Benden evvel başkası, sakın seni görmesin
Benden evvel başkası , seni görüp sevmesin “
Niçin ? Olabilir mi? Başkası mı, hayır, hayır ,hayır… Seni başkaları görmesin, seni gören gözler, hemen sana aşık olur . Lütfen herkese görünme, dayanamam bebeğim, dayanamam… Seni sadece ben sevmeliyim , sen yalnız benim aşkım olmalısın .
“Kıskanırım seni ben , kendi gözümden bile”
Evet aşkım , sana bakarken ,(seni kaybeder miyim , seni seven kalbim duruncaya kadar senin için çarpar mı ? ) diye düşünüyorum. O güzelliğine , benim nazarım değmez değil mi?
“Nasıl verirdim seni , bir gün yabancı ele”
Seni vermek mi? Olamaz sen benimsin . Asla bir yabancı giremeyecek aramıza. Asla , asla , asla…
“Sana gelen yollarda, daima beni bekle “
O yoldan sana ,kollarım açık koşarak geleceğim ,inan buna sevgilim. Benim bütün yollarım sana çıkacak, senin hasretinle coşacak motosikletim. Yine geleceğim , yine yaşayacağız mutluluğumuzu kaldığı yerden.
“Benden evvel başkası , sakın seni görmesin
Benden evvel başkası , seni görüp sevmesin”
Vay be , ne güzel bir akşam kesitiydi . O otuz dakika ,hayatımın bütün geri kalanında , diz kapağıma saplanıp , beni soğukta, sıcakta, yağmur yağacakken gıdıklayan, minicik şarapnel parçası gibi , hep kaşındırdı. O şarkıyı dudaklarımda mırıldanırken , kutsal bir mabet e girip, trans haline geçen Buda rahipleri gibi , ruhum çekili kalır, kimseyi dinlemek , konuşmak istemem . O güzel gözleri, kırmızı ojeli küçücük elleri ve Zeki Müren’i rahmetle anarım. Sonradan canına kıyan güzel insan Zeynep’ i , beni onlarla tanıştıran Durmuş Mercan’ı hasretle yaşarım. ( Durmuş da ,beyin tümörü nedeniyle , aramızdan ayrıldı. Gerçek bir dosttu. Aslan gibi , yakışıklı, yiğit bir dost )
Bilmem ,siz bu şarkıyı bilir misiniz? Benim için şarkıların en güzelidir. O geceden sonra , Halikarnas kumsallarında ,iki küçük elini yumak gibi tutup, gözlerimizin ta içine , retinanın çok ötesine bakarak , defalarca bu şarkıyı söyledik. Hiç bıkmadan , usanmadan.
Bazen, postanede kayıt vererek zor bela , saatlerce bekleyerek onu telefonla bulup , şehirler arası falan dinlemez , bir birimize birkaç kelime söyledikten sonra , postanede ki insanların şaşkın bakışları arasında birlikte bu şarkıyı söylerdik. “Hadi ama Zeynep Abla , siparişler bekliyor. İki duble rakı, iki beyaz şarap, bir bira. Çerez de olsun “ diyen garsonlara, gürültü ile gecenin tadını çıkartmaya çalışan neşeli müşterilere, postanede sıra bekleyenlerin, “Yahu kardeşim burada şarkı söylendiğine ilk defe şahit oluyorum . Ayıp yahu “ larına rağmen.
Ne yazık ki ,askerin aşkı bile işte bu kadar oluyor. Yok Kıbrıs, doğu hizmeti, dağlarda aç , susuz ,donarak beklemeler, pusu, baskın , arama ve yaralanıp aylarca hastane köşelerinde bitkisel hayatta kalmam derken geçen yıllarda onu sadece bir kez daha görebildim. Dağları , demirleri , kayaları aşındıran bu zalim zaman, sizin aşkınızı yerinde mi tutar sanırsınız ? Şimdi o artık yok üstelik , sadece şarkımız var dudaklarımdan hiç düşmeyen.
Zeki Müren’ i televizyonda her görüşümde bize armağan ettiği şarkı için ona rahmet okurum. Hele “ Beklenen Şarkı “yı söylerse , o bar tabureleri, ellerimizi sıcacık tutuşu, bir öğretmen gibi aşkımızın şarkısını bize öğretişi gelir aklıma. Hele o kiraz dudaklardan , manolya kokuları gibi içime dolan “ Seni seviyorum” kelimelerini, bana bu en yüce duyguyu yaşatan ,Allah’ın lütfuna şükürler ederek anımsarım.
BEKLENEN ŞARKI
Gözlerinin içine , başka hayal girmesin
Bana ait çizgiler ,dikkat et silinmesin
İstersen yum gözlerini, tıpkı düşünür gibi
Benden evvel başkası, sakın seni görmesin
Benden evvel başkası , seni görüp sevmesin
Kıskanırım seni ben , kendi gözümden bile
Nasıl verirdim seni, bir gün yabancı ele
Sana gelen yollarda , daima beni bekle
Benden evvel başkası , sakın seni görmesin
Benden evvel başkası, seni görüp sevmesin.
İşte böyle bir şey,
Yaşanası, görülesi, unutulmaz, teşekkür için sarılıp öptüğüm , iyilik meleği ZEKİ MÜREN ile , bir yarım saat.
Teşekkürler Tanrım, çok çok teşekkürler.
E. Yaşar Ovalı 17 .11.2013
YORUMLAR
Ne güzel bir paylaşım...kendi adıma teşekkür ederim yaşamda önceliğin ne olması gerektiğini hatırlatan yazınıza istinaden. Benim annem söylerdi o şarkıyı her gece ben uyumadan önce ; babamla ikisinin şarkısıdır ; çok severim...
Canı gönülden tebrikler
Sevgi ve saygılarımla efendim
Değerli Abim.
Ne kadar güzel bir anı bu. Zeki Müren, onun taa siyah-beyaz film döneminde Cahide Sonku ile başrolünü oynadığı ve o günlerde gişe hasılat rekorları kıran Beklelen Şarkı Filminin müziği..Ve bu türkiyeyi göz yaşlarına boğan müthiş aşk şarkısının bizzat onu söyleyen tarafından sizlere armağan edilişi...Her kula nasip olmayacak bir ayrıcalık. Bu konuda Allah siz oldukça cömert davranmış.
Lakin keşke sevgililire ve sevgiler de şarkılar gibi ölümsüz olabilseydi.
Güne gelen yazıyı ve yazarını can-ı gönülden kutluyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Yazıyı okuduğum anda ; işte dedim, günün seçkisi bu olmalı. Yorumumda da öyle yazacaktım neredeyse. Ben bu işten anlıyorum galiba. Kendime olan güvenim arttı.
Sizi tekrar tekrar kutluyorum ; o güzel duyguları yaşadığınız ve bize aktardığınız için.
Zeki Müren, bence güzel Türkçemizi en güzel konuşan, ülkenin gelmiş geçmiş en saygın, insanlara en kibar davranan, en saygılı davranan sanatçılarının başındaydı.
Gerçekten güzel bir anı yazısı.
Benim de Bodrum'da yaşamışlığım vardır üç buçuk yıl kadar.
Paşa da oradaydı.
Tanışmak, konuşmak kısmet olmadı ama, çokça karşılaştığımız oluyordu.
Hikayenizi ilgi ile okudum.
Türk sanat müziğini ve sanat güneşimiz Zeki Müren'i seven biri olarak,
çok haz aldım yazınızdan.
Beklenen şarkı da, gerçekten başka güzellikte bir eserdir...
Tebrik ediyorum.