- 3128 Okunma
- 22 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN MODELLERİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bunu yazmamın sebebi açık sözlü ve fazla gerçekçi biri olmam belki de… Hayalleri hep reddeden, etrafındaki kadınları dikkatle izleyen ve çocukluğundan bu yana en yakın arkadaşlarını erkeklerden seçmiş biri olmam ya da…
Açıkça söylemek şart ki; kadınlardan sıkılmış olmam aslında! Tüm modellerinden, özellikle de fedakâr, anaç, sadık, sessiz, çok konuşan, kıskanç, küçük kadın, namus budalası modelleri kastediyorum!
Fedakâr Kadın Modeli: İşte karşınızda hayatın en zavallı kadın modeli! Sabah erken kalkar kahvaltı hazırlamak için… Hiçbir değeri olmayan, hiçbir karşılık beklemeyen kadınlar bunlar… Sevgilisi, arkadaşı, eşi ya da çocukları için hep veren kadınlar! Bize de böyle öğretilmiyor mu? Erken kalkmak, sessiz olmak, hep ama hep vermek! Bu model kadınlar çok! Daha doğrusu çok olduklarını belli etmeyen bir topluluk! Hep geride. Hep gizlenen kadınlar… Annelerimiz mesela… Çoğumuzun ki hep bir eylem halindedir. Hep bir hazırlık, hep bir panik ve tedirginlik içindedirler ama asla seslerini çıkarmazlar. İtiraz etmezler, haklarını almazlar, ezilirler. Kendi kendilerini ezerler. Adam birine kızar kadından alır hırsını! Kadın susar, kendinden alır hırsını. Hücrelerinden! Kansere yakalan kadınlar hep fedakâr kadınlardır. Sevmiyorum onları! Kendinden önce karşısındakini, üstelik Onu hiç umursamayan birini düşünen kadınları! Ki bu kadınlar çocukları için bile fedakâr olsalar dahi asla benim gözümde kabul göremezler. Kendini düşünmeyen biri karşısındakine hiçbir şey veremez. Bencillikten bahsetmiyorum, öncelikten bahsediyorum. Fedakâr kadınlar cüretkâr insanların her zaman kârı olurlar! Benim için gerçekten zavallılar!
Anaç Kadınlar: Ailenin “tek oğlu” asla “tek kızıyla” bir değildir! Bu toplumda erkeklerin bilek gücü her şeyi halleder gibi bakılır. “Başımda erkeğim olsun da nasıl olursa olsun!” “Kızım kocana karşı gelme, o evinin direği” “Kızım ben babana hep saygı duydum. Sen de kocana saygı duy!” Bu tür sözler belki de bugünlerde gerçek anlamını yitirdiği için böyle mide bulandırıcı geliyor bana! “Kızım şu masayı toplamama yardım et!” Neden Ali de yardım etmiyor dediğinizde hemen cevabı alıveriyorsunuz, “kızım o erkek, erkek adam masa toplar mı biz dururken!”… Ne kadar aşağılayıcı bir tavır. Bunu bize yapanlar annelerimiz! Bunu erkeklere yapanlar da annelerimiz! Hep kadınların erkeğe duyduğu tapınma duygusundan dolayı berbat oldu tüm ilişkiler. Hep onların yüzünden böyle sorumsuz ve yalnız ve bencil ve sadakatsiz yetiştirildi erkekler! Annelerimizin bitmek bilmeyen “erkek çocuk” saygısından dolayı değişti her şey! Aslında değişmedi de, hep öyleydi! Annesinin yemeklerini sayıklayan kocaman evli ve baba olmuş erkekler, annesinin şefkatini hayatına giren kadınlarda arayan ama doğalarına da aykırı davranamayan ve bu yüzden çelişkilerle, dengesizliklerle bir sürü hayatı mahveden erkekler! Boşanmaların en büyük sebebinin “erkek annelerinin” her zaman ilişkilerde, sofrada, yatakta bile olması ve her defasında annesine sığınan erkekler hep biz kadınların kurbanı oluyorlar aslında! Onları kendi ellerimizle kendimizden uzaklaştırıyoruz! Kadın onlar için anne ile başlıyor ve maalesef kadınların aşırı duygusal ve içgüdüsel yaklaşımları yüzünden erkekler bir türlü “erkek olamıyorlar!” Annelere değil bu laflarım, anlatmak istediğimi zor anlayacak insanlar biliyorum ama sözüm “kadınlara!” Annenin kutsallığının bir sürü inancı yıkıp geçmesine!!! Oysa biri bende annesini arıyorsa bu gerçekten tehlikeli demektir! Babasına benzeyen adamlarla evlenen kadınların durumunun da bundan “ASLA” hiçbir farkı yok! Konu kadın olduğu için sadece bu cinse dokunduruyorum! İnkar edemezsiniz, “hep annesi hep annesi bıktık artık” cümlesini kaç kadından duymuşsunuzdur kim bilir!
Sadık Kadınlar: Tek bir söz söylenebilir; aldatıldıklarında erkeklere sövmekte kesinlikle haksızdırlar! Bir gün “erkek çocuk annesi olduklarında” “ah oğlum eğer kötü kıza tutulursa ne yaparım ben” ya da çocuklarına bir kızın zavallı bir aşkla bağlı olduğunu ve oğullarının hep kendini alttan aldığını öğrendiklerinde “aslan oğlum benim” dememe yüzdeleri kesinlikle 0!
Erkek ya, elinin kiridir! Kızları kötü bir adama varırsa da, “aman kızım kocana karşılık verme, sabret, yuvanı yıkma!” dememe yüzdeleri de 0’dır!
Bir kadın bir erkeğe “anne ile sevgilinin” arasındaki ayrımı öğretebilecek kadar zeki ama bunu asla karşıdaki bir “kadın” olduğu için öğretmeyecek kadar da bencildir! Kadınlar bu yüzden sadıktır! Erkeklere değil, annelerinin ve toplumun dayatmalarına sadıktır aslında! Aldatan kadın namussuzdur, aldatan erkek çapkın! Hangisi doğru; ikisi de yanlış! Tek bir doğru var; kadın da erkek de insandır, hayvanlar bile birbirine insanlardan daha sadıktır! Öyleyse insan iradesiz ve ilkel kalmış bir yaratıktır!
Sadakat çok zor gösterilebilecek bir fedakârlıktır! Herkes bunu hak ettiğini savunur ama maalesef hak eden zor bulunur! Bunu bulamadan ölense çoktur!
Sessiz Kadınlar: Bu kadınları da sevmiyorum. Dolayısıyla bu yönümü de! Hiçbir dertlerini anlatmazlar, genelde anlattıkları şeyler karşılarındakine yetmez! Sorun yokmuş gibi davranırlar. Hayata karşı o kadar güvensizdirler ki artık onları üzen şeyleri de konuşmaktan zevk almazlar! İçlerine atarlar. İnsanı delirtirler. Sustukça uzaklaşırlar herkesten. Kimse onlara dokunsun istemezler! Kimse soru sorsun istemezler. Kendileri ile ilgili hiçbir soruyu sevmezler. Soru da sormazlar. Genelde hep neşelidirler! İyi oyunculardır! Kaçmazlar ama ortaya da çıkmazlar! Bilirler ki konuşsalar da boş! Anlayan çıkmaz! Herkes bir şekilde aynıdır onlar için! Kimseye bağlanmak istemezler. İyi dinleyicilerdir! Hep dinlerler. Ama biri onlara kalkıp da eee sen anlat dediğinde ne anlatayım ki aynı der geçiştirirler. Bu kadınlar aslında içinde fazla şey taşıyan kadınlardır ama asla fazla olanı göstermezler. Doğuştan değildir bu özellik, yaşananlar bu kadınları bir şekilde susturur. Erkekler çok konuşan kadınları sevmeseler de yine de susan bir kadın konuşan bir kadından beterdir! Bunu bilirler! Susan kadınlar her zaman yalnızdır! Sevmem bu kadınları! Ben de sessiz bir kadınım. Yani anlamlı olan şeyleri susarım!
Çok Konuşan Kadınlar: Bu kadınlar her şey hakkında konuşurlar ve aslında best of listelerinden hiç çıkmazlar! Aslında bu kadınları severim. Onlar kadar çok konuşup az şey biliyor olmayı isterdim! Çok hem de! :S
Kıskanç Kadınlar: Ne kadar inkâr etseler de erkekler kıskanmayan bir kadını asla hayatlarına almazlar! Bu kadınları da severim! Paranoyak zekâlı ve tehlikeli kadınlardır! Takdir ederim!
Küçük Kadınlar: Maalesef bugün etrafımızda gördüğümüz her kadın küçük kadındır! 15 yaşında hatta daha bile erken yaşlarda her şeyin tadına bakmaya çalışıp 30’un da bir sonraki modele dönüşen kadınlardır. Bkz. Histerik kadınlar…
Histerik Kadınlar: Hayatta birçok şeye ya erken ya da çok geç sahip olup, kolaylıkla sahip olup hazmedemeyen ve hayatı boyunca sevgilisiz, ilgisiz ve yalnız kalamayan kadınlardır. Zararlıdırlar! Çok zararlıdırlar! Yalan söylemek, iftira atmak, saldırgan olmak onlara göre kolaydır. Asla normal bir ölümleri olmaz!
Namus Budalası Kadınlar: Bunlar hayatları boyunca bastırılmış dürtülerini kendilerini kandırarak kullanırlar. İçlerindeki gerçek kadını tanıyamazlar ve her şeyin iki bacak arasında olduğunu sanırlar. Raporlar alır ortalarda dolanırlar, evlenmeden asla olmaz diye her yerde konuşurlar, bir erkekle tanışır tanışmaz ilk sözleri “cinsellikleri” üzerine olur! Her yerde bakire olduklarından bahseder dururlar. Çarşaflarının içine deri iç çamaşırları giyenlerden hiçbir farkları yoktur aslında! Namus’un beyinde olduğundan haberleri yoktur. Ne yazık ki onlar bu kurallardan bahsederken zaten çoktandır tüm o kuralları ihlal etmişlerdir! Susup oturmayı bilmezler! “En yakın arkadaşım benim sevgilimle beraber oldu” dediğimiz o en yakın arkadaşlarımız bu tür modellerdir! Çok konuşandan korkulmalıdır!
Bu kadarına dayanabildim! Maalesef bu modellerden en çok tercih edilenleri sessiz kadın modelinin altında yazdığım modellerdir. Bunun da nedenini açıklamama gerek yok sanırım! Ama ne yazık ki kadın gibi kadın ya da adam gibi adam ve en doğrusu insan gibi insan olduğunuz zaman asla o modeller kadar değerli olamazsınız!
Bu bir kızgınlık anı yazısı değil asla! Bu ne yazık ki tamamen bu dünyada kısa yoldan ayakta durabilmek için olmak gereken modeller üzerine bir yazı! Olamayacağınızı bile bile üstelik!
Umarım bu ironiyi birileri tam anlamıyla anlayabilir!
Kadınları sevmiyorum! Güvenmiyorum da! Erkekler bana göre “tek” suçlu değiller! Onların bir sürü yandaşı ve öğreticisi var! Kadınlar! Hiçbir erkek arkadaşının saçını, giysisini, sevgilisini kıskanıp da kafasını fesat planlara yormaz. Erkekler doğasına uygun davranır. Kadınlarsa birbirinin doğasını kirletmek için yaşarlar! Tehlikelidirler! İki erkek kavga eder ve kavga bittiğinde her ikisi de yollarına devam ederler. Birbirlerinin arkasından ASLA KONUŞMAZLAR! Kadınlarsa her şeyi derinden planlar ve HİÇ SUSMAZLAR!
İki erkek birbirinin göbeğine bakıp kim daha çok bira içiyor diye gülüp eğlenirlerken, iki kadın birbirinin kusurlarını asla birbirine söylemezler! Kadınların en büyük düşmanı kendileridir!
Bkz. Bugün “hanımefendi” denilen kadınlar sabah programlarında onlara “hanımefendi” olma sıfatını kazandıran kadınlara (kadın=reyting kaynağı) gerçekten de “hanımefendi” gibi davranıyorlar! Görüyoruz!
Asil ve akıllı davranmayan, erkeği “tanrılaştıran” bir kadın ne hakla Onu lanetleyip, inkâr edebilir?
Ne ekersen onu biçersin, unutmamak lazım, başınıza gelebilir!
Kasım’06
YORUMLAR
sadece bir yazı..düşüncenin vücüt bulmuş hali.içeriğinde bu kadar derinlere inilmesini anlıyamadım..psikoloji ile ne alakası var?
günümüz toplumunda yaşayan kadın tiplemelerini gayet açık bir dille ifade etme yoluna gitmiş.
maalesef çisel hanıma katılıyorum.yazı içinde teşekkür ederim.
ÇİSEL KARDEŞİM ENTERESAN BİR KİŞİLİK OLDUĞUN KESİN .YAZINI DİKKATLİ ÖNCEKİ YAZINI OKUDUĞUM KADAR DİKKATLİ OKUDUM AMA HAKSIZLIK YAPMIŞSIN İSTERİK KADIN MODELİN YOK MESELA NEDEN ACABA ? KENDİNİ BU GRUPLARIN DIŞINDA BİR YERLERDE GÖRDÜĞÜN ANLAŞILIYOR ..İŞİN RUHSAL YÖNÜNE BAKARSAK BU TİP SINIFLAMA YAPAN İNSANLARIN GEÇMİŞİNDE ÇOK KÖTÜ OLAYLARIN OLDUĞUNU GÖRÜRÜZ ..YA ANNE ÇOK KÜÇÜK YAŞLARDA TERK ETMİŞTİR ,,YA EŞİ BAŞKA BİR KADIN TERCİH ETMİŞTİR ,BİR KADININ NEFRET ETMESİNİN BİR SEBEBİ VARDIR ..AYRICA ANNELERİ KATMADIM DEMİŞSİN NASIL KATMIYORSUN YAZMADIĞIN MODEL VARMI YANİ BUNLAR HARİCİ BİR KADIN MODELİ HADİ ANNELERİN HEPSİ O KATEGORİDE OLSUN PEKİ BU YAZDIĞIN TARZ KADINLARIN ÇOCUKLARI YOKMU SENCE ...BIRAK SAVUNMA YAPMA YAZDIN AYRI MEVZU AMA SAVUNULACAK TARAFI HELEDE ANLAŞILACAK BİR TARAFI YOK BU YAZININ ..YA DA BEN APTALIM
anlamadım gitti ya da ben anlatamadım bir şeyi ...
beğenmediğiniz bir yazı olabilir .. eleştirebilirsiniz buna herkesin hakkı var ..ki benim de hakkım var kim olursa olsun isterse en yakın arkadaşım olsun yanlış bir şey varsa notumu düşebilirim .. dostluk bunu gerektirir .. burası bir edebiyat sitesi yanlışlarımızı düzelteceğiz ki bir adım ilerleyebilelim .. yoksa bir fan clup kurar orada sevgi yumağı olabiliriz .. ben kimseden çisel benim dostumdur eleştirmeyin demedim ... eleştiri boyutlarınız hakaret boyutuna ulaşmasın dedim sadece ...
ki
öznur hanım size ait bir küçücük notum yokken neden bu yazıyı yazdınız şimdi bunuda anlamış değilim ...
Sevgili Çisel Hanım
Demişsiniz ki:
“Yazdıklarımı tarafsız bir gözle okumayı başaramadığınızı anladım. Bu yazıda annelere sarfedilmiş bir hakaret olduğunu düşünenlerinizin gerçekten de bundan hiçbirşey anlamamış olduklarını bir kez daha farkettim.“
Taraflısınız!!!”. ”... bu nasıl bir zihniyettir ki annelerimize hakaret etmiş olduğumu düşünebilsin!!!”
”Anneleri araya sokmanız nasıl bir cürettir hala anlayamıyorum!!!”
Sadece yazınızdan alıntı yapacağım:
“Fedakâr Kadın Modeli: İşte karşınızda hayatın en zavallı kadın modeli! Sabah erken kalkar kahvaltı hazırlamak için… Hiçbir değeri olmayan, hiçbir karşılık beklemeyen kadınlar bunlar… Sevgilisi, arkadaşı, eşi ya da çocukları için hep veren kadınlar!
… Annelerimiz mesela…
... Sevmiyorum onları! Kendinden önce karşısındakini, üstelik Onu hiç umursamayan birini düşünen kadınları! Ki bu kadınlar çocukları için bile fedakâr olsalar dahi asla benim gözümde kabul göremezler. Kendini düşünmeyen biri karşısındakine hiçbir şey veremez. Bencillikten bahsetmiyorum, öncelikten bahsediyorum. Fedakâr kadınlar cüretkâr insanların her zaman kârı olurlar! Benim için gerçekten zavallılar!”
Konuyu yanlış yerden tutarak mı işlemişsiniz acaba? Kendinden çok başkalarını düşünüp, aşırı fedakar olan kadınların iyi niyetlerinin sömürüldüğü konusu, belki sadece anneliğe getirilmeseydi daha kabul görürdü diye düşünüyorum. Türk aile yapısının kutsal olduğunu ve bu yapıda anne olgusunun çok önemli olduğunu hepimiz biliriz. Sanırım yazınızda kastetmeye çalıştıklarınızı, belki zamansızlıktan çok irdeleyemememiş olabilirsiniz. Yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilecek cümleleri daha titizce kurmuş olabilseydiniz keşke. Anne olduktan sonra evlat sevgisiyle ne kadar fedakar olunabileceğini ve bunun o sevginin gücüyle ne kadar içtenlikle ve gönüllü olarak yapıldığını bir bilseniz... Hangi anne öncelik olarak kendi rahatını düşünebilir ki? Bebeği ağlarken “Benim uykum var!” ya da çocuğunun kendisine ihtiyacı varken “Yorgunum. Sonra!” diyebilir mi ki? Kaç yaşına gelirlerse gelsinler üstelik (tecrübeyle sabit ) bu konuda inanın hiç bir şey değişmiyor. Koşulsuz sevgi, annelik vasfında var ve bu Allah’a en yakın vasfın duygularıdır. Bu da ne kadar anlamlı ki kadına verilmiş.
”Okuduğumuzu anlayalım lütfen...”
“Benim için gerçekten zavallılar!”
Bu tür bir söylemle söze girerseniz, böyle anlaşılması doğaldır. Sizden toplumsal analizle doğru ve bilimsel tespitler yapmanızı beklenmiyor ama fikirlerinizi her tip kadına fazla sert söylemler olmadan dile getirse idiniz sanırım bu tür tepkiler almazdı.
”Kadın düşmanı falan da değilim. Erkek taraftarı hiç değilim!!! “ demişsiniz; bu da yazınızın sonuda yazdıklarınızla tam tersi anlaşılmakta.
“Bu kadarına dayanabildim!”. “Kadınları sevmiyorum! Güvenmiyorum da!”. “Erkekler doğasına uygun davranır. Kadınlarsa birbirinin doğasını kirletmek için yaşarlar! Tehlikelidirler!”
Vs. vs.
Benim tepkim sadece; “Ekonomik özgürlüğümü elime aldım, kadın-erkek eşitliği illa ki! Ben de özgürüm. Erkeklerden ne farkım var?” gibi buna benzer yaklaşımlarla aslında yapılan yanlışları anlamadan gelinen toplumsal durumun vehametinedir. Bu yanlışlar nelerdir, uzun uzun konuşabiliriz ki hak verceğiniz söyelmelerim olacaktır eminim. Yoksa ben de ne kadının ne de erkeğin ezilmesine, sömürülmesine yandaş biri asla değilim. İnsan değerlidir. Herkesin hakkını herkese teslim etmekte fayda var. Herkesin doğasında olan vasıflarının inkar edilememsi gerektiği gibi.
Tabi ki bunlar sizin fikrilerinizdir ve istediğiniz platformda istediğiniz söylemlerde bulunabilirsiniz. Buna karşılık takdirler olduğu gibi eleştiriler de olacaktı doğal olarak. Belki hem fikirlerimizi ifade ederken, hem eleştirilerimizi yaparken sert ifadeler yerine, kimsenin alınmasına, kırılmasına sebebiyet vermeyecek şekilde, daha sevecen ya da saygılı olunabilir. Ki buna hayatımızın her alanında dikkat etmeliyiz de zaten.
Buradaki insanlar da şair yürekli, iyi niyetli dostlar bunu da hepimiz biliyoruz. Bazı konularda hassasiyet göstermişlerse kendilerince haklı sebepleri olabilir. Herkesin bakış açısı, hassasiyetleri vardır. Bunu da anlamak lazım. Ben burada hiç bir dostu birbirinden ayırt etmem ve kimse için kimseyi harcamam ve harcatmam da. Bulunduğum her ortamda sevgi, dostluk, barış, Hak ve adalet olsun isterim, bunu yaratmaya çabalarım, sen de beni tanıyorsun.
Herkes birbirini daha iyi anlamaya çalışarak, yine dostluk ortamında güzel paylaşımlarımıza devam edelim. Dost dostunun vermeye hazır olduğu her şeyi paylaşmayı bilmelidir. Fikirlerimizi, dertlerimizi, kızgınlıklarımızı, sevgilerimizi, her şeyi. Beğeniliriz, beğenilmeyiz ama önemli olan dost olabilmek ve dost kalabilmektir. Tepkilerimize daha anlayışlı olmaya çalışarak dikkat edelim.
Mesela dün gece geç saatte baya bir uğraşarak kafa patlatarak hazırladığım şiirimi siteye ekledim. Hep yaptığım gibi bir de fon resmi ekledim. Resim temaya uysun diye seçtiğim, o yorgun zihinle yanlış anlamlara gidebileceğini kestiremediğim bir resimdi. Dostlarımız yorumlarını eklemeye başladılar. Bunlardan biri, şiririme güzel olan bir yorum da yazmış olan bir dostumuz, mesajdan bana dedi ki “Öznur Hanım siz hristiyan mısınız? Resim onu çağrıştırıyor da”. Tabi ki şok oldum. İnancı kuvvetli, dinin gereklerine göre yaşamaya çalışan, üstüne bir de Tasavvuf terbiyesi almış biri olarak şok olduğum bir andı. Hemen kendimi toparladım ve verdiğim cevap şu “Teşekkür ederim Dost. Beni uyararak yanlış anlaşılmamı önlediniz. Elhamdülüllah müslümanım. Hatta layık olmaya çalışanlarından da biriyim.” Gelen karşı cevap ise önceki tüm mesajı dostane olan, sadece “siz şu musunuz?” cümlesinde yaptığı sert söylemine karşı özür diler mahiyette ve gönül alıcı idi. Yani anlatmaya çalıştığım, sosyal ortamlarda her tür tepki olabilir. Hep alkış beklemek yanlıştır. Kendinize karşı sevgiyi de saygıyı da kendiniz yaratır, kazanırsınız. Bazen bu kolay olmayabilir. Hatta bir başkasından destekle kabul beklemek de yetmeyebilir. İllaki kendiniz seveceksiniz ki sevilesiniz. Yani ne duygu üzere enerji yollamışsanız, o size geri dönecektir.
Önemli olan celali cemale çevirebilme yetisi, sevgi üzere olabilmektir.
Yasemin Hanım’ın da eserlerine rast gelmemiştim ama buarada sözü geçimiş olunca bir inceledim. Sanırım bestelenmiş Ziynet Sali ve Işın Karaca’ya. Ne kadar güzel. Daha önce de dediğim gibi, hemcinslerimin başarılarıyla gurur duyuyorum daima, bu kim olursa olsun. Her şiir her şarkı herkesin beğendiği olacak diye bir kural yok tabi ki. Önemli olan bir şekilde herhangi bir platformda başarı elde etmek ise, alkışlamak gerek sadece.
.....................................................................................
Sevgili Zeki,
Can.. Dost... Güçlü kişiliği ile sevgi adamı... Çevresindekileri koruyan, destekleyen, iyi kalpli zarif gönüllü insan. Burada yapmaya çalıştıklarını, seni uzunca süredir yakın tanıyan biri olarak anlayabiliyorum. Senin dostun benim de dostum bunu bilirsin. Her yerde ve her şeyde desteğin olduğumu da. Tıpkı o güzel ve dev gölgenle hep yaptığın, senin gibi...
.....................................................................................
Ben Çisel Hanım’a dost elimi uzatıyorum. Kabul ederse. Tabi Yasemin Hanım’a da.
Madem ki Sevgili Zeki’nin daveti ile aramıza katıldınız, kabul ederseniz bundan sonra ben de yanınızda dostane duruyor olacağım.
Burada uzun yazdım. Sebebi Sevgili dost/larıma verdiğim önemdendir.
Sevgilerimle
.................................................................................
NOT: Sözlerimin sadece bir paragrafı can dosta idi. Düzelttim.
öznur karayumak tarafından 1/4/2007 3:01:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
uzun bir süre suskun kalmak istedim ama iş hakaretlere gidince bir ikinci yorum düşeyim dedim...
yasemin pulat ve çisel onat her ikiside çok değer verdiğim sanatçı " y a z a r " kimlikleri olan dostlarım her ikisinede beni kırmayıp istemizi onurlandırdıkları için sonsuz teşekkürlerim vardır...
bir eseri beğenirsiniz veya beğenmezsiniz bu sizin bir tercihinizdir yorumlarınızı yaparken hakaret hakkı tanımaz size beğenmediğiniz bir yazı
sevgili dilenci
sizi uzun süredir izliyorum özellikle de "çisel" "yasemin pulat" bu siteye ayak bastığı süre içinde ki tavrınız mantık dahilimde bir yere oturtamadım her iki üyeye yaptığınız yorumlarınız ilginç ... neden tepkilisiniz daha önce farklı bir platformda karşılaştınızmı hiç bunu anlamak istiyorum sadece ...
daha ilk yasemin pulat siteye geldiği esere yaptığınız yorum bu ...
"İYİ KARŞILANMIŞSINIZ
BAKK
SAİR HANIM
GÜNÜN ŞİİRİ VE ŞAİRİSİNİZ
HER NE KADAR ŞİİRLERİNİZİ OKUMADIMSADA
HIZLI BİR GİRİŞTİ
BU GÜN BÖYLEYSE YARIN NE OLUR BİLMEM
NEYSE
BENİM ARZULADIĞIM ŞİİR GİBİ ŞİİR GÖREBİLMEK
GÜNÜN ŞİİRİNDE"
Yazdıklarımı tarafsız bir gözle okumayı başaramadığınızı anladım. Bu yazıda annelere sarfedilmiş bir hakaret olduğunu düşünenlerinizin gerçekten de bundan hiçbirşey anlamamış olduklarını bir kez daha farkettim. Ben kadınların kendilerini tanımadan, kendilerine saygı duymadan, kendi isteklerini göz önüne almadan köle gibi zorunlu gibi herkese her an yetmek zorunda olmalarının ruhlarına zarar verdiğini ve onları hem erkekler hem de diğer tüm insanlık için değersizleştirdiğini anlatmak istemiştim!!!
Taraflısınız!!!
Hakaret boyutuna ulaşan yorumlara cevap vermek istemiyorum ama bu nasıl bir zihniyettir ki annelerimize hakaret etmiş olduğumu düşünebilsin!!!
Kimsenin ailesine ve özellikle de kendi anneme asla ve asla laf getirtmem!!! Bu bu şekilde bilinsin ve yorumlarınız haddini aşan yorumlar olmasın lütfen!!!
Okuduğumuzu anlayalım lütfen...
Bu şekilde yaşamaya devam etmek isteyen kadınlara sözüm yok! Kadın düşmanı falan da değilim. Erkek taraftarı hiç değilim!!! Hakkını korumayı bilmeyen, kendini sürekli zaaflarıyla kullandırtan kadınlaraydı lafım...
Anneleri araya sokmanız nasıl bir cürettir hala anlayamıyorum!!!
Saygılarımla...
Yine de hala saygı duyuyorum...
Çisel Hanım
Emeğinize saygı duyuyorum. Her ne kadar içeriği yüzeysel bulmuş olsam da. En azından bu kadar uğraşıp, uzunca bir yazı yazmışsınız, kendi zihin kapasitenize göre de düşünce üretmişsiniz.
Fikirlerinize katılmıyorum. (Bakın ben de özgürce bunu söyleyebiliyorum. Hatta hatır gönül olsun diye doğru bildiğimi söyelemekten de gocunmuyorum.)
Hele de engin insani vasıflarıyla Türk kadınlarına analara sarf etmiş olduğunuz sözlerinizden derin üzüntü duydum. Şimdi diyeceksiniz ki "ya Türk erkeği?" "Bu toplumsal hayatımızda, kitle psikolojisinin yönlendirmesiyle erkek egemenliğinde bastırılmış kadın rolünün etkileridir" dese idiydiniz, sizi anlardım.
Sizi öncelikle anlamaya çalışarak izledim. Ön yargım olmadan.
İtiraf etmeliyim ki, gerçekten sevgi yüklü bir insani bakış açısı gibi gelmedi bu yazdıklarınız ve fikirleriniz.
Yüzeysel muhabbet (kelime kökü hubb'dan gelir ve sevgi demektir) sözcükleri ile öyleymiş gibi görünmek yeterli değildir.
Burada ne toplumsal değerlerimizi uzun uzun anlatmak, ne psikolojik analizle fikirlerinizi irdelemek, çürütmek, ne de eleştiri dozunu özgürlük (!) savıyla yapıcılık ötesine taşımak değil niyetim. Sadece sizin kendinizce tespitlerinize karşı fikirlerim olduğunu belirtmek istiyorum. Ayrıca bir yazıyla bunları uzun uzun anlatırım, eğer ilgilenirseniz okursunuz. Ki sanırım içeriği hem psikoloji, davranış, toplum bilimini, hem Türk gelenek ve göreneklerini, İslami Türk vasıflarımızı, Tasavvufu içererek felsefi ve açıklayıcı olacaktır.
Bu yazınızdaki fikirleriniz, zamane modası olan, az bilgiye ve derinliğe sahip ama bir şekilde yaşam tiyatrosunda kendi alanında etkin rol kapmış kişilerin benimsediği tarzda; feminen olmayı reddeden, maskulen olmayı gelişmişlik sayan, kimilerinin o çok özendiği ama aslında bize göre çok da geri kalmış değerlere sahip olduklarını bir türlü göremediğimiz batı kökenli, sözüm ona "aydınlanma (!)projesi" nin bir yaklaşımıdır.
"Kadın özgürdür, fedakar kadın kötüdür, aptaldır".
" Bireysel olmak, bencil olmak iyidir, anaçlık aptallıktır."
"Sevgi vermek, hatta annelik vasfının özelliği olan karşılıksız, koşulsuz sevgi zayıflıktır."
"Car car eşine çevresine bağırmak hakkını aramaktır, kadına yakışan zerafetiyle hanımefendilik aptalcadır..."
Ve buna benzer daha nice batılılaşma özentisi, Türk kültür ve göreneklerinin dışında kalan, kültürel emperyalizmiyle Türk'ü yok etme projelerinin saçmalıkları...
İsteseniz çok daha olumlu, çok daha gelişmişlik düzeyini artırıcı yönlere yönelerek, artı değerlerle kazanımlar elde etmiş yazılarınızı sverek okuyacağımdan emin olabilirsiniz.
Umarım siz de beni ve bunları yazmaktaki kastımı anlayabilmişsinizdir.
Burada olduğumuz süreç içerisinde çoğu kimsenin az çok tanıdığı biri olarak, asla negatif olmayan, aksine sevgi dolu, pozitif, yapıcı, destekleyici yaklaşımlarda biri olarak, üstelik de hemcinslerini daima destekleyen, onları her alanda sahnelerin en önünde görmekten gurur duyan birisi olarak niyetim asla kırıcı olmak değil. Sadece hak peşindeyim, doğru bildiğimi söylerim.
Sevgiler
SN ÇİSEL
SEVGİLİ VALİDEMİZ (ANNENİZ) BU KATOGORİNİN HANGİSİNDE? ACEP
ONU ÇOK MERAK ETTİM?
BEN KADIN DEYİNCE ÖNCE ANNEM GELİRDE AKLIMA
BUNU YAZARKEN ACEP BİZ BİZE ÖNCE BİZİ ANNEMİZİ NASIL BİLDİK TANIDIK?
YOKSA BİLİMSEL TEORİLERİMİ TAKILDIK? HI...
BU YAZINIZ
BİR AÇIDAN
ORHAN PAMUĞU ÇAĞRIŞTIRDI DA BANA
MAŞALLAH
SİZDE
YAZINIZLA GÜNÜN YAZISI OLDUNUZ
MODA OLDU
MANEVİ DEĞERLERİ ELEŞTİRMEK YADA HAKARET!
ŞUNU DERİM SUNU BİLİRİM
"İSTİSNALAR KAYDEYİ BOZMAZ"
HER TİP KADIN ERKEK VARDIR
BU DEMEK DEĞİLDİR Kİ HERKES BÖYLE OLSUN
.....
MATAMATİĞİN KAÇTI SENİN İLK OKULDA ÇİSEL HN? BİLMEM AMA
% DE HESAPLARINI TEKRARDA FAYDA VAR
SAYGILAR DEMİYECEĞİM
BEN ANALARIMIZA UZANAN DİLE HİÇ BİR ZAMAN SAYGI DUYMAM
DUYMUYACAĞIM DA
ÜZGÜNÜM........
DİLENCİ_ tarafından 12/25/2006 3:25:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
katılıyorum...
eksiği var fazlası yok...
eksiklerine bir ekleme yapmak istiyorum müsaadenizle...
kadının en büyük düşmanı kendisidir demişsiniz...buna bir ilavede benden "kadının en büyük düşmanı yine kadınlardır" kaynana gelin, gelin görümce, elti vs. kadınların kadınlara yaptığı zulmü erkekler bile yapmamıştır bu ülkede ...böylede garip bir cinsiz işte...
gelinliğinle çıktın kefenle gelirsin bu eve der anne babalar evlendiriken kızlarını...evet iğrenç hemde çok iğrenç...karşı koyabilirmiyiz doğrusu çoğumuz hayır...
bezen tek başıma yaşamak isteği inanılmaz sarar beni ama yapamam elbetteki ...eşim ve çocuklarım var ...etraftan neler söylerler:)) bir arkadaşım var 45 yaşında hiç evlenmemiş anne babasıyla oturuyor bazen bıktım diyor anne babmdan kendime ayıracak zamanım yok...kendine ayrı bir ev aç katlanmak zorunda değilsin dediğimde etreftan ne derler diyor...
sanırım sizin sinir olduğunuz o kadın tipleri aslında tamamen öyle değiller ...bir çoğu oldukları gibi değil...öyle olmak zorunda hissediyorlar kendilerini...bu ülkede kadın olmak çok zor...bizim erkeklerimiz evlenecekleri kızların ilk erkekleri olmayı hayal ederler ama kendileri o zamana kadar istedikleri her deneyimi yaşarlar hemde bunu davranışları ailelerini mutlu eder...oysaki kızlarımızı elimizden gelse kavanoza koyarız biz...
sanırım bu ülkede yaşamamalıydım:))yaşadığım ufak ilçede ben de bazen çok tuhaf karşılanıyorum bu düşüncelerimden dolayı AYKIRIYIM bir çoğuna...
kutluyorum sizi ve bende sevmiyorum bu kadın tiplerini:)))
kadını 'sırrı bakir' olarak tanımlayanlardanım.
haklarında ciltler cüzler dökülse nafile,sırrına vasıl olmak imkansızdır bence.
bende bir annenin biriciği,bir eşin sevgilisi ve bir yudumcuk kız evladın babası olarak diyorumki;gerçekçi olmak adına biraz insafsız bakmış,fazlaca sürrealist değerlendirmişsiniz konuyu.
bana göre kadının temel sıfatları yaradılışındaki incelik ve bunun terennümü olarak zerafeti,sevgi ve şevkate daha duyarlı ve hisli mizacıyla ançlığı...
dha neler söylenmez ki.
kadın gülle tasvir edilip en büyük sevilerin muhatabı olmuş.her halleriyle mukaddestir kadınlar.
bence halen yaşamakta olduğunuz hal ile tasavvur etmişsiniz.birgün anne olursanız sanırım o zaman ruhunuzdaki anaç kadını keşvedecek küçücük asimetrik birr varlığı gönlünüzde sığdıracak bir yer bulamayınca o kadınlarıda,annenizide daha çok seveceksiniz.
diyorum ya sırrıbakir.
vasıl olana aşk olsun.
şair yüreğin muhabbet kuşansın...
uzun bir yazı içerği güzel...
evet doğru tesbitleriniz...ne yazık ki...
iyiler ve kötüler var her iki cinste...
evet...arkadaş olarak erkekleri seçmek biraz kolaycılık...
mecburen bir mesafe olacak ...çabalamıyacaksınız...
erkek kadın fark etmez insan olsun...
kutlarım sabırla yazmışsınız...
çok eski bir konu ama hep güncel...
ben kendi adıma ve payıma düşeni kıssadan bir hisse olarak aldım..bu zamana kadar hep erkeklerin horlandığı ve sanki kadınların hepsi de bir melekmiş gibi ön plâna çıkartılıp erkeklerin kötü adam,öcü muamelesi, kadınlarımızın ise sadece cinsellik ve doğurganlık özellikleriyle metâ yapılması çok yanlış...yazınızdan ne cins olursa olsun insanlara cins ayrımı yapmadan hakkınca yaklaşmak ve insan olmanın gerektirdiği dürüst ve sevecen ruh hâliyle,tarafsız bir gözle,çıkarsız davranmak gerektiği gibi bir intiba uyandırdı bende..inşallah tesbitlerimle, görüşleriniz uyum sağlamıştır..sizeçok teşekkür ederim...bir öğrencim vardı...devamlı benim en iyi arkadaşlarım erkektir hocam derdi..ben de bunun günümüz yaşamında çok doğal ve normal olduğunu ama yine de belirli mesafelerde ve dikkatli birliktelikler kurmalarını ve ilişkilerinde dürüst olmalarını söylerdim...saygılarımla...bu arada size ithâf ettiğim şiirim hakkında bir -iki kelime de olsa bir yorum görmek isterdim...ithâf ettiğim şiiri okumadıysanız ve okumak isterseniz benim sizin " tesadüf " adlı şarkınıza yaptığım yorumun içindedir...tabi ki illa da yorum yazmak zorunda da değilsiniz...beğenmemiş de olabilirsiniz..buna da saygı duyarım...teşekkürler...hoşçakalınız...
yazınız için teşekkürler yapılan tespitlerin bir çoğu kesinlikle doğru ben sadece bir iki kendimce eksik kalan bişeyler eklemek istiyorum o kadar...
mesela birbiri ile iyi arkadaş olduklarını söyleyip ortalarda dolaşan kadınlara dikkat ederseniz eğer biri fizik olarak diğerinden daha güzeldir yani iki güzel kadın yan yana gezmezler acaba neden?
yada mesela çisel arkadaşım arkadaşlarını seçerken erkek arkadaşları tercih ediyor bu çok doğal elbette ama sahiden bunun nedeni kadınlardan iyi arkadaş çıkmaz mıdır yoksa bunun bile altında kadınca bir neden varmıdır sorusu
benzer düşünceleri çoğaltabiliriz ben en iyisi bir fıkra ile kapatmak istiyorum bir gün bir pilot sadece kadınların yaşadığı bir adaya zorunlu iniş yapmak durumunda kalır ama fıkra bu ya o adada sadece kadınlar yaşıyor ve erkekler öldürülüyor... pilot burdan kurtulmanın çaresini aramaya koyuluyor ve çıkıp şunları söylüyor tamam ölmeyi kabul ediyorum ama benimde sizden bir dileğim olacak bu ölüm mahkümünun son isteğidir diyor "beni içinizdeki en çirkin kadın öldürsün" işte o belalı adadan kurtulmanın yolu... başka söze hacet varmı bilmiyorum bu sözden sonra
yazını kutluyorum çisel tebrikler ama laf aramızda bende dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü düşünen kadınlardan hoşlanmıyorum ...svgiyla kal
i
Kadınlar birbirlerinin kusurlarını sadece birbirlerine söylemezler. Kusur sahibi kişi dışında herkese söyleniyordur yüksek ihtimal...
Verilen örnekleri etrafımda olan ve aklıma gelenlere bakarak düşündüğümde;
Fedakar Kadın - 2
Anaç Kadınlar - 13
Sadık Kadınlar - 7
Sessiz Kadınlar - 0
Çok Konuşan Kadınlar 53
Kıskanç Kadınlar - 27
Küçük Kadınlar - 155
Histerik Kadınlar - 4
Namus Budalası Kadınlar - 13
Namus Budalasıymış gibi yapan Kadınlar - 36
Öğretici ve gözlem yeteneğimi geliştiren bir deneyim oldu yazınız. Teşekkürler...
yakın arkadaşları erkek olan bir bayan olarak kesinlikle tebrik ediyorum. özellikle de iki erkeğin kavgadan sonra yollarına devam etmeleri yani hemcinsleriiz gibi birbirlerinin kuyularını kazmamalarını vurgulamanız çok iyi. detaycılıklarıyla geçinip "büyük gerçekler"i kaçıranlara da iyi bir yazı olmuş. ama son olarak "kadın" yoktur "erkek" yoktur "insan" vardır.(olmayı bilene...)
Teşekkür ederim!
Umarım anlaşılırım! Umarım anlatmak istediğimi anlayan kadınlardan "anladım" yorumunu alırım!
yazınızı ilgiyle okudum...
anladımmı? bilemem....okumalıyım birkaçkez...
gerçekler bu şekilde olsada.sert vurgulamalar var.umarım anlaşılırsınız..
hem cinsimden hem cinsime karşı bu şekilde dobra bir yazı cok güzel..
ama eksik bıraktığınız kadın modelleride var sanki...
model öyle çokki...yine başa döneriz gerçi
saygılarımla