- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Türk Mağlubiyeti
Birilerinin memnun kalması için değil, tüm millet ve Allah (c.c.) memnun kalsın diye yazıyorum bunları…
Bir ülkede 15 yıl önce dağda medeniyet dışında yaşayan, askere silah sıkan adamlar bugün konvoylarla, makam araçlarıyla taşınıyorsa barış gelmiş demek değil, dağdaki savaşı kazanmış demektir. Eğer bir savaş bitmişse bir taraf kazanmıştır. Kazananları tebrik ediyorum! Yapacak bir şey yok Anadolu’daki 1000 Yıllık TÜRK iktidarına bir mağlubiyet daha eklensin...
Barışı sonuna kadar destekliyorum lakin topraklarımda başka bir milletin bayrağının özgürce dalgalanmasından ve buna kardeşlik adı verilmesinden memnun değilim. Bende haykırıyorum: "Biji Tirk-Kürt birayetî" Lakin ben tek bayrak-çok millet diyenlere kardeş diyebilirim. Onlarca bayrak onlarca millet bir araya gelmesi için devlet değil birlik olması lazımdır. Anadolu ya da Ortadoğu Birliği adında bir birlik kuruldu da biz mi bihaberiz?
Bugün Türk-İslam Birliği için kılını kıpırdatmayanlar çıkıp da oy kaybetmemek için bunları yapıyorlar. Nur Cemaati’nin desteğini azaltması üzerine Semerkand’a yanaşmaya başlayan siyasetçiler çok şükür ki Seyyid Hazretleri’nin “Bizler siyaset içinde olmayız. Siyaset için değil Allah (c.c.) rızası için birleşiriz. Biz ancak hayırlısı olması için dua ederiz.” Demesiyle elleri boş dönmüşlerdir.
Madem böyle istekler kabul görecek o zaman taleplerimi sunuyorum:
- Türk-İslam Birliği Kurulsun.
- Büyük İslam Locası Kurulsun.
- Ayasofya Camii olarak ibadete açılsın.
- Kanunlar yenilensin ve isteyen için İlahi dinler çerçevesinde hangi dine mensup olursa olsun, dinine ve inanç esaslarına göre yargılama yapılsın.
- Halifelik tekrar getirilsin ve İslam’ın bir dini lideri olsun ve şeraiti kuralları uygulama yetkisi bulunsun.
- Tekke, Zaviye ve Medreseler ya açılsın ya da burada verilen eğitim, günümüzün eğitim kurumlarına da girsin.
- Üniversitelere öğrenci seçmek ya da kamu personeli seçmek için yapılan sınavlarda verilen eğitimler gereği dini bilgileri de içeren sorular sorulsun.
- Kamu kurumlarına zorunlu olarak ibadethane ve kreş yapılsın.
Daha binlerce talep sıralanabilir. Bu talepler gibi ülkemizde dile getirilemeyen, getirilse de kulak ardı edilen talepler vardır. Ama bilinmelidir ki bugün bunların hayal olarak gözünüzün önünde canlanması, bir gün gerçekleşmesinin engellenemeyeceğine eşdeğerdir.
Siyasi otoritenin korunması için yapılan bu gövde gösterilerinin siyasi açıdan güzel olduğunu söylemek mümkün olsa da şunu da bilmek gereklidir ki bir tarafın seviniyor olması diğer tarafın bu durumdan memnuniyetsiz olmasıdır. Demek istemem şu ki Kürt Milliyetçilerini memnun ederken, Türk Milliyetçilerini kendinizden uzaklaştırıyorsunuz. Kime yakın olmak kimden uzak durmanız gerektiğine dikkat etmelisiniz. Bir ayet-i kerime ile Allah (c.c.) şöyle uyarmıştır.
“Ey iman edenler! Sakın şeytanın izinden gitmeyin. Her kim şeytanın peşinden giderse bilsin ki o kendisinden hep fena, çirkin ve meşrû olmayan şeyleri yapmasını ister. Eğer Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. Ancak Allah dilediğini temizleyip arındırır. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla işitir ve bilir.” (Nur/21)
Dünyanın hükümdarı, adalet ile hükmedecek tek millet Anadolu insanlarının oluşturduğu millettir ki biz bunu daha önce yaptık, tekrar yapabiliriz. Bunun gerçekleşmesi takdir-i ilahi’dir. İslam bayrağını dalgalandıracak, yere değdirmeyecek tek millet bu toprakların milletidir. Otoritesini korumak isteyen bu millete yakın dursun. Artık bu topraklar cahiller değil, Farabi’ler, İbn-i Sina’lar, Mimar Sinan’lar yetiştiriyor. Kırk yaşına gelmeden ne siyaset yapabilir, ne ülke yönetebilir diyerek düşünenler ilk kayba uğrayanlar olacaktır. Akın akın, önü kesilemeyen, dev ve güçlü bir gençlik geliyor. On sekiz-Yirmi beş yaş arası öylesine bir güç var ki bu topraklarda bunun farkında olmayanlar hala eski siyaset oyunlarıyla iktidarı koruma çabasındalar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ay-Yıldız’lı bayrağının yanında bir gün Türk-İslam Birliği Bayrağı da dalgalanacaktır. Büyük İslam Locası kurulacak ve tüm karanlık güçlere karşı aydınlık, İslam ve Kur’an nuruyla nurlanmış bir topluluk var olacaktır. Değil Ayasofya’nın Camii olarak ibadete açılması bu gençlik bir gün Vatikan’da namaz kılacaktır. Bunlar Allah-u Teâlâ’nın yeminidir ve Allah (c.c.) yemininden dönmez.
Allah’ın (c.c.) kurallarını dünyanın saltanatı için satmayın. Kendinizi o büyük ateşin göbeğine bile bile atmayın.
“Önemsiz bir menfaat karşılığında, Allah’a verdikleri ahdi ve yeminlerini bozanların âhirette hiçbir nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak. Onların yüzlerine bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onların hakkı çok acı bir azaptır.” (Al-i İmran/77)
16/11/2013
Engin DİNÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.