MUHALEFETİN DÖNÜŞÜM ÖYKÜSÜ
Yıl 1999… Merhum Bülent Ecevit kürsüden genel kurula sesleniyor: ‘Bu kadına haddini bildiriniz.’ Meclise başörtüsü ile giren Merve Kavakçı’ya tepki çığ gibi. Bütün DSP milletvekilleri ayaklanmış. Bıraksanız Karaoğlan’ın dediği gibi kadıncağıza ‘haddini bildirecekler’. Meclis sıralarına vuruluyor. Tarifi imkansız bir öfke ve kin… Ve milletin seçtiği vekil milletin meclisinden ayrılmak zorunda bırakılıyor.
‘O gün dışarı dışarı diye bağıranların hiçbiri bugün burada yok, eminim bugün de tepki gösterenler bir buçuk yıl sonra burada olmayacaklar’ dedi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç meclis kürsüsünden. Evet, gerçekten DSP o günkü tepkisini çok ağır ödedi ve yüzde 22 ile geldiği iktidardan millet tarafından yüzde 1 ile yaka paça indirildi.
Yıl 2013… Başörtüsü yine yüce mecliste. Ama bir farkla… Bu sefer iktidar, yani güç karşı tarafta ve millet yüzde 50 ile o gücün arkasında. Dün mecliste tarihi bir gün yaşandı. Daha önceden desteğini açıklayan MHP ve BDP’nin tavrı ortada. Asıl merak edilen katı tutumlu CHP’nin tepkisi idi. Muharrem İnce’nin söz almasıyla meclis bir anda gerildi. Yine o sert üslubuyla hükümete ve başörtüsü düzenlemesine tepki vereceğini bekleyenlerin hayalleri suya düştü. Kendisinden beklenmeyen bir olgunlukla konuşmasını sürdüren İnce’yi zaman zaman Ak Parti grubu da alkışladı. İşte milletin temsil edildiği bu kutsal yerde yıllardır özlenen tabloydu bu. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Muhalefet yıllarca en keskin çizgi olarak gördüğü başörtüsü konusunda nasıl bu kadar uzlaşmacı bir dile kavuştu?
11 yıl önce milletin teveccühü ile Ak Parti tek başına iktidara geldiğinde bazı çevrelerde homurdanmalar başladı. Ama herkes kendinden emindi. Biz bu hükümeti bir şekilde deviririz. Yargı bizde. Ordu elimizde. Çankaya emrimizde. Ve sırasıyla senaryolar hayata geçirilmeye başlandı. Ergenekon, Balyoz… Hepsinin hedefinde hükümeti devirmek vardı.
Aslında tüm bu olayların odak noktasında CHP var. Başrolde yani. 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 367 krizi, Ak Parti’ye açılan kapatma davası, 27 Nisan e-muhtırası, Ergenekon ve Balyoz’un savunuculuğu vs. vs… Yaşanan bunca sıkıntının müsebbibi. Peki yalnız mı? Tabi ki hayır. Arkalarında onları her daim koruyup kollayan bir cumhurbaşkanı, aynı zihniyette genelkurmay başkanları ve yıllarca yargı erkinin arkasına sığınarak her türlü adaletsizliğe göz yuman hukukun yüz karaları var. İşte dün mecliste yaşanan ve özlenen o tablonun altında yatan temel sebep de bu. Artık ne dayanacakları bir Çankaya, ne ‘arka bahçeleri’ ordu, ne de işine gelmeyeni Anayasa Mahkemesine taşıyıp da iptal ettirebilecekleri bir yargı mevcut. Tüm bunların ötesinde bir de milletten gelecek tepki cabası. Yıllarca bu milletin değerlerine karşı cephe alan, iradelerine saygı duymayan anlayış CHP’ye çok şey kaybettirdi. Sanırım artık bunun farkındalar ki mecliste başörtüsüne tepki göstermediler.
Yöntemi ne olursa olsun ama ben bu CHP’yi sevdim. Üstelik Türk milleti de artık kavga ve ayrışma istemiyor. Umarım tutumlarında samimilerdir. Bunu zamanla yaşayıp göreceğiz. Başörtüsü serbestliği milletimize ve meclisimize hayırlı olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.