Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- chesterfield
kafiye34
kafiye34
@kafiye34

Vuslat Aşuresi Yapıp Sunmadın Tinsu

15 Kasım 2013 Cuma
Yorum

Vuslat Aşuresi Yapıp Sunmadın Tinsu

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1098

Okunma

Vuslat  Aşuresi Yapıp   Sunmadın   Tinsu

Vuslat Aşuresi Yapıp Sunmadın Tinsu

hayrettin taylan





Duasız üşürmüş yalnızlık pırtısı. Sen içimde çoğalan pılım pırtımsın. Sen üşüme,özlemim , dualarım, sevgim, bekleyişim sana ısıtıcı kalsın.
Sen tinsel yatağındasın.Işıklar söndü. Gözlerin aydınlığımızın ilk adımı. Sarılmak istemek bestesi içimde okundu.
Yoktun.
Krizantem kokulu hasretin bayılttı.Bir bahar aşuresi gibi içimde karışık hisler toplandı.
Kabuslarımın zikzaklarını oynayan kendine yabancı arzular şelalesi aktı erkek beynimden. Hormonlarıma kadar tesir etti.İç içe bükey hücrelerime kadar indi kaderin.
-Ayrılık emziğini ağzına alan İblistim sanki.
-Hani benim şeytanım sensin demiştin ya.
Tamam kabul de bu gidişe neden olan şeytanlığı ben oynadım .
Peki, benden gitmeleri damla damla yazan şeytanlık kimin senaryosu.,
Oysa sol yanına sığınmıştım,minik bir aslan gibi. Pençelerim yüreğinde seni benden alacak bütün tehlikelere karşı tüm sendeydim.
Masumiyetin melek yüzünden yansırdı bana. Kendini bile tanımayan aşk meleğiydin. Ben seni severken, seni isterken, sendeyken melektim. İblis, olmayı bana hüzünlerin , kederlerin , ya da ol vaki zaaflarımdan öğrendim.
Hazan gülleri ve gözlerin arasında hüzzam şarkılar dinler kendime attığım senli kurşunların yarasını kuruturdum.
Son gidişinin ütüsüz felsefesinde kırışık sanrılar sarardı dermansızlığımı. Bir gün gelişine dair kesif kokular yayardı gül ayracın arasında. Yaprak yaprak kururdu benden uzaklaşman.
-Bense sen gideli İblis ile ruhsuz aşkların auralarında yalancı gökkuşağı oluşturup öylesi aşkları yaşamayı denerdik.
Oysa aşk senin gözlerinden başlar, yüreğinde biterdi. Şimdi o

Yürek bir daha dönmeyecek, tinlerime sızıp bilinçaltıma kadar sevilerini yaymayacak.İçimdeki magma üşüyecek.Buzulları alkışlayan tutkunun penguenleri bir bir ölecek sen yokken.
Küresel ısınmanın mucidi olup bütün dünyadünyama saracağım .
Körpecik sevişmelerin sihrini çizen İblis’in sis ayininde kendimi senden sonra bulduğum ayılmazların sus rengini bilmezsin.
-Pişirilmemiş hazların üstüne dökülen yapma ve anlık soslar gibi orada olmanın hesapsızlığı.

-Biraz erkek beyni oku kitaplar yerine. Biraz erkek hormonlarının zehirlenmesine neden olan dişi erkini öğren. Biraz beni anlamaya yönelik çabaların olsun.
-Kafanda çizdiğim peygamberimsi erkek kalmadı.En sonu bendim, sende olan bendim, beni de aralarında aldı aç gözlülük. Gözlük takmadan içindeki körlüğü yaşayanlar kadar değildi haz tüccarlığım.

Tinsu :
Sus, ilişme sol yanımdaki hazinelere. Orayı bir ömür senin için tuttum. Yağmur damlası bile değmedi, bir pırtık bile dokunmadı.
Masumiyetin aşuresiydim.Bütün büyük iyileri içimde saklamıştım.
Sendim, sendeydim, senli felsefi yatağın metafizik kıyısıydım.
Kariyer, zeka, sosyal haritan hoşuma gitmişti. Böyle bir düşün peşinde sürüklendi sevilerim. Masumlarımı, bütün ilklerimi, kirlenmemiş güzelliklerimi saflığımı da katarak sana geldim.
Evet, sana geldiğimde Masumiyetin Mecnun’idin. İblis’i eteğine yapışan tavırların yoktu. Benim kadar temiz, temyiz edilmiş geçmişin vardı.
-Bir aşk küresine girdik. Kuzey yarim küre sen , güney yarim küre ben. Yaşadık yüreğimizin ekvatorunu. Seni kendi sevgimle dönencelerime aldım. Sevdim, özledim, yaşadım, şimdi
zehri artmış ayrılıkların sonundayım.
Sol yanımdaki kiralık hüzünlerimle bir başka yapayalnızlığı seçtim.

Tinsu’ya sudan cevaplar:

-Manifestosu yürek kazılarında ibaret olan zekanın tilmiziyim.
Benim bağrıma bağlanan taşların var. Taş üstüne taş bırakmayan içsel felaketinden arınma savaşındayım.

Zihnimde iblis oyunu oynayan anlık demleri temizleyemeye çalışan kendine müşfik bir yaralıyım
Yine bağrı yanık mahzenlerimde oynayan yaramaz acıların var.
Katran karası gidişinin en kuytusunda saklanmış acı gerçek .Seni bulmaya sobelenmeyor. Yeniden gelmenin saklambacını oynuyorum. Bütün güzelleri sobeledim sırf seni bulayım diye.
Oysa sen yoksun, senden gidenler yok, ben ötesi ben yok.
Şimdi söyle hangi sorunun sonunda im olarak kalacaksın bağrım öznen olarak kalırken yükleminde?
-Hangi yalnızlığın aralığında kalıp kendine dair sızılar yollayacaksın sevgi denizimize.
Hangi damlanla barışmaya yeniden bana alışmaya geleceksin.

İblis alfabesinine girmeyen harflerimle yaz beni .İlk sözcüğün ,ilk bakışın gibi olsun.
*Azad et beni yüreğin sarayında. Konçertomun t’eline değsin namelerin, söylediklerin, söylemediklerin.
Ya da boşver! Bırak çalsın senli orkestram. Bırak, dinlesin seni yaralı yüreğim.

Ben alışık değilim sensizlik içimde ağlarken güleç mevsimler yaşamaya. Gül koklayıp gülistanda aşk kovalamaya.
-Hazanın son kalesi benim. Tin ile su arasındasın. Yıkılmaz bu hazan kalesi.Çünkü bu kale yapılışında damlaların , giderken söylediklerin, en çok da söyleyip de içinde kalanların var.
-Vicdanım kadar içimde kaldı her şeyin.
Bir gönül ve dil rakkasesisin .Ritmini bozan algıların zehirlenmesinde çalınıyorsun.Kendini kaybetmenin kinsel tarihini yazıyorsun.
Oysa aşk senin adındı, ben senin adından sonra kalan dünyandım.
Şimdi hangi tinin sızısında üşüyen magmalarımı ısıtacak sıcak bakışın, gülüşün, sarılışın kurtarır beni dehliz çıkartmasından bilemedim Tinsu

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Vuslat aşuresi yapıp sunmadın tinsu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Vuslat aşuresi yapıp sunmadın tinsu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Vuslat Aşuresi Yapıp Sunmadın Tinsu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.