- 469 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÖY VE KÖYLÜCÜLÜK
____Bundan binlerce yıl önce, insanoğlunun en yüksek uygarlık düzeyinin ilk temelidir köy. İnsanlar hep birlikte yaşadığı gerçeğinden yola çıkarsak, ilkel bazı aletlerin yine köylüler tarafından yapıldığına şahit oluruz. Zamanla hayvancılığın ve sulu tarımın ortaya çıkmasıyla toprağa bağlı köylerin yayıldığı da bir gerçek. İlk köyler çit , Kerpiç ve kesek’lerle yapılan ve nufusu 50 ile 100 arasında değişirdi....zamanla toprağa bağlı bir sektörün oluşmasıyla köyler ; Kasabalara hatta şehirleşmeye dönüşmüşlerdir.
_____Türkiye/de yakın zamanla yola çıkarsak...2.dünya paylaşım savaşından sonra ...dünya da esen sosyalist rüzgarı ve sovyetlerin burun dibimizde oluşu yani komşu oluşumuz , Milli şef İsmet İnönü ve hükümetini bir korku ve telaş bastığını ve bundan dolayı bir günde danışıklı anlaşmalı hükümetin kendi eliğle çok Partili sisteme geçildiğini görmekteyiz...arifesindeyse Demokrat Partisi ve başının yani Adnan Menderesin iktidarlığı görmekteğiz... İktidar sarhoşluğunu üzerinden atmayan Adnan Menderes ve ekibi Emperyalizmle ’Yeni ve yarı sömürgeçilik’ adı altında emperyalizm/l iş birliğine gidilmesi bununla ülke yeni ve yarı sömürge konumuna sokulmasını izlemekteyiz. Bu süreçten sonra M.Kemal ve milli şef/le yavaş yavaş kalkınan Türk ve Kürt köylüsü , bu tarihten itibaren ilkel kominel durumundaki köylücülük (Çit,Kerpiç, ve keseklerle )bu konumundan bir adım bile ileri atamadığını söylesek yeridir......bu süreç işbirlikci tekelci burjivazının Türkiyenin batı şehirlerine Emperyailzmin taşaron, lisans, patent ve montaj fabrikalarını yığması buna parelel ülke nufusunun bir yarısından fazlasını o gibi yerlere göçün getirisi ile şehirlerin yakınlarında ki köylerin süre gelen ekonomik gelişimi ile kerpiç, çit ve keseklerden kurtarmasına rağmen halen dahi ’DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’ dedikleri köyler önceden de dediğimiz gibi,ilkel kominel yapı özelliğinden bir santım bile ikeriye gidememiştir.Halen çit, kerpiç ve kesekler/le uçuk viran/e halde bu yapı sistemi devam etmektedir...’ŞİMDİYE KADAR GELMİŞ GEÇMİŞ TÜM HÜKÜMET VE HÜKÜMETLER İÇERİSİNDE YER ALAN PARLEMENTERLERİN ŞEREF YÜZ AKLARININ SAYYESİY/LE DEPREMLERE DAVETYE ÇIKARMAKTADIRLAR
____ 2. Dünya paylaşım savaşından sonra Osmanlı zamanındaki hazineye ait toprakların tümü belli Ağa, Bey ve Aşiret reisleri tarafından gasp edildiği, Köylüler belli bir sınıf katakorisine bile giremediği bilinen acı bir gerçek....’YANİ DÜNYADAKİ KÖYLÜLERE BAKTIĞINDA KÖYLÜ SINIFI SAYILAMIYACAK KADAR İLKEL BİR KONUMUNDALAR ’ Bu çarpıklık zaman/la başta’ toprak kapitalislerinin’ doğurduğunu görmekteyiz. Küçük ölçekli Köylüler kendilerine kırsalda yaşam alanı bulamamaktan hem batıdaki şehirlere hemde Avrupa’ya bir (sürekli ) göç’ün olduğu diğer ayrı bir gerçek.Bu tarihten itibaran şehirlerin etrafında gece-konduların çığ gibi çoğaldığını hatta orta çağ zamanındaki Avrupalardaki Getolar ve Varoşlar’ın türkiyede’de oluşmaya başladığını söylüyebiliriz....
_____Toprak Kapitalistleri zamanla tarıma endeksli Fabrikalara da el attıklarını ..Bu fabrikaların (Cırcır Fabrikaları....Mator güçü ile çalışan Un değirmenleri, Zeytin yağı Rafinerleri gibi )Türkiye de toprak reformu yapılmadığı için hatta modern ve sulu tarıma geçilemediğinden kırsaldan şimdiğe kadar gizli bir göçün varlığından bahs etsek yeridir.
____Demin dediğimiz gibi....zamanla lisans,patent,taşaron,ve montaj’la ülkemize doluşan emperyalizmin ürünlerinin bazı yan ürün de diyebileceyimiz kurum ve kuruluşların batıya yığılmasının çelişkisi bu çarpık göçün tetikleyiçisi olmuştur.
Orta ölcekli küylüler, zamanla nufusun çoğalması ve miras yüzünden toprağın sürekli bölünmesi yaşam alanını dahada kısıtladığından , hatta Petrol ve tarım ürünlerinin girdisinin pahalılığından elde edilen ürün geliri...gideri karşılıyamaz durumda oluşu... orta ölcekli köylünün elindeki avcundakini satarak nakliyacılığa (şöför) yöneldikleride diğer ayrı bir gerçek.
____Bizim ülkemiz de Emperyalizme yarı sömürge konumunda olduğu için Tekelci burjivazi ülkenin ekonomisine tek başına hakim olmadığından.Tekelci burjivazi adına hükümet görevliliğini üstlenen; OLİGARŞİK düzen hükümetleri...Kitlelerin hak ve özgürlüklerini ister istemez kısmak mecburiyetinde kalıyorlar...Son zamanlar da yasalar da bazı değişikliğin olmasına rağmen..TC kuruluşundan şimdiğe kadar’ Gizli bir diktatörce ’ ’yönetildiğini bunun bir diğer adının ’SÖMÜRGE TİPİ FAŞİZM’veya halk ağzıyla ’GİZLİ FAŞİZİM’de diyebıleceğimiz bir durumla karşı karşıya olduğumuz gerçeyidir...İşbirlikçi tekelçi burjivazi İpin ucunu kaçırdığı zaman oligarşik düzen hemen açık yüzünüde dediğimiz ’FAŞİST DİKTATÖR’ yönetimini sergilemekten çekinmez...ya askeri darbeler veya olağan üstü hal yasasıyla ’FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN ’ açık yüzü ile yüzleşiriz. Ana-yasa ve yasalar da şirin gözüken yasalar göstermelik ve istediği zaman kendi koyduğu yasayı kendisi çiğniğebilmektedir.
_____Ülkemiz/de daha örgütlenmesini sağlam temele oturtamamış işçi ve köylü kesiminden söz edebiliriz...Egemen sınıfı oluşturan’ İşbirlikçi Tekelçi Burjivazi ’halkın ordusu diye lansa ettiği kolluk güçlerini hakın üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığını herhalde bilmeyen yoktur.
_____ Leninin dediği gibi ;’Her devrimin temel sorunu iktidar sorunudur’Bu da yanlızca iktidara talip olmakla yetmez..İktidarın ele geçırılmesi sadece bir başlangıç olur.Cisim netleştikden sonra... iktidarın yapısallaşmadaki kurum ve kuruluşları direk ’HALK ADINA’ kökden reforum veya diğer adı değişimin mümkün olmadığı gerçeyidir. Tüm kurum ve kuruluşlar yemliklerini tekelci burjivazidan aldığı sürece iktidar olmak soruna çare değildir......bu kurum ve kuruluşların başında duran ’TEKELCİ BURJİVAZİ’ hem de ikdidarın başında durduğundan ’ Demoklasın Kılıcı ’ gibi duracağı kesindir. Yeni işçi ve köylü adına seçimle gelen iktidarın önünde iki secenek vardır.. birinçi seçenek ; Tekelçi burjivazıya hizmete devam ...ikinçisi ise yeniden yapılaşma...buda eskiden işbirlikçi tekelçi burjivazıya hizmet eden kadroların sil baştan yenilenmesi ve bunun sancısına tedbir alınmadan yapılması Şilideki Salvador Allende’ki gibi sonuclanacağını söylüyebiliriz. Hatta tek mator içerisinde çalışma/ma sorunu yaşanacağı için iktidar partisinin ister adı ’SOSYALİST’ ister diğer adı ’İŞÇİ PARTİSİ’ veya ’KOMİNİST PARTİSİ’ olsun tabela partisi olmadan öteğe gidemez.
____Sömürücü azınlığın..Sömrülen çoğunluğu sömürürken devleti ezici bir makina konumuna soktuğunu ve kurduğu derin çeilişkilerinin tek çözüm yolu bizim gibi ülkelerde ’SOSYALİST DEVRİM’le mümkün olduğudur.
____Eğer kürt Ulusal mücadelesini verenler kendilerini Misak-i milli sınırları içerisinde görüyorlarsa.....hem kendi ulusunun proleteryasıyla hemde Türk Proleteryası ile sıkı bir ittifaka girmesi gerekmekdedir . Yok eğer kendilerini Mısak-i milli sınırların dışında görüyorlarsa...bu yolun ’Tam bağımsız bir Kürdistanın oturtulacak zeminini ortaya koymalılar...Bir taraftan ulusal devletlerin kaleleri yerle bir edilirken diğer taraftan ..bağlantısız ve bağımsız bir Kürdistanın...’SINIF SAVAŞIMINI ’ ikinci plana çekmekle bu sürecin ilk aşamada zorluğunu bilmeleri gerekmekdedir. Ben ’Ulusların kendi kader tayınını kendileri tayın eder’sloganını tam bağımsız ve bağlantısız anlamında bellemişdim/de..hani o anlam/da....!
Saygılarımla
Kadir Haktan TÜRKELİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.