- 487 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VYGOTSKY- ARDAHAN ÖYKÜLERİ- 336
Okuduğum kitapları söyleyeceğim. Yazdan bu yana altı ay zaman zarfında: okuduğum kitapların en iyisi: YANILSAMA VE GERÇEKLİK’ti.
Yeryüzünde çok kitap var, bunlar; yazarlar, bilimadamları, sanatçıların yazdıklarıdır.
Akademisyenlerin yazdıkları mecburen yazacakları kitaplardır.
Bir tasarım yapmak olmadan akademisyen mesleki devamlılığını sürdüremez. Onların yazma gayesi de başkadır.
Almak ve okumak isteyen okurun gayesi daha başkadır.
Büyük kitapların dışında yazmak için yazılmış eser çoktur.
Öğrencilerin sevdiği yazarlardır bunlar. Popüler eserleri bu sınıfa katabiliriz.
Halkın, gençlerin henüz okumağa başlamışların kolaylıkla okuduklarından başka alışkanlık kavrama gibi sorunlara rahatlıkla cevap verir bu kitaplar.
GİRİŞ mahiyetinde eserler çoktur. Ağır değildirler; insan rahatlıkla okuyabilir ve anlayabilir.
Para karşılığı; para kazanmak amaçlı eserleri yine bu sınıfa sayarız.
"Yazmak kolaydır esasında" Bunun kolay yolunu bilenler rahatlıkla yazarlar. Akademik eserler bu cürdür. Büyük bir eseri elinize alırsınız. Oradan esinlenerek bazen oraya direk dayanarak yazarsınız kitabınızı. Bu yazdığınız sizin değil esinlendiğiniz büyük yazarın eseri olur.
"İyi ama öyle kaç adam var ki tarihte? Onlar var diye biz kitap yazmayacak mıyız?"
AKŞAM MUSİKİSİ
Kandilli’de, eski bahçelerde
Akşam kapanınca perde perde
Bir hatıra zevki var kederde.
Artık ne gelen, ne beklenen var
Tenha yolun ortasında rüzgar
Teşrin yapraklarıyla oynar
Gittikçe derinleşir saatler,
Rikkatle, yavaş yavaş ve yer yer
Sessizlik daima ilerler.
Ürperme verir hayale sık sık
Her bir kapıdan giren karanlık,
Çok belli ayak sesinden artık.
Gözlerden uzaklaşınca dünya
Bin bir geceden birinde güya
Başlar rüya içinde rüya.
-YAHYA KEMAL BEYATLI
Vygotsky, dil ile düşündüğümüzü söylerken dilin geliştikçe düşünceyi geliştirdiğini söyler.
Jean Piaget, çocuğun anlam olarak evvela kavradığını sonra da bunu dile döktüğüne inanır.
Vygotsky ise kavram ve dil geliştikçe düşündüğümüzü öne sürer.
Vygotsky 38 yaşında Moskova’da ölür.
Tüberküloz hastalığından ölmüştür. Hasta yatağında takım arkadaşlarıyla ’dil ve düşünce’ yi bitirmişlerdir.
Vygotsky’i Amerika’ya göçeden Yahudi bilim adamlarından sanıyordum. Büyük bir Yahudi bilim adamları göçü vardır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Amerikan uygarlığını bayındır eden bir göçtür bu. Yahudi bilim adamları bilimsel göçleri tarihte kaç kez olmuştur, bilinmez ama bilinenlerde çok etkili olduğununu görürüz.
Stalin bu göçün Amerika da bir Amerikan uygarlığını yaratacağını sezebilmiş midir, bilinmez.
Bu ve bu nevi hatalar bizde de yapılmıştır.
Malakan ressamların Kars’ta olmamaları misal. Avustralya’da, Amerika’da büyük Malakan ressamların yaşadıklarını öğrendiğimde bunların benim öncülerim olacağını düşündüğümde ve önümde Karstan yararlanabileceğim bir HALEF’imin olmayışıyla hesapladım. Kaybettiklerimi...
Birikim ve kazanım kolay kazanılmıyor.
Vygotsky benim bildiğim, Pavlov kadar etkili bir bilimadamı. Rusya herşeye rağmen değer üretmiş...
Eğitimbilimci ve çocuğun öğrenme serüvenini Piaget’en ileriye götürmüş ve açıklama yapmış.
Sosyal çevrede çocuk öğrenir derse de; öğrenişi kelime ve yeni kelimeyle üstüste inşaa ederek öğrendiğini söylemiş çocuğun. Tuğla sayısı arttıkça, o kelime o zihinde daha gelişir zenginleşir demiş.
Kaşları kara, gözleri ela... bu cümleyi çocuğa misal, ezberen belletelim. Bir ay sonra dizeyi çocuktan söylemesini isteyelim, çocuk ezberden bu cümleyi söyleyecektir.
Bu kez çocuğa aynı cümleyi resimle tanzim edilmiş olarak gösterelim.
Karakaşlı ve kara gözlü bir insan fotografıyla gösterelim.
Çocuğun mezkur cümleyi her iki bilmek halinde gelişim, durum ve mucbiryette ki değişimi farklı olacaktır.
O bunu kurmuş ve yazmıştır.
Onun bir bilgi kuramı inşaa ettiğini söyleyenler dahi olmuştur.
Lisanla konuşmuyor muyuz? Lisanla zihnimizin geliştiğini ispat etmiş ve tüm öğretmenlere bu yöntemi önermiştir.
Çocukların ve yetişkinlerin kavramları öğrendikçe geliştirmeleri fırsatlarını deneyle, resimle yeniden bir daha, daha, daha geliştirdikçe geliştirmelerini tavsif etmiş.
Öyle ya Bergsonizmin oluş dediği vardır kainatta. Gerçi kendisi Bergson’u hiç dindirmez. Bergson OLUŞU olan bu alem de olduk, bittik birşey olası olmaz der, bu saye ile inşaa olmak, hareket, her an vardır.
Buna itibaren kavramın, kelimenin BABA dediğimiz BABA’mıza dair kullandığımız kelime de misal, her an gelişir ve gelişecektir.
Bu ilkeler ışığında bir bilgi kuramı keyfiyetinden heralde söz edilebilir!..
Uzun laf kutsal metinlere yakışır derler...
Kısa keserek yazımızı nihahette tevdi ediyoruz.
Yahya Kemal’in güzel şiirini niye aldık yukarıya? Ona gelince laf sırası; şu sebepledir şirimizin değinilme sebebi: CAUDWELL’in YANILSAMA VE GERÇEKLİK kitabıyla RÜYA RÜYA İÇİNDE bab’ında, kapısında kesişmektedir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.