- 809 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şizofrenik Sıkıntılar
Masadaki küllüğe ulaşmak herkes için zordu. Masada tek küllük vardı ve masanın tam orta yerinde durması gerekiyordu. Birine yakın olması bencillik olabilirdi. Ama asıl sorun bu değildi. Sorun masanın büyük ve yuvarlak olmasıydı. Dikdörtgen olsa illaki birine yakın olurdu ve birinin işine yarardı. Şimdi ise herkes küllüğe ulaşmak için sandalyedeki rahatını bozuyordu. Bu durum da benim rahatımı.
Masada ne konuşuluyordu bilmiyordum. Ben küllüğü daha faydalı kullanmanın peşindeydim. Sigaraları sırayla içmeleri lazımdı. Küllükte o sırayla herkese yar olabilirdi. Ama bunda da şöyle bir sorun ortaya çıkıyordu; bu meret beraber içilirdi. Biri içerken diğeri bakamazdı. ’’Neyse’’ dedim ve bir duman daha aldım sigaramdan – ben sigara kullanmam ki ! evet evet kullanmam- ve küllüğe uzandım. Daha doğrusu tam uzanamadım ve rahatımı bozdum. Bu denememde de olmamıştı. Bariz rahatsız edici bir durumdu küllüğün ortada olması. Gerçi bana ne, ben sigara kullanmam ki.
Masada konuşulan konuya odaklanmaya çalıştım. Masada iyiniyetli 3. kişiler, parasını alamamış zilyet sahipleri – dolaysız zilyetlermiş heralde – dokunulmazlık sahibi milletvekilleri vardı. Arada da temyiz kudreti olmayanlar gelip suç işleyip gidiyorlardı. Bariz sıkılıyordum. Evde de sıkılacaktım. Ama burda konunun değişmesi, istediğim frekanslara gelmesi gibi bir ihtimal vardı. Evde konu kalmamıştı. Bu da burayı tercih edişimin nedenidir.
Muhabbete bodoslama girip konuyu değiştirmem lazımdı. Masadaki yüzlere baktım. Okumaktan gözleri şişmiş – tabiki hukuk kitaplarını – idealist gözükmeye çalışan ama akıllarında sadece dersi geçip mezun olmak olan 5 tane adam vardı. Masanın sıkıcılığını şimdi anlamıştım. Kız yoktu masada. Kız olmasa da kız muhabbeti canlandırabilirdi masayı. ’’lan’’ dedim ’’şu arkamdaki kız nasıl, ben göremiyorum da’’ Bu soruyu tam karşımdakime sormuştum. Anlamadı tabi ilk seferde. Bu normaldi çünkü iki saattir taşınır mal sahipleriyle uğraştığı için ’’ kız ’’ olgusu yabancı gelmişti beynine ilk seferde. Bir defa daha kodu girmem gerekiyordu. ’’kız’’ dedim, biraz durdum. Boş bakışlar devam edince devam ettim ’’ arkamda iki saattir susmadan konuşan kızı merak ettim, nasıl iyi mi? ’’ Bu sorumun ardından hafif başını sağa çekip arkama baktı. ’’ fena değil ’’ dedi ve direk eski mevzusuna geri döndü. ’’ orda taşınır mal davası açması lazım ’’ Denemem başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Çocukları yoldan çıkaramamıştım. ’’kızlı- erkekli’’ muhabbetlere gelmiyorlardı. (kızlı-erkekli mi? bunu kullanmamalıyım. Herkes bu mesele hakkında konuşuyor ve göndermeler yapıyorsa ben yapmamalıyım. O yüzden burayı yok sayın. )
’’Ya kardeşlerim’’ deyip lafa girdim tekrar. ’’ Halledersiniz dersleri, geçersiniz. Zehir gibi çocuklarsınız. Bak ne güzel bu kadar kişi toplanmışız. Biraz sohbet etsek. Değişik bir muhabbet dönse masada. Zaten derse gireceğiz hukuk, akşam eve gidip ders çalışacaksınız yine hukuk. Biraz farklı şeylerle de beslenin. Yazık bünyenize. ’’ hepsi susmuştu. Susmuştu çünkü orda değildim. Eve geldim çoktan. Bunları söylesem iyi olurdu onlara. İhtiyaçları vardı bunları duymaya ve onlar kadar ihtiyacım vardı bunları söylemeye ama ben küllüğü tercih ettim. ’’Neyse’’ dedim ve biramdan bir yudum aldım – ben alkol de kullanmam! asitli içecek bile içmem – rahatlamam lazımdı. Gergin bir gündü. Çünkü okula giderken planlarım bu şekilde değildi. Eğlenceli şeyler planlamıştım. En azından planlarımda muvazaalı satış yapan kişiler yoktu. ’’bütün planlarımı bozan bunlardır hakim bey. Adalet istiyorum.’’ diyesim var. Velhasılı insan, planları bozulunca geriliyor işte. O yüzden hayatım genelde gergin geçti. Alkol bu gerginliği biraz alabilirdi, en azından biraz şarap uyumama yardımcı olabilirdi ama işte alkol kullanmıyorum. O yüzden elimden bira kutusunu bırakıp ’’ketil’’a su koymaya gidiyorum. Sallama çay fena olmaz bu saatte.
Kerahat vakti uyunmaz derler. Haklılar, allak bullağım ya. Bu nasıl bir rüyadır? Bir; ben sigara-alkol kullanmam!!! iki; o masadaki muhabbet neydi öyle ya. Gideyim de bi su vurayım suratıma.
( Yok yok. Uykudan uyanmayla bitmeyecek bu hikaye o yüzden bu bölümü de dikkate almayın )
İçlerinden biri sigaranın külünü küllüğe değilde yere atma buluşunu gerçekleştirip rahatını bozmamayı sağlamıştı. Ona döndüm ve dedim ki:
--- Şu köşedeki kızıl güzel hatunmuş be.
--- Fena değil abi ama yanındaki sarışın daha iyi bence
--- Allah’ım şükürler olsun.
--- Efendim abi, anlamadım?
--- Yok bişey ya, kendi kendime. O sarışın biraz kilolu sanki ya...
Ahmet BAYRAM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.