- 628 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ERKEĞİ ÖZGÜR OLMUYAN BİR TOPLUMUN KADINI ÖZGÜR OLAMAZ (arşiv)
_____Yazıya başlarken "Her hakkin alınış tarihini tüm yazar çizerler Fransiz devrimine dayatırlar. Biz de bu kurala uyarak önce biz Fransiz devrimine kisaca bir bakalım,sonra sözümüzün memedalisine geçeriz..."Her devrimin oluşumandan önce hem objektif şartlarin oluşması lazım, hem de sübjektif şartların derler ya biz de Fıransız devriminden önceki durumu, devrimin olşum zamanını ve devrimden sonraki durumuna bakarak şekili tamamlıyalım" Şimdi biz fransiz döneminde ki objektif şartlara bakacak olursak " Önce objektif şartları sıralarken; Halkın yönetime karşı hoşnutsuzluğunun hat sahfaya ulaşması gerekir ki objektif şartlar oluşsun derdi bizim ustadlar...bu hoşnutsuzluğun patlama derecesine gelmesi anlamında..yani " Bıçağın gırtlağa dayanma misali.." o zaman ki Fransa/ya bakıldiğin da ; Ülke zenğinliğini ( Hanadan/la iç içe geçmiş soylular,dindar kesim ve bunları koruyup kollayan soylu subay dedikleri egemen sınıfın emrindeki kolluk gücü ) nü de içerlerine alarak ,aralarında ülke zenginliğinin, har vurup harman savurduklarını okumaktayız....Bu 4´lü cete/ye karşi çikan ileriçi ve muhalefet kesim , meşhur "BASITILE" hapishanesin de işkenceye maruz kalır, sudan bahanelerle yillarca hapise mahkum olurlar, bir çoğu da haksiz yere giyotinden geçirilirdi....açliğin,yoksulluğun yanın da mal stokları, zamlar, zamanla malın karaborsaya dönüşerek,ülkenin bir kaos ortamının yaratıldığını yine önümüzdeki kitaplardan okumaktayız.
_____ Kral XVI.LOUIS halktan kopuk, saydiğimiz 4`lü cete ile günlerini gün ettiğini ve de..Fransa orta çag karanlığını yaşarken, yanı başındakı komşu ülkeler her gün yeni bir icat sevincini yaşamaktaydılar...Bunlari sayarken bizde devrimin objektif şartının oluştuğunu da saymiş olduk.Şimdi biz ’subjektif şartın oluşup oluşmadığina bakacak olursak’’ ; Devlet yönetiminin her kurum ve kuruluşunun çürümüşlüğünü.birbirlerinin arasindaki kopuklukla, rüşvet, iltimas , adam kayirmanin yanında ülke ekonomisinin çöktüğünü yine önümüzdeki kitaplar ve ansiklopediden öğrendiğimiz kadarı ile ’SÜBJEKTİF’ şartların da oluştuğunu söylüyebiliriz .
_____Fransiz devriminin yapılışını uzun uzadıya yazmaya kalksak tarih kitaplarını buraya yiğmiş oluruz..zaten yeteri kadar bu konu hakkında kafa yoran arkadaşlarımız vardır. Biz kısa da olsa ;14 temmuz günü halk "BASITILE" hapishanesini basarak hapishanenin fitili ateşlerken, devrimin başlama fitilini de ateşlemis olmuşlar... ....10 agustos 1793`de Kral Louis ve Maria Antoinette Hapishanaye tıkılmış ocak 1793`de gıyotinle infaz edilmişlerdir.17 temmuz 1793 ´de Jakobenler bütün feodal ayrıcaklığı ortadan kaldırmış..karşı devrimçilerin üzerinde terör estirerek çoğunu gıyotinden geçirmekle kalmamış"Feodal düzninde temel taşina dinamit koyarak ortadan kaldirmişlardir’’
_____Frans Devrimi Fransa sanayisi ve tarımının moderinze edilmesinin öncülüğünü de yapmıştır.Bununla birlikte hem Kapitalizmin kapısı aralanmış hem de jekobenler ülkelerinin yenilik kapısını`da aralamışlardır.
_____Her ne kadar devrim de kadın, örgütsel kuruluşların ,tümün de baş rol oynamalarına rağmen ne yazık ki devrimden sonra kalıcı bir hak almadiklarını görüyoruz...ancak 18. yüzyil da okuma yazma bilen kadınların kendi araların da örgütlenerek eşitsizliğe baş kaldırılarının geçmişi devrimden çok çok önceydi ama Fransa kadını kendini ifade Fransa devrimi ile etmiştir... Fransa kadının bu baş kaldırışından esinlenen Ingiliz düşünür WILLAM THMSON" kadınların evler de köle ve ev hapsine bir son verilmeli erkeklerle aynı eşitliliği dile getirdiğin de...ilk yer yerinden oynatan her zaman ki gibi yine’ Dindar kesim olmuştur’ .Bu tarihlerde Feminizm hareketlerinin oluştuğunu da gözlemliğebildiğimiz gibi..daha sonra sosyalist düşünen Charles Faurier "Kadın egtiminin salt eve yönelik değil de aktif olarak hem siyasal hem toplumsal yaşama katılmaları çağrısıyla ses getiren direnişler sergilediğini de gözlemliyebiliyoruz.
_____19. yüz yilda Fransada ki kızlar ota ögretim hakkını uzun bir mucadelenin sonucunda hak olarak kazanmıslardır.....1865`de ABD New-York`da ilk kez kızlarin tıp fakültesin de okuma hakkı nice yazar çizerin belli bir bedelinden sonra ve de kadınlarin azimli direniş sonuçun da bedel ödüyürek elde ettiklerini söylüyebiliriz.Ilk baş kaldırı, "Feminist FLORA TRISTAN`IN" kaç defa hapis edilmesi ve kaç defa şiddete maruz kalışı hatta her açlık grevinden sonra durumu kötüleştiğin de tahliyesi, durumu iyileşir iyileşmez ,tekrar hapisedilmesini okumaktayiz.
____Derken Karl MARX " Modern çekirdek aile ,kadının evcil köleliği üzerinde özgürleşmesi üzerine kuruludur"Örgütlülüğünün "HEM CİNSLERİYLE" hem de o ülkenin ’ERKEKLERİ’ ile omuz omuza mücadelesinden geçeçeğini öğütlemiştir.SSCB `de Ekim devrimi ile eğtim alanın da ve yaşamın her dalın da kadın haklari yasalaştırılmış, boşanmalar kolaylaştırılmıştır.
____Bu tarihlerde bile Ingiltrede din baskısı yüzünden kadınlar fikirlerini açiklarken ceza evlerini boylardi ..zamanla kadınlar şiddete karşı, şiddetle cevap vermeğe başlamış her şiddette, kamu binalarının camları indirilir, posta kutuları yakılırken, sokak lanmaları hasara uğratılır hatta kolluk gücünü taş yagmuruna tuttukları ve bununla tutarlı bir mücadele verdiklerini söylüyebiliriz..
_____Ben her zaman şunu söylerim ;"Deniz insanı ,kara insanından en aşagı yüz sene daha ileri bir kültür yaşamı yaşamaktadırlar . Nitekim de ilk kadın haklari ’YENI ZELANDA’ 1893 tarihin de seçme seçilme ve hayatin her dalın da erkekle eşit haklara sahip olmuşlardır...Hak;Aşağıdakinin kendi araların da örgütlenerek yukarılarıkilerden haklı talepleridir..özünde kendi aralarında siyasi örgütlemenin sonucundaki direniş zaferinin sonuc bildirgesidir .Eğer hak ; Yukaridakilerin vicdani ile verilmiş/se ki...Türkiye de bu hak , hak edilmeden yukarının yani M.Kemalın kadınların direniş göstermeden ve de bedel ödemeden yukarının aşağıya verilmiş bir hediyesidir...ki o hakkin varliği ile yokluğu tartişilir. Ikinçisi ise vicdan sahibi her an verilen hakkı geriye alabilir.Türkiye de sadece yasalar da ve kağıt üzerine verilen bir kadin hakları vardir."AŞI VEREN HATIRA, GÖNÜLE AŞ VERMEZ.....İSTERSE BUNUN ADI DEVLET KAPİTALİZ Mİ OLSUN.....AŞI VEREN ÖZGÜRLÜĞÜ KENDİ ELİNDE TOPLAMAK İÇİN VERİR. ’Anadoluda ki halk ağa ,bey ,aşiret reisi , tacir ,tüccar umuduna terkedildiklerinden ne ekonomik özgürlükleri vardir ne de siyasi..Erkeğinin yaşamları önceden dediğimiz bu egemenlerin insafına bırakılan bir toplum da kadın özgürlüğünden bahsetmek gülünç olur.,,İşte bundan dolayıdır ki ’ERKEĞİ ÖZGÜR OLMUYAN BİR TOPLUMDA KADINI ÖZGÜR OLAMAZ’ yazdık..!
_____Bizim ülkemiz de 5 Aralik 1934 kadınlara seçme, seçilme ve hayatin her dalın da erkekle aynı haklara sahip hale getirilmiştir.Ne yazik ki kadınlarımız aşağıdan, yukaridakilerden ,hak telap bile edilmeden, yukaridakinin kadin hakkı ve diğer hak ve özgürlükler,devlet baskısıyla zorla dayatilmada diğebileçeğimiz bir durumla verilmiştir.77 senedir, anadolu kadını halen çağ medeniyetindeki avrupa kadının yaşamından hatta kendi kadınlığından bile be/haber ve ilkellikten de ötededir.... Arap zihniyetindeki o kıskaçtan kendisini halen dahi kurtaramamıştır.Işkenceye varacak şiddeti iliğine kadar yaşiyan kadınlarımız, bir taraftan camilerdeki vaaz aralarina sıkıştırılarak, şiddete açık kapı bırakılırken, diğer taraftan avrupa uyum yasası savsataliğiyla kadin haklari yasalarının yasallaştığını ibretle izlemekteyiz...Hele son zamanlar da bazi uyduruk demokratik kurum ve kuruluşlar ,kadın hakları adı altında, alt yapısı oluşturulmadan ,kadınlarımızı erkeğine kışkırtma da diyebilecegimiz durumla ne yazik ki halkımızın yuvaları yıkılmaktadır. Bu yuvaların yıkdiklarını kendileride bilmemektedirler.
____Şurada bunu açık açık belirtmeliğim ki erkek egemenliği hakimiyeti su götürmez bir gerçektir.Bunun kırılması, kadının ekonomik özgürlüğünden geçeçeğini her kadının kendisinin bilmesi gibi kadın savunurlarıda bilmesi gerekir.Kendilerine demokrat örgüt veya feminist`ciler dediğimiz bu kuruluşlar "Örgütlemenin aile bireylerinin tümünün örgütlenmesiyle mümkün olduğunu da bilmesi gerekir.Kadının örgütsüz diyelim ki merdivenin her basamağını kendi ayakları ve kendı öz güveniyle tırmanması lazımken ,başkasının kanatı ve taşıma su ile çıkılan bu merdivenin en yüksek tepesinde olsalar bile "tepe taklak " geleçegi ile kalmaz yuvasininda tepe taklak olacagını iyice bilmeleri gerekir.
_____Eğer bir ülkede ileriçi bir haraket zafere ulaşmışsa, bilki o ülkenin ilerici kadınları ,o ileriçi harakete omuz vermişler ki.. zafer kaçınılmaz olmuştur.... bunun aksinin mümkünatı yok..!’ KADININ KURTULUŞU SINIF SAVAŞIMI İÇERİSİN DE HALKININ ERKEĞİ İLE OMUZ OMUZA VERİLECEK SAVAŞIN ZAFERİ İÇERİSİN DE SAKLIDIR’ veye ’MÜMKÜNDÜR’
_____Kimine göre böyle bir savaşın içerisinde kadının yerinin olmadğını ileri sürmeleri ne tesadüf ne de yenidir.Sınıf savaşımının zaferi olmaksızın Anadolu kadının/ın kurtuluşunun mümkünatlığı yoktur.....olsa olsa sosyetik burjivazı kadınının hizmetine sunulan hizmetci konumunda olur ki bu da kurtuluş sayılmaz .Kadını tartıştığın zaman Emekçi kadından yola çıkmalıyız.... zaten diğerinin bir eli yagda diğer eli balda...parmaklarıda ojedeki boya da..... o kadının da tabiki sorunları vardır.Sorunu ’SEÇİÇİLİK’ bizim bahsettiğimiz kadının sorunu ’ŞİDDET VE KARIN DOYURMA ’’ sorunudur.Fark da bu...!
_____Dine göz attığımız zaman ;Hiç bir din kadın eşitliğini savunmaz.Tüm dinler erkeklerin üstün yaratık olduğundan dem vurar.Kadınların kocalarına birer itaatcı yaratık olduğunu anlatmakla kalmaz, kocalarına iyi bir hizmetçliği , çocuk doğuran bir kuluca tavuğu kadar değer vermez.....aksini savunmak olsa olsa yaldızlı palavra olur o da karın doyurmaz.
_____Feodal toplumlar da,Hem dini vacibeler kadının omuzuna yüklenmiş , hemde gelenek görenek dediğimiz ahlak-i değerler.Kapitalizmin ortaya çıkması kadının üretime katkı alanının genişlenmesiyle kadın fabrikalar da işçi olarak kalmamış evdeki köleliğin sonuncunun da başlangıçını başlatmıştır.Dünyada olduğu gibi Türkiye/deki kadın bir yere gelebilmişse fabrika da işçi, memur v.s Alevi kadının çalışanın sayesınde gelmiştir.ve ya okullardaki aldığı eğtimin sayesinde...
_____İslam ekonomisın de kadının yeri her zaman ev ile sınırlandırılmış...Pece ,kara carşaf,demir kafeslere sokulmustur.’Her ne kadar kuran da böyle bir sürenin olmadığını ileri sürseler/de tüm islamla yönetilen veya islamım dıyen ülkeler de bunun uygulandığını görmekteyiz’.
____’EĞER BİR YER DE DİKTATÖRDEN VEYA ZULUMDAN BAHS EDİLİYORSA’ o yerde teslimiyetçiliğin,korkaklığın, mücadelenin olmadığının göstergesidir ki zulum var Kadın hakkı demin de dediğimiz gibi M.Kemalın yukarıdan aşağıya verdiği hediye ile tanışan Türk kadını okulla daha sonra fabrika daha sonra direnişi DEVRİMCİ SOL örgütler sayesinde tanışmış ...bu direniş ve kadının kendine öz güveni sol devrimçi örgütler içinde direniş mücadelesi vererek süre gelen geleneyin devamıdır.... yavaş yavaş sağlam zeminle kendilerinin ifade etmeleri. Egemen sınıf bu direnişlerin önünün alınması için katmer katmer Asker-i darbelerle önü alınmış...bu süreç aynı zihniyetiyle şimdiye kadar düşe kalka süregelmiştir.’KADININ YERİ KOCASININ YANIDIR ’ zihniyetini yobaz beyinlere aşılamasını din baronlarıyla tüm gücü ile bu savaşta karşı tarafda ve de tüm kurum ve kuruluşlarıyla yer almişlardır.
______İster kadınlarımız İşçi olsun , ister Memur,İsterse tırnakları ojeli olsun hatta emekli ve ya hangi mevkide olursa olsunlar onlar bizim anamız , bacılarımız , kızımız veya eşlerimizdir.yani onlar bizim en hassas birer parçamız..Ne biz onlarsız yapabiliriz ne de onlar bizsiz
_____Insanlik kendi kendinin analizini yapmasi lazim ki geleçeğin kahinatcılığını yapabilsin.Geçmşini didiştirirken ortaya çıkacak yanlışı,doğrusu ,başarılılığı ,başarısızlığı,masaya yatırarak geldiği ve gideceği yolun muhasebesini çok iyi yapmalıdır.Eğer geçmişin ışıgı yoksa geleçek yolun karanlığında bocalaması da boğulması da kacınılmaz olur..
_____Önceden de dediğim gibi bazı elementler vardır" Sen onu çok büyük enerji altın da ,büyük bir uğraşla değiştirmeğe kalksan, diger bir elemente dönüşmesinin mümkünü yok...Bazi elementlerde var ki zamanla kendiliğinden başka elemente dönüşürler örnegin " RADYUM" elementi zamanla " KURŞUNA" dönüştüğü gibi..Bazi elementler de var ki yapısallıkları gereyi, ayrı iki elementin belli bir emek ve enerji ile karışımından bambaşka bir element elde edildiği gibi...İster kadın haklarındaki mucadelesin de olsun ister hayatın diğer dallarindaki ,hak mücadelesinde olsun ;Mesele haklılık değerinin çok iyi bir tesbiti ve haklılık payının tartişilmazlığı ile yola çıkılması gerekir..Haklılık payi taşimayan , toplumsal değri olmuyan sirf bazi kişi ve kuruluşun başindakilerin direktifleri doğrultusun da haraket eylemliği başariya ulaşmasi mümkün olmamakla ,gidilecek yolun ,Anarşizm veya terörizm batağina saplanmaktan öteye gitmez..
Her hakkın alınılmasında tarihi firsatrlarida hesaba katmak gerekir bu tarihi firsatlarda yazarin dediği gibi " Tarihi fırsatlar zamanin da istasiyondan kalkan trene benzer, saatında yetişmedin mi haraket halindeki trenin ardıca şapka sallamak ,islik atmak care değildir ".....Saygilarimla Kadir Haktan TÜRKELI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.