- 1405 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIN YONGASI
Yaşamda başımıza gelen kötü şeyler için hep hayatı suçlarız. Ama yaşadığımız güzellikler için hayata övgü yağdıranımız pek yoktur. Oysa hayatın yongası değil midir tüm yaşanmışlıklar. Öyleyse nedir hayatla alıp veremediğimiz. Bu tıpkı çocukların okulda kötü not aldıklarında "öğretmen verdi" iyi not aldıklarında "ben aldım" demelerine benziyor. Bunu söyledikleri zaman hepimizin yüzünde bir tebessüm belirir; çünkü bilirizki iyi not gibi kötü notu da kendileri almıştır. Derslerine yeterince çalışmayınca sonuçta kötü not almaları en doğal sonuçtur. Peki bunu biliriz de hayatta yaşadığımız kötü olayların faturasını neden kendimize çıkar mayız ? Neden aldığımız kararların bizi bu noktaya getirdiğini sorgulamayız ? Acaba bunun sebebi egomuz olabilir mi?
Bir de beklemediğimiz bir an da karşılaştığımızda savunma mekanizmamızın ortaya attığı ironik bir soru var: "Neden ben ? " Ne demektir bu neden ben ? Yani dünyada ki bizim dışımızdaki herkes bu acıya layıkken, bu acıyı ben hak etmedim de yanlışlık sonucu mu çekiyorum demek. Yeryüzünde acıyı hak ettiğini düşünen insan var mıdır ? Tabiki kimse acı çekmeye gönüllü olmaz; eğer ruhsal bir problemi yoksa. Ama unuttuğumuz bir şey var Hayat acısıyla, tatlısıyla bir bütündür. İstemeden de olsa çektiğimiz acılar bizi olgunlaştırır ve hayattaki duruşumuzu belirler. Yaşadığımız olumsuzlukların yüreğimizde açtığı boşluklar kadar mutluluk doldurabiliriz yüreğimize. Biz insanlar şükretmek kelimesine nedense pek yer vermeyiz lügatımızda. Oysa ne çok şükredecek şeyimiz var. Sahip olduklarımızın kıymetini ancak kaybettiğimizde anlıyoruz. Neyazık......
Yapmamız gereken şey ise ; hayatın yılankavi yollarında bize verilen bu en değerli armağanı yani "YAŞAMI" hakkını vererek yaşamak ve yaşadığımızı duyumsamak.
EY HAYAT İYİ Kİ VARSIN ve seninle birlikte BEN DE İYİ Kİ VARIM diye bilmek sanırım..........
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.