- 733 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BÜLENT ARINÇ'IN SIRTINDA "BEN" VAR
Durun, durun!
Sayın Arınç’ın vücudunun neresinde ben olduğu bizi hiç ilgilendirmez.
Biz benliğini sarmış gurur ve kibirden bahsediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde sarfettiği şu sözlerdeki “ben”lere bakar mısınız?
“Ben de sadece bakan değilim!”
“Benim aynı zamanda bir özgül ağırlığım var!”
“Ben bu özgül ağırlığım başkalarından farklıdır!”
“Ben bir yerde bulunuyorsam sadece bir makam işgal eden bir bakan değilim!”
“Ben partinin görüşlerini, düşüncelerini, geçmişini, bugününü ve geleceğini temsil eden bir insanım!”
“Herkes beni böyle değerlendiriyor!”
“Ben Meclis Başkanlığı yapmışım!”
“Ben demokrasi noktasında, özgürlükler noktasında kendimi, ailemi siper etmişim!”
“Ben gençliğimi, aşkımı, hayatımı bu yola vermişim!..”
“Birileri beni yıpratmasın!”
İşte bu “ben”ler çok tehlikeli…
Sadece kendisini veya bizi deği, tüm milletimizi ilgilendirir. Çünkü kendisi “Başbakan Yardımcısı, Başbakan Vekili”dir.
Acaba bu bu sözler bir şaşkınlık eseri olarak mı söylenmiştir?
Belki!
Alınan kararlardan ve hükümet adına söylenen sözlerden önce, kendisi ile istişare edilmediğini ifade ederken, benliğini öne çıkaran çok tehlikeli tavırları olduğunu göstermiştir.
Bizim köşemizi takip edenler hatırlayacaktır, 2013 yılının başında kendisini “2012 yılının en şaşkını” olarak ilan etmiştik. Sebep olarak da, ortak akılla hareket edeceğiz diye yola çıkanların, ona artık itibar etmediğini, onun da bu sebeple hergün şaşkınlıkla karar değişrtirerek, Başbakan’a ayak uydurmaya çalıştığını, bunu yaparken de masa tenisi topu izleyen biri gibi, bir oraya bir oraya bakmak zorunda kaldığını bu yüzden şaşkın olduğunu yazmıştık. İlave etmiştik ki, bu onun mizacına terstir.
Bu şekilde köşeye itilmiş biri olarak rol yapmaya çok fazla tahammül edemez. Bu sözlerimizi, kendisini ve Sayın Başbakan’ı en iyi tanıyanların başında geldiğimiz için söylemiştik.
İşte patladı.
Patladı ama, “ene”sini o kadar şiddetli vurguladı ki, bu İlahi kanunlara da, devlet adamlığına da, dava adamlığına da terstir. Gurur ve kibirin bir ifadesidir. Bu ise kendi sırtında bir yüktür.
Yani “ben”, Arınç’ın sırtında Allah korusun, kendisini dünya ve ahrette felakete sürükleyebilecek bir yüktür. Millete de zararı olabilecektir.
Sanılacaktır ki, bunları anlık bir öfke ile sarfetmiştir. Böyle benlikli bir kişiliği yoktur. Biz de deriz ki, Sayın Arınç’ın kendi ifadeleri var. 3-5 bin kelimeden ibaret olan kelime dağarcığı ile konuşanlardan biri değildir. 20-30 bin kelime ile meramını en mükemmel şekilde ifade edebilmektedir.
Aslında bu ifadelerinin de “ben”likle söylenmiş olduğunu yine bu köşemizde 2012 yılının Eylül ayında yazdığımız yazı ile biz ispat etmiştik.
Meraklıları “Bülent Arınç’ın devirdiği çamlar” isimli yazımıza bakabilirler.
Başbakan ile aralarında başlattıkları atışmalarda haklı veya haksız olduğu konusuna girmiyoruz. Ortak akıl, ya da kolektif akıl ile parti ve ülke yönetmek iddiası ile Milli Görüş’ü terk edip yollarını ayıranların şahsi hallerine dikkat çekiyoruz. Ortak akılla hareket ediyor olsalar “biz, biz!” diye aynı hedefe ilerlemeleri lazımdı. Ama onlar, Allah’ın hoşgörmediği “ben, ben!” nitelemeri ile yollarına devam ediyorlar. Bu tavırlarla millet yararına bir yere varmak mümkün değildir.
Sayın Başbakan’ın da bu konuda aynı durumda olduğunu, yine bu köşeyi takip edenler çeşitli yazımızda hatırlarlar. Örneğin: “Başbakan bunları unutmuş mudur?” isimli yazımız.
Öteden beri olan ve bu atışmayla artık gizlenemez şekilde ortaya çıkan şudur:
Devlet idaresi veya bir davanın yürütülmesi “ben”lerle değil, “biz”lerle mümkündür. Ben’ler herkesin kendini düşünerek hareket ettiğinin en bariz delilidir.
Bardak çatlamışıtır. Bütün dünyanın gözü önünde “ben”li çıkışlar yapılmıştır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
“Ben” diyenler hep olmuş nefsine bende,
Şahittir Kuran da, tarihler de, ben de!..
Ekrem Şama
[email protected]
YORUMLAR
Bıkmak yok eleştiri yorumlarına devam :)))
Ekrem abi merhaba Öncelikle tekrar etmek isterim sizlerle aynı siyasi görüşte değilim, ancak ülke ve millet için çalışan, bağnaz statükoya karşı cesur ve yürekli davranan ellini taşın altına koyan demokrasi ve insan hakları için mücadele veren kim olursa olsun en radikal siyasi görüşe sahip kişi bile olsa saygı duyulup hakkının teslim edilmesi gerektiğine inanırım. Bunlardan biride sn Bülent ARINÇ, tır sizin yazınızda geçen Bülent beyin ( ben ) ifadelerindeki ben sanırım kibir anlamında değil kendisini ifade anlamında ki ben dir. Gerçi Siz daha iyi tanıyorsunuzdur tabi, fakat ben böyle düşünüyorum. Bakın gördünüz mü? Ben de ben dedim tüh ağzıma biber süreceğim:))))
Selamlar
Ah..ah o Başbakan size bi gel dese....
Ardınıza bile bakmazsınız da.Sizin kızgınlığınızı anlıyorum.
Ben de yıllarca beraber siyaset yaptığım arkadaşımın hükümetinde olmak isterdim elbet.
Yalnız işinize gelmeyince bağırıp çağırmak yok.
Yazı yazdın mı eleştiriye açık olacaksın Ekrem Sama.
İki yüzlülük yapmadan.
Sen Kamalak efendiye selam söyle .Şimdi bağırıp çığırıyo fakat o Genel Başkan BAŞÖRTÜLÜ KIZLARI SINIFTAN ATTIĞINDA İTİRAZ EDEN TEK KİŞİYDİM
Onun için hakikat konuşmak için hakkı bilmek lazım
Rol yapmakla olmuyor.
Bak Sayın Arınç nerdeeee ...siz nerdesiniz.
Sevimsiz sitelerden kaçtık sevimsiz siyaset yazılarından dolayı.
Buraya,
edebiyatın güzelliklerini koklayabilmek için,
bu güzel siteye sığındık.
Burada da bırakmadı peşimizi siyaset.
Burada da güzellikleri gölgeledi siyasetçiler, siyaset meraklıları...
Başka site var mı bilemiyorum, üyelerinin siyaseti yazmadıkları?
Bulursam, oraya gideceğim...