Sokak
İkiye ayrılan bir yolun tam ortasında duruyorum. Yürümeye devam etmek için cesaret gerekli artık. Bir adım daha atsam, rüyaymış diyerek uyanacağım korkusuyla gölgemin hareketsiz kalışını izliyorum. Bomboş bir sokak, yalnızlığına terkedilmiş...
İşte burada doğdum ben.
Ne kahkahalara şahit oldu bu sokak. Şimdilerde gülüşüp oynayan çocuklar çocukluğumu anımsatır bana. Ah o deli dolu günler... Özlüyorum ara sıra. Hatırıma fazla uzak değil aslında. Gıcırdayan penceremin sesini duyduğumda ve gözlerimi açtığımda beliriverir çocukluğum. Hayali gülümser bana. Hayali gülümser.
Geceleri gündüzlere benzemez bu sokak, apayrıdır. Tam ortasında basit bir sokak lambası aydınlatır sokağımı. Bir gardiyan gibi dikili durur başında. Evimin bahçesindeki akşam sefasının kokusu daha hava kararmadan sarar her yanı. Ama tek bir ses işitilmez bu sokaktan geceleri. Yapayalnız bırakılmıştır çoktan. Ağlamaklıdır.
Ben de onun çaresizliğini öylece izleyenlerdendim. Bundandı belki bugün yaşananlar. Belki de bir intikamın eseri...
Tam ortasına bir şerit çekiliydi bu sokağın. Koşardım, yorulurdum. Sonra tekrar koşardım. Ama asla geçmezdim o şeridi. Sınırı aşmayı arzulardım fakat hemen geriye bir iki adım atardım. Korkardım. Ya geri dönemezsem... Ama biliyordum. Bir gün geçecektim o şeridi. Bir sabah uyanacaktım ve yolun diğer tarafında olacaktım. İçimdeki merakı ve arzuyu dindirmenin başka bir yolu yoktu. Sadece biraz cesaret gerekli...
Sonunda istediğim oldu. Ama sanki bir şeyler ters gidiyordu. Umduğumu bulamamanın verdiği hüzünle karışık acı ve karanlık bir yerdi burası. Yalnızdım. Canım acıyordu ve yanımda kimse yoktu. Geriye dönüp baktığımda sokağı ve çocukluğumu görüyordum. Ama ona dönemiyordum. Anladım.
Büyümüştüm...
İlker Memiş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.