- 657 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARMAŞIK DUYGULAR
bir başka olur insan sevince aklı koşar elleri saza vurur konuşmaz denen dili çenesine vurur sözler avuçlar sanki güvercin özgürlüğünde salıverir sonra evlerin bacalarından kapılardan pencereden misafirsiz bir söyleşi olur sonraları duvarlara taşınır boş çerçeveler dolar taşar sanki cansız değildir hepsi birer insan bir başka lisan olur ve sevgi kokar saygı sunar el ele tutuşur bütün bir dünya cennet kokar cehennem sonsuza deyin yokmuş sayılır...
SEN BİLMEZDİN BİR ZAMANLAR TANIDIK MANZARADA AYNI LİSANDA IRKÇI MESELELERDE YA DA İNSANI İNSAN OLDUĞU İÇİN DEĞİLDE KENDİNE ÜSTÜNLÜK YÜKLEYİP ALÇAK GÖRÜNDÜĞÜ SÖYLENEN SENDEN DEĞİLSE PEKALA SEN KİMLERDENSİN DERLER ONUN İÇİN DÜNYA İÇİNDE İNSAN GÜZELDİR DOĞRU SÖZ SEVEN KALP VE BİR OLAN AKIL EN GÜZELDİR...
BİR GÜN MUTLAK DİYORDUN BİR GÜN DERKEN BİLE UZAKTA BİR YER GİBİ SÖYLÜYORDUN HALBUKİ O BİR GÜN HEP YARIN DÜN DİYE İKİYE AYRILIRKEN HAYALLERLE GERÇEKLER ARASINDA KALAN ÖMREDE BİR DEN ÇOK KEŞKELERİ SIĞDIRIYORDUN...
Bekleyişlerden geldiğini söylerdin zaman içinde değişen yollar yollar içinden geçen yıllar seni anlatmaz olur artık ölümler bir başkası sanırsan ayıptır geceler kabusa buğu eden günahkarlığın bir çığlık keser korku gözlerinin bir daha dönmek yok adresinden susar tüm yüzler ensesinden kabuk olur yağar yılların yorgunluğunda bakma dersin sözlerin geçmişliğinde odaları kilitli pencereler yasak haykırmaya bağlamaz oldu sazım aşık muhabbetine duymaz oldu narası pek yiğidini anmaz oldu dost akıllı düşmanını vermez oldu borcunu alacağı olmasa bakma sen bana bu ben değil ben değil çünkü sende sen değilsin
yolculuk zamanı geldi bir devirden başka devre geldik bir amansız feryad ki dünya kıyametine uyanıyor senaryoda fakir halk silahsız insanlar öldürülüyor buna kayıtsız kalan dünya insanı barışı ne sanıyor bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyişi sona eriyor bir dev küllerinden yeniden doğuyor zulme ve zulmün dalkavuklarına şamar atarcasına haykırıyor yıkılan duvarlara emzikleri yere düşen bebelere daha çocukken hayallerine çalan genç olmanın haklı onurunu yaşatamayan yaşlanmış beyinlere inat geçmişin izlerini silmeye çalışan geleceğe barışı birlik ve berberliği merhameti tüm dünyaya aşılayan devrin aslanları geliyor....
eskitemediğim sevgimdin sararmış yapraklar arasında beslediğim gözyaşlarım anlatmalımıydım deyipte yosunlaştığım aşk hikayemdin sen zaman hızlı ilerleyişini takvimlerden öç alırcasına yırtılan hayatlara bağışlıyordu sen bir sabah ezanının ıslaklığında geldin kapına çalar adım sesin hala kulaklarımda yankılanır sen ağır bir neşter sessizliğinde süzüldün yanımdan bense kapıda kaldım şaşkınlığın gölgesinde ondan sonrası malum suçlarım sıralandı garipti ama sevmiştim bu sende gizli beni garipti çünkü yollarım sana çıkıyor ama ben çıkmazları oynuyordum umutları umutsuzlukla karşılaştırıp sıkılıp kaçıyordum ve sen şımarık bir çocuk gazhanesi benzetmesi ile hiç alışık değildim seni böylesi bana dargın bırakmaya ama artık sen yoktun benim bir ikinci yalnızlığımda.....
hak hak dediniz başımın etini yediniz sanki haktan geldiğinizi unutup kendinize göre beni haksız bellediniz sonrası malum günahlarınız sizi ele verdi sizler ise hep yarın yaşarım sandınız hal bu ki yarınlarınız aslında hep bugününüz değil miydi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.