- 549 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KALİTELİ YAŞAM VE TÜKENMİŞLİK SENDROMU
KALİTELİ YAŞAM VE TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Tükenmişlik sendromu, adı üzerinde insanın biyolojik, ruhsal, fiziksel, duygusal ve hayata bağlılık anlamlarında tükendiğini gösterir. Kişinin hayattan hiçbir zevk almaması, yaşama sevincini kaybetmesi, umutsuzluğa düşmesi, karamsar olması, hareketsizlik ve atalete teslim olması, beşeri ilişkilerden uzaklaşması, kendisini yalnızlığa itmesi, işbirliği ve takım ruhundan uzaklaşması, moralsizleşmesi, asosyal bir hal alması, yıkılması ve yılgınlaşması, tükenmişlik sendromunun en belirgin işaretleridir.
Tükenmişlik sendromunun bütün belirtilerini üzerinde taşıyan ve hayattan ümidini kesmiş, hiçbir beklentisi kalmamış kişilerin yardımına koşulmaz ise, tedavisine yardımcı olunmaz ise, Allah korusun bir adım ötesi, hayata havlu atmaktır. Maalesef böyle insanlara az da olsa rastlayabiliyoruz. Önemli olan tükenmişlik sendromuna yakalanmamak ve tahribatını çok önceden görerek, gerekli tedbirleri zamanından alabilmektir.
Kişi bir anda tükenmişlik sendromuna girmez. Her bireyin özel şartlarının farklı olmasının yanısıra, bu süreç farklılıklar gösterebilir. Yani bazı dayanıksız insanlar benzer şartlarda daha kısa sürede tükenebilirken, bazı kısmen dayanıklılar da biraz daha uzunca bir sürede tükenebilirler. Önemli olan hiç tükenmemektir. Tükenmemek için de, zamanında kaliteli yaşamın unsurlarını üzerimizde taşırken, kaliteli yaşamın hırsızlarından da ateşten kaçar gibi kaçmamız gerekmektedir.
Peki, İnsanlar Neden Tükenirler?
- Zamanında yapmamız gerekip de, ihmal ederek, erteleyerek, korkarak, bahane üreterek, tembellik göstererek, soruna odaklanarak, negatif düşünerek, kötümser davranarak, ümitsizlik göstererek, mutlaka yapmamız gereken çok önemli işlerimizi savsakladığımız zaman.
- Okuma, öğrenme, danışma, paylaşma, üretme, sinerji ortaklığı kurma, enerjik olma, modelleme, odaklanma vb. gibi kaliteli eylemleri gereği gibi yapmadığımız zaman.
- Güleryüz, tatlı dil, naiflik, kibarlık, nezaket gibi yüksek kaliteli vasıfları üzerimizde taşımayıp; surat asma, kötü düşünme, olumsuz yaklaşma, bahane üretme, aşağılama, rencide etme, küçük düşürme, alay etme, beden dilini olumsuz kullanma vb. gibi hırsızlarla kucak kucağa yaşadığımız zaman.
- Üretme, katkıda bulunma, destek verme, iyilik yapma, yardımcı olma, paylaşma, sinerji ortaklığı yapma gibi güzel ve etkili eylemler yerine; tembellik ve atalet içerisinde bulunma, cimrilik yapma, kibirde boğulma, kıskançlık yapma, egoist olma, bireyselcilik, yalnızlaşma vb. gibi hırsızlarla kol kola girdiğimiz zaman.
- Hayatımıza giren küçük problemleri, sorumluluklarımızı ve görevlerimizi zamanında rasyonel bir şekilde çözmeyip biriktirdiğimiz zaman.
- Hayatın normal baş edilmesi ve başarılarak uzmanlık ve profesyonellik kazanılmasının merdiven basamakları olan eylemlerini sevgiyle kucaklamak yerine; “hay aksi şeytan”, “kör şeytanın işi”, “hay Allah”, “şimdi sırası mıydı? Gibi negatif yaklaşımlarla beslediğimiz zaman.
- Konuşmayı, tartışmayı, farklılıklara rıza göstermeyi ve saygılı olmayı yerli yerinde beceremediğimiz zaman.
- Sahip olduğumuz imkanlara şükretmek yerine; sahip olamadıklarımıza kahrederek ve başkalarını kıskanarak, kendimizi kilitlediğimiz zaman.
- Kucaklamamız ve gereğini salim bir akılla yerine getirmemiz gereken sorunları, aklımız, bilinçaltımız, sağlığımız ve kaliteli yaklaşımımız ile çözmemiz gerekirken; korkarak, evhama bürünerek, kaçarak, saklanarak, kovalayarak, bahaneler üreterek, suçluları sıraya dizerek güya kendimizi haklı çıkarmaya çalıştığımız zaman.
YAVAŞ YAVAŞ VEYA HIZLI HIZLI TÜKENMEYE BAŞLADIK DEMEKTİR…
Tükenmişlik sendromuna girmek, arkasından da depresyonla tanışmak, hemen veya çok kısa sürede meydana gelen bir durum değildir.
- Önemli işlerimizi, acil kamuflesine giren önemsiz işlerin insafına terk ederek önemsemeyerek ihmal edip erteleyerek biriktirdiğimiz zaman.
- Zamanında ve gerektiği anda almamız gereken koruyucu, önleyici ve düzenleyici tedbirleri almadığımız zaman.
- Hayatımızın her aşamasında gerekli olan ölçü, denge ve uyuma zamanında dikkat edip gereklerini yapmadığımız zaman.
- Ümitvarlığı, coşkuyu, heyecanı, çalışma azmini, üretkenliği, dinamizmi ve esnekliği (oynaklık değil) kulak arkası edip; ümitsizliğe, karamsarlığı, yılgınlığa, yorgunluğa, atalete ve durağanlığa pirim verdiğimiz zaman.
- Sabır, sükunet, hoşgörü, affetme, iyilikte bulunma, yardımcı olma, paylaşma gibi yüksek kaliteli eylemlerin yerine; kin, nefret, intikam, öfke, had bildirme, inatlaşma, şüphelenme, suç yükleme, mazeret üretme, bahane bulma, evhamlanma, peşin hükümlü olma, kavgaya meyilli olma, gibi kaliteli yaşamın hırsızlarıyla işbirliği yaptığımız zaman,
TÜKENMEYE DEVAM EDECEĞİMİZ GARANTİDİR…
Zaman içerisinde farkında olarak veya olmayarak, azar azar veya hızlıca tükenmemek için, yüksek kaliteli bir hayat yaşamak için; kaliteli bir insan olmanın faktörlerini üzerimize zamanında giydirmemiz gerekmektedir. Kaliteli yaşamın hırsızlarını yani bizleri zamanla aşındırıp tüketen olumsuz faktörleri de çok iyi tanıyarak hayatımıza sokmamamız gerekiyor. Çöp giren çöp çıkar ilkesi gereği, zihnimize ve bilinçaltımıza olumsuzlukları önce sokarsak, olumlulara yer kalmayacağını unutmamalıyız.
TÜKENMEMEK İÇİN, hareket üzere yaratılmış olan bedenimizi ve zihnimizi sürekli dinamik ve hareketli tutmak, ölçülü, dengeli ve istikrarlı bir şekilde egzersiz yapmak, okumak, öğrenmek, paylaşmak, işbirliği yapmak, pozitif düşünmek ve yaklaşmak, katkı sunmak, enerji ve sinerji yakıtımızı sürekli dolu tutmak, sevgi sermeyesi hesabımızı her aktifte bulundurmak, sürekli yenilenmek, cilalanmak ve baltayı bileylemek zorundayız sevgili dostlarım…
Öfkeyle, kinle, sinirle, stresle, korkuyla, evhamla, şüphecilikle, tembellikle, ataletle, durağanlıkla, olumsuz düşünmekle, negatif etiketlemekle, inatlaşmakla, iddialaşmakla, had bildirmekle, intikam almakla, karamsarlıkla, üzüntüyle, ümitsizlikle, yılgınlıkla vb. geçirilen bir saat; aşktan, coşkudan, heyecandan, üretmekten, paylaşmaktan, odaklanmaktan, dinamizmden, sevgiden, mutluluktan, iyilik yapmaktan, destek olmaktan, katkı sunmaktan, kaliteli yaşamaktan çalınmış 60 dakikadır. TERCİH BİZİM…
Selam, sevgi ve dualarımla… Allah’a emanet olunuz…
6 Kasım 2013 Çarşamba. Saat: 18.00 Antalya.
Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.