- 1609 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KARA FATMA
Ne zaman kurban bayramı gelse içim burkulur,o kurban bayramını hatırlayarak .
Yıllar önce kurban bayramları yaz aylarına denk geliyordu.Bazı komşular birkaç ay önce kurbanlık alıp besleyip kurbanda kesiyorlardı.
Bizde özenmiştik bir tane de biz alalım diye babama baskı yapıyorduk.
----Babam da nasıl bakacaksınız ,zor olur .
demesine aldırmadan .
----Ben bakarım sözleri çıkmıştı ağzımdan.
Nasıl bakılırdı hiç hayvanımız olmamıştı.Duyuyorduk önüne saman biraz arpa kırması karıştırılıp verildiğini duymuştuk.Yaz ayı olması nedeniyle aşkam yediklerimiz kavun karpuz kabuklarını doğrayıp önüne konulduğunu öğrenmiştik.
Hayvan pazarı salı günleri kurulurdu.Köyden hayvanını satmak için gelenler bizim gibi almaya gelenlerle doluydu.
Sıkı bir pazarlık sonunda bir koyunumuz olmuştu.Baş kısmının çoğu karaydı .Tutuğum takımın renkleriydi ondan mı onu sevmiştim .
Sen mi bana bakacaksın bana gibilerden kısa bir bakışma oldu aramızda.Getirdiğim ipi tasmasından geçirip götürmeye çalışıyordum inat ediyordu bazen
---Ne asılıyorsun bee bee diye bağırıyordu ara sıra.
Güç bela evimize getirdik.Mutfağın altı bodrumdu yerini hazırlamıştık.Bir kova su bir de akşamkı karpuz kabukları onu bekliyordu.
Burnuyla koklayıp yemiyordu ben,
---Beğenmedi galiba dediğimde annem
---- Alışır yabancılık çekiyor dedi.
O sene evimizin asması benden çok çekti,yapraklarını koparıp veriyordum.Bahçede ki ağaçlarında yapraklarından tek tek koparıp veriyordum.
Çusu da merak etmişti bu durmadan bağıran.
----Mee diyen kim diye o da görmeye gelmişti,beğenmedi her halde bir iki kuyruk sallayıp gitmişti..
Annem ona bir isim koyalım ismi ne olsun demişti.
Komşumuz vardı Fatma abla bir az esmer renkliydi.Kara Fatma derlerdi onun için.
----Kara Fatma demiştim
---Annem oğlum duyarsa ayıp olur sözüne aldırmadan adını koymuştum.
Yatmadan önce sabah kalkınca ilk işim Kara Fatmanın yanına gitmek oluyor yemini suyuna bakıp onu okşuyordum.
İlk geldiği günlerdeki gibi fazla bağırmıyordu alışmıştı artık.
Evimizin üst tarafı bizi tepe adıyla söylediğimiz yer vardı.Şehir aşağıda kalıp yukarıdan seyredilirdi.Orada çimenler olduğundan oraya otlatmaya götürürdüm.Önceleri kaçmasın diye iple götürürdüm daha sonra ipsiz benimle beraber gidip gelirdik.
Bazen elime bir kitap alır sözde ders çalışırdım.Bazen de güneşten beni korumaya yaradı kitap.
Bazen çimenlere uzanıp çocukca hayaller geçerdi kafamdan.
Karnı doyunca sanki gidelim dercesine yanıma gelir evimize dönerdik beraber.Günlerimiz böyle geçerken bayram yaklaşıyordu.Bana onu nasıl keseceğiz kaygısı düşmüştü alışmıştım ona.O kesilirken bakamazdım nasıl yerdim etinden..
Bir gün yine ben önden o arkamdan giderken.
Mahallemizin yaşlı Mesure ninesi laf attı,
---Ne güzelmiş maşallah gibilerinden.
O gün akşam hayvana birşeyler olmuştu,ne yiyor ne içiyor garip bir hallere bürünmüştü.
annem babam
--Oğlum hayvan zehirli bir şey mi yedi .
--Yok desem de ortada bir gariplik vardı.
Konu komşudan medet umuyorduk çağırıp gösteriyorduk hayvanı.Bir sonuç alamadık .
Babam, annem ne oldu düşün bakalım demelerinde
--Hiç bir şey olmadı sadece Mesure nine böyle böyle dedi .
Komşularla hep beraber teşhisi koydular.
--Onun gözü dokunmuş hayvana ,hayvan çatlayacak dediler.
Başladılar Mesure ninenin vukuatlarını anlatmaya.Şuna gözü deydi , buna gözü deydi..
Kurban bayramına iki gün kalmıştı,hayvan ölecek mundar olmasın diye kesmiştik.
Yeni bir kurbanlıkta alamadık o sene.
Ondan sonra hiç kurbanlık beslemedik...
YORUMLAR
Oldukça sıcak, içten, çocukluğun o saf duygularının anlatıldığı çok çok hoş bir yazı olmuş. Çok çok beğenerek okudum.
Üç aşağı beş yukarı her çocuğun mutlaka böyle kesilmesine kıyamadığı bir koyunu ya da en azından tavuğu olmuştur diye düşünüyorum. Bizim de bir Hanfe cücümüz vardı. Büyüyüp tavuk nolunca mideye indi tabii ki ama ne ağlamalr, sızlamalarla kesildi o.
Mesure ninenin de günahını almışlar. Kadın Maşallah demiş, maşallah dendikten sonra nazar olmaz ki)))))))))))))))
Selam ve sevgilerimle.